Ateş Ağızlarım...
Slmlar, öncelikle forumda küçük çaplı bir arama yaptığımı ve yeterli kalmadığını belirtmek istterim ve siz, değerli akvaryum.com forumu üyelerinden bir ricam olacak...
Daha önce elbet aramızda ateğ ağızlardan yavru alan üstatlarımız olmuştur.Ve sizlerden bu balıklar hakkında genel bilgi istemeyeceğim.Sadece çiftleşme dönemlerinden bahsetmenizi isteyeceğim. Benim ateş ağızlarımın birbirlerinin etrafında usulca dönerek solungaçlarını büyütmelerinden yola çıkarak bu konuyu açma gereği duydum.Umarım ki resimlerde size balıklarım hakkında rehber olacaktır.Şimdiden Teşekkürlerimi sunarım.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Akvaryum kurmak, ama sadece balık beslemiş olmakla kalmayıp üretmekte istiyordum. Mayıs ayında henüz cinsel olgunluğa erişmemiş 4-5 cm boylarında 5 adet Ateş Ağız aldım. Sabırlı olmak ve acele ile alınmış balıklardan dolayı üzüntü duymamak en büyük gayretimdir. Alırken bir süre gözlem yapmak ve sağlıklı balıklar üzerinde ısrar etmek yerinde olur. Kardeş balıkları da çiftleştirmenin uygun olmayacağını bir çok yerde okumuştum. Önce akvaryumu balıkların sağlıklı bir şekilde gelişebilecekleri hale getirdim. 80 cm’ lik bir akvaryum hazırladım. Kendilerini güvende hissetmeleri için zemin kumunu koyu renkte tercih ettim. PH seviyesini düşürebilmek için uygun ağaç köklerinden koydum. Sert yapraklı bitkilerden yerleştirdim. Orta boyda saksı ve kayalar ile balıkların sahiplenmesi için çeşitli odacıklar oluşturdum. İyi bir havalandırma ve su arıtma sistemi kurdum. Düzenli su değişimlerini gerçekleştirdim. Kaliteli kuru yem, canlı yem ve vitamin içeren bir diyet uyguladım. Böylece balıklar 6-7 cm boya ulaştılar. Ağustos ayı, sonunda bir çiftin yan yana durup, diğer balıklara karşı ileri geri gidip, kıpkırmızı solungaçlarını kabartıp ortalıkta dolaştıklarını fark ettim. Erkek balık dişiye kur yapıyor, yüzgeçlerini gerip, zemine baş aşağı bir pozisyona geçip daha sonra telaş içinde göğsünü kuma sürtüyordu. Erkek ve dişi balığı 50 cm’ lik, önceki ile aynı şartlarda bir akvaryuma aldım. Bir saksı yerleştirdim. Balıklara canlı yem vermeyi kestim ve akvaryumun temizliğine çok dikkat ettim. Tüketilmeyen kuru yemleri de akvaryumdan uzaklaştırdım. Az da olsa su değişimlerine devam ettim. Yeni yere uyum sağladıktan bir süre sonra balıklar üreme faaliyetlerini gerçekleştirdiler. Yumurtlamadan sonra erkek balığı ayırdım. Çift, uyumlu görünmekle birlikte yumurtadan çıkan yavrulara sahiplenip tek başlarına bakmak isteyebilirler. Bu da ebeveynler arasında kavgaya ve yavru kayıplarına sebep olabilir. 2 gün süren kuluçka evresinden sonra yavru balıklar yumurtadan çıktılar. 6-7 gün sonrada annelerinin gözetiminde yüzmeye başladılar.
1.Gün: İhtimal ki dişi balık kendini hazır hissettiğinde erkek balığı yumurtlayacakları yere davet etti. Önce seçtikleri yumurtlama zeminini temizlediler ve sonrada dişi balık bir sıra yapışkan yumurtayı bu zemine bıraktı. Daha sonrada erkek balık dişinin kenara çekilmesi ile yumurtaların üzerine gelip onları dölledi. Ben uyandığımda erkek balık bir kovuğa girmiş duruyordu. Dişide yumurtaların yanındaydı. Saksının iç kısmına, üst ve yan çeperlerine yapışan yumurtalara dişi balık yüzgeçleri ile su sirkülasyonu uyguluyordu. Erkek balığı ayırdım.
2.Gün: Üç adet yumurtanın döllenmediğini, bozulup beyazlaştığını fark ettim. Dişi balık daha sonra bu yumurtaları diğerlerinden ayırdı.
