Astronotlara yem Seçimi

 

Balıkların doğasında canlılar ve hatta çeşitli canlıların ölüsünü yemek var bu doğru. Ancak kendi doğalarında bizim asla sağlayamayacağımız stabil su değerlerinde , çok daha az ve dengeli beslenerek , her gün kmlerce yüzerek , avlanarak yaşıyorlar. Şu da unutulmamalı , doğada sadece fizyolojik olarak hastalıklara karşı en dirençli ve en sağlıklı bireyler hayatta kalıyor. Akvaryum ortamında yetiştirilmiş , hiçbir doğal seleksiyona maruz kalmamış bireyleri besliyoruz . Bağışıklık sistemleri doğadaki kuzenleri ile asla mukayese edilemez. O yüzden benim tavsiyem , asla doğru şekilde dezenfekte edilmemiş canlı yada cansız , hiçbir et yada sebzenin balığa verilmemesidir, risk göz ardı edilirse , sonu  iç parazittir , öldürür.

Doğru şekilde dezenfekte edilen ve güvenilir kaynaklardan elde edilen canlı yemler ve et ürünleri astronotun gelişimini roket gibi fırlatacaktır. Madem konuyu açtık , ben de kendi astronotlarıma verdilerimden biraz bahsedeyim .

-Dana yüreği , sinir ve damarları alınmış , güzelce ve temiz  yıkanmış olursa çok iyi olur  ben yüksek miktarda hazırlayıp donduruyordum , sonra azar azar çözüp veriyordum , çok faydasını gördüm , sarımsak yağı veya suyu ile dezenfekte edilebilir

-Dondurulmuş hamsi , pınarın , 700gr 6tl idi ozaman , aldım buzluğa attım , çözdüm çözdüm verdim  , herzaman el altında ve hazır. Zaten dondurulmuş olduğı için bir parazit riski düşüktür.

 

-Dondurulmuş karides , pınar'ın , aynı şekilde 1-2 tane çözüp veriyordum , sarımsak yağı veya suyu ile dezenfekte edilebilir

 

-Un Kurdu, Kendim yetiştiriyordum , Ankarada aldığım bir yer var , alıp direk te verilebilir...

-Jel kan kurdu , tetra delicia , en güvenilir protein kaynağıdır bence. 

İç parazit , tedavi edilsede kalıcı hasar bırakan bir hastalık türüdür. Bence alınmaması gereken bir risktir.

Ek olarak diyeceğim balıklar kendi doğal ortamlarında avladıkları canlılardakı parazit ve mikroplara karşı kuşaklar boyu doğal seleksiyona tabi olmuşlar. Dolayısıyla kendi ortamlarındaki parazitlere bağışıklıkları var. Ama biz tutupda tamamen farklı bir kıtanın, faklı bir ekosisteminden gelen canlı hayvanı balığa verirsek o zamana kadar hiç karşılaşmadığı, bağışıklığı olmadığı parazitlere maruz kalacak demektir ki bunun sonucu ölümleri akvaryumlarımızda sık sık görüyoruz. 

Durumu farklı şekilde örneklendirirsek, bizim için sıradan bir soğuk algınlığı amazonlarda dünyadan kopuk yaşayan bir kızıldereli kabilesinin kökünü kazıyacak kadar ölümcül olabilir. Keza bazı kaynaklara göre amerikadaki yerli nufusun %90 ı tek başına ilk avrupalılardan gelen çiçek hastalığı tarafından yok edilmiş.

Hocam , solucanın çıktığı toprağa ne karıştığını bilemezsiniz. Solucam zaten toprağı sindirim sisteminden geçirip içerisindeki organik maddeleri sindirerek beslenir . Ben canlı yem'e karşı değilim. Kendim de toprak solucanı bulduğum zaman veririm , ancak  doğru şekilde dezenfektesinin gerekliliğini unutmamak gerekir .  Ayrıca , her koşulda , abartılmasına karşıyım , çünkü balığa verilen her canlı yem bir risk taşır , sürekli risk yerine ihtiyaç duyulduğu kadar risk daha mantıklı . 

Şunuda unutmayın , piyasada protein oranı %60'ı bulan yemler var , bunların çoğu , aynı zamanda balığın ihtiyacı olan pek çok vitamin'i de barındırıyor. Bence en iyi diyet canlı yem ile desteklenen kaliteli ve çeşitli kuru yemdir.

Ebola, vida kurdu, botulium (1gramı 10milyon insanı öldürmeye yeterli) bunların hepsi çevrenizdenki heşeyden çok ama çok daha doğallar emin olabilirsiniz. Doğal olandan zarar gelmez diye bir şey yok. Doğada alien filmini bile gölgede bırakacak kabus gibi hastalıklar, parazitler var. Vereceğiniz her canlı yada işlenmemiş yem balığın bağışıklığı ile parazitler arasında oynayacağınız bir kumar demektir. Son olarak akvaryuma taze sıkılmış limon suyu dökersenizde balığınız ölür. 

[VID]http://www.youtube.com/watch?v=vMG-LWyNcAs[/VID]