3.Gün: Yumurtadan belli aralıklarla çıkan ve henüz yüzemeyen yavruları saksının zemininde ve dağınık vaziyette gördüm. Anne balık bu dağınık haldeki yavruları saksının dip kısmına topladı.
4.Gün: Zıplayıp saksının dışına düşen yavruları dişi balık ağzı ile alıp tekrar eski yerine bırakıyor.
5.Gün: Saksının ön tarafına bir çukur açan anne, yavruları buraya yerleştirdi. Daha sonra (benden çekindiğini sanıyorum) tekrar saksının içine taşıdı. Parmağımı uzattığımda koruma iç güdüsü ile solungaçlarını kabartıp hamle yapıyor.
6.Gün: Şelale tipi filtreyi kapatıp onun yerine hava motoru ile çalışan sünger bir filtre koydum. Saksının tam önüne attığım yemleri anne balık yemediği taktirde bir hortum ile geri alıyorum.
7.Gün: Anne balık beni görünce solungaçlarını kabartarak saksıdan çıkıyor ve yavruların olduğu yerden yan yan yüzerek uzaklaşıyor. Sanırım amacı beni kendine çekmek sureti ile yavrulardan uzaklaştırmak. Onun da işi zor artık, yavru balıklar pek bir hareketli!
8.Gün: Sabah uyandığımda yavruları balıkları saksının önündeki çukurda buldum. Odaya gün ışığının dolması ile birlikte saksı kenarından ve birbirlerinden ayrılmadan yüzmeye başladılar. Bazı yavrular daha cesaretli. Gruptan uzaklaşan olursa anne balık ağzı ile yakalayıp diğerlerinin yanına bırakıyor. Onlara bir şırınganın yardımı ile yumurta sarısı ve sulandırılmış toz yem verdim.
9.Gün: Sonunda! Yavruların tamamı annelerinin gözetimi altında yüzmeye başladı. Bütün akvaryum onların, istedikleri yöne gidiyorlar. Üretim sürecinde zor günler başlıyor, dikkatli olmak lazım. Akşam olunca bütün yavru balıklar hayata gözlerini açtıkları saksının, önünde ki çukura toplandılar ve geceyi bu çukurda geçirdiler.
10.Gün: Her an anne balığı ayırmak mümkün ama yinede iki-üç hafta birlikte tutmayı düşünüyorum. Yavru balıklar çukurda iken anne balığın yüzgeçleri ile taze su dolaşımını sağlaması bile yeter. Anne balığın yemesi için verdiğim, kumun üzerine düşmüş bir parça kuru yemi ağzı ile alıp yavruların üzerlerine doğru püskürttüğünü fark ettim. Şaşkınlığım ve hayretim her geçen gün biraz daha artıyor.
Orta Amerika kökenli bu balıklar için akvaryum büyüklüğü 100-150 cm olarak önerilir. Çiftler bu akvaryum içersinde de yumurtlayabilir. Güvenlik açısından diğer balıkları ayırabilirsiniz. Ama 40-50 cm yüksekliğindeki bir akvaryumda yavruları beslemek zor olabilir. Hazırlanması zaman alan özel canlı yemler mutlaka önceden hazırlanmalıdır. İlk haftalarda verilen düzenli yemin yavrular üzerindeki olumlu etkisi çoktur. Üreme suyu sıcaklığı 26 derece olarak önerilir. Ama yukarıda anlattığım olaylar yaz mevsiminde olduğu için benim akvaryumumun su sıcaklığı 28 derece hatta bazen 30 dereceyi bulmuştur. Sıcak suda oksijen daha az bulunur. Bu sebeple havalandırmaya önem vermek gerekir. Düzenli su değişimleri erişkin balıkların gelişmesinde ve üreme iç güdülerinin harekete geçmesinde önemli rol oynar. Uygulanan su değişimleri aynı oranda günlere bölünerek yapılırsa yavru balıklar üzerinde ki etkisinin daha etkili olacağı kanaatindeyim. Ph derecesi normal, su sıcaklığı yüksek, su sirkülasyonu iyi yapılmış, havalandırması düzenli, yemlemenin suyu kirletmeden, oranlı ve dip temizliği iyi yapılan akvaryumlarda bakteri üreme olasılığı en aza indirilmiş demektir. Böyle sağlıklı bir ortam oluşturduktan sonrada geriye, huzur içersinde ateş ağızları izlemek kalır.
Bilgiler Sitesinden alıntıdır.
Saygılar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir