Apartman Girişine Akvaryum Kurma Yep yeni resimle sy 4te
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Balık ve Stres
Stresi kısaca tanımlarsak, kötü şartların organizma üzerindeki fizyolojik ve psikolojik etkisidir diyebiliriz.
Örneğin iş stresi, yolculuk stresi gibi kavramlar kullanıldığında tam tanımını bir anda yapamasak da, ne kastedildiğini çok iyi anlarız. Yoğun ve yorucu bir tempoda çalışan kişinin, istememesine karşın, zorunlu olduğu için çalışması gerekir. Bunun sonucu olarak ruhen ve fiziken yıpranır. Keyfi olarak yapılmayan, bir yerden başka bir yere zorunlu olarak seyahat etmekte bir başka örnek… Halk otobüsü ile sıkış tıkış, ayakta 2 saatlik bir yolculuk ya da uçakla yapılacak 10 saatlik bir mecburi yolculuk sıkıcı ve yorucudur. İşte, zorlayıcı bu gibi faktörler sonucu insan üzerinde görülen olumsuz etkilere stres diyebiliriz. Günümüzde mücadele için bilim oldukça geniş çaplı olarak konuyu araştırmakta ve giderme yolları üzerinde somut adımlar atmaktadır.
Peki ya balıklarımız… Bizim yorucu bir günün ardından, stres atmak için karşısına geçtiğimiz akvaryumdaki balıkların da stres yaşayabileceğini biliyor musunuz? Şimdi balık ve stres ilişkisini sebep ve sonuçları ile ele alacağız.
Balıkta Stresin Sonuçları Nelerdir?
Farkında olmadan balığımızın strese maruz bırakılması, beraberinde istenmeyen sonuçları da beraberinde getirir. Akvaryumda hoşnut olmadığımız bir durumun, açıklayamadığımız bir balık hareketinin belki de sebebi strestir. Şimdi sonuçlarını sıralayalım;
1- Stresin en önemli sonucu immün yani bağışıklık sisteminin zayıflamasıdır. Ortamdaki istenmeyen zorlayıcı koşullar, yani stres sebepleri bağışıklık sistemine olumsuz etki yapar. Bunun sonucu olarak da balıklarımız direncini kaybeder. Hastalıklara açık hale gelirler. Akvaryum ortamında bulunan aynı tür balıklardan biri veya birkaçı hastalanırken, diğerlerinde hastalık belirtisi görülmez. Aradaki fark bağışıklık sisteminin gücü ile açıklanabilir. Stresin en kötü sonucu balığın ölümüdür.
2- Stres altında olan balık renklerini sergileyemez. Her zaman canlı görmek isteğimiz balıklarımızın renkleri solar, üzerinde normal olmayan lekeler oluşur.
3- Doğrudan beslenme, geniş ortam, kaliteli su ile alakalı olsa da, strese maruz kalan balık dolaylı yoldan normal bir gelişim gösteremez. Olması gerekenden daha küçük kalır.
4- Uygun koşulların sağlanamaması sebebi ile balık üreme görevini yerine getiremez. Bunu pek çok stres sebebine bağlayabiliriz. Kötü su koşulları, güven duygusunun yerleşmediği ortam, saldırgan türlerin bulunmasını örnek olarak verebiliriz.
Stres Nasıl Teşhis Edilir?
Strese girmiş bir balığı teşhis etmek çokta zor değildir. Ancak bunun yolu beslediğimiz türü özellikleri ile tanımamız ve iyi bir gözlem yapmaktan geçer. Hal ve hareketlerindeki, fiziki görünümündeki değişimler balığımızın stres altında olduğunun göstergesidir. Yukarıda sıraladığımız sonuçlarda aslında teşhisin kendisidir. Konuyu biraz daha açarsak şu şekilde bir sıralama yapabiliriz.
1- Balığımız üreme seremonisi sonrası yumurtaları tükürüyor, yutuyor ya da yiyorsa etrafında buna sebep olan mutlaka bir stres faktörü vardır. Bu faktör her tür için ayrı olabilir. Örneğin yumurta döken ebeveyn bir süre sonra yumurtaları yer. Yavrularının güvende olamayacağını hisseder, yani güvenlik faktörü sebebi ile böylesi bir hareket sergiler. Ağzında yumurta tutmuş bir balık yeterli kaçış alanı ve saklanma ortamı bulamazsa oluşan stres sebebi ile yumurtaları yutar ya da atar.
2- Balıklar ya da akvaryumdaki herhangi bir balık sürekli olarak saklanma eğilimi gösterir.
3- Sürü halinde yaşamlarını sürdüren türler, guruptan ayrılarak yalnız kalmayı tercih ederler. Bu kimi zaman bir hastalık sebebi ile görülse de, guruptan ayrı kalan balığın bir süre sonra guruba katıldığı görülür. Net açıklaması olmamakla birlikte, sürü psikolojisi içerisinde değerlendirilmesi gereken bu hareket bir stres faktörüne bağlanabilir.
4- Koloni balıkları içerisinde kimi türler saklanmadan gruptan ayrı kalmayı tercih ederler. Zaman zaman hareketli olurlar, yem yemelerinde problem yoktur. Fakat ciddi bir ayrı duruş balığın stres altında olduğunun göstergesidir.
5- Balık sıra dışı anormal hareketler sergiler. Bu akvaryumda bulunan diğer balıkların sergilemediği bir hareket olmalıdır. Ani hareketlilik, sürekli aynı noktada kalma, hızlı solungaç hareketleri, ağzın sıklıkla açılıp kapanması örnek olarak sıralanabilir.
6- Stres altındaki balığın hastalıklara açık hale geldiğini belirtmiştik. Aynı şekilde tedaviye geç cevap vermesi ya da tedavi sonrası hastalığın yeniden nüksetmesi, ortamda bir stres faktörünün varlığını gösterir.
Strese Neden Olan Faktörler ve Önlemleri Nelerdir?
Strese neden olan faktörler özünde, normal şartlarda yerine getirilmesi gereken temel düzenlemelerin yapılmamasından kaynaklanır. Yapılan araştırmalar, balıkların bağışıklık sistemlerinin çok güçlü olduğunu ve farklı ortamlara ayak uydurmalarının pek çok canlıya göre daha kolay olduğunu ortaya koymuştur. Stresten en uzak balık elbette ki kendi doğal habitatında yaşamını sürdüren balıktır. Eğer biz onlara evlerimizde kurduğumuz mini ekolojik sistemlerde yeterli imkanları sağlayamazsak, eksik kalan her bir nokta stres faktörü olarak karşımıza çıkacaktır. Doğal ortamlarını ne kadar birebir taklit edersek, stres faktörlerini de o kadar azaltmış oluruz. Şimdi sırlayacağımız maddeler, aslında sürekli olarak akvaristlerin birbirlerine vermiş olduğu tavsiyelerden başka bir şey değildir. Ancak farkında olunmayan her birinin potansiyel stres faktörü olduğudur. Biz kendimize görsel bir dünya hazırlarken, onlar için büyük hatalar yapıyor olabiliriz. Stres faktörlerini üç temel başlık altında ele alacağız.
A. Dış Faktörler
Akvaryumlara etki eden temel dış faktör insan unsurudur. Akvaryumlarımızı ne kadar iyi izole eder, ne kadar az müdahalede bulunursak o kadar fazla stresten uzak tutmuş oluruz.
1- Akvaryumlar ani hareketlere açık, orta alanda olmamalıdır. Dış hareketlilik balıkları rahatsız edecektir. Nispeten hareketliliğin uzak olduğu bölgeler akvaryum kurulumu için uygundur.
2- Akvaryum titreşim yaracak unsurlardan uzak olmalıdır. Yüksek şiddette yayın yapan ses sistemleri gürültü açısından etki yaratabileceği gibi, oluşturacakları titreşim balıkları olumsuz etkiler.
3- Aynı balık üzerinde abartılı sayıda flaşlı fotoğraf çekimi yapmakta bir başka stres kaynağıdır.
4- Uygun olmayan balık transferi stres faktörüdür. Balık nakli başlı başına bir konu olsa da, akvaryumlara yeni alınan balıklar adaptasyon sorunu yaşamaktadır. Bu süreç onlar için oldukça yorucu ve uzun olabilir. Konumuz çerçevesinde değerlendirilmeli ve gerekli tedbirler alınmalıdır.
5- Balıkların sürekli ortam değişikliğine maruz kalması stres faktörüdür. Özellikle yumurta tutmuş ya da hamile balıkların yavru alma kaygısı ile sürekli ortam değiştirmeleri yanlış bir uygulamadır. Bu işleme bir kez karar verilmeli ve sık müdahaleden uzak durulmalıdır.
6- Gereksiz kimyasal kullanımı ve dozunda kullanılmayan ilaçlar stres faktörüdür. Balıkta görülen rahatsızlığın tedavisi mümkün olduğunca farklı bir ortamda yapılmalıdır. Özellikle bulaşıcı bir hastalık değilse ana tankta tedavi uygulanması son derece yanlıştır. Bir balığı kurtarmak için uğraş verirken, diğer balıklar gereksiz yere rahatsız edilmiş olur. Tedavide karantina tankı kullanılmalıdır.
B. Ortam Faktörleri
Ortam faktörleri, balığın yaşam alanındaki olumsuz etkenler olarak karşımıza çıkmaktadır.
1- Türün uygun olmayan hacim ve alanda beslenmesi stres faktörüdür. Balık demek yüzmek demektir. Yeterli alan bulamayan balık stres altında kalır. Taban balıkları içinde yeterli dolaşma alanı yaratılmalıdır.
2- Kötü su şartları stres faktörüdür. Düzenli su değişimi yapmak ve uygun yaşam alanını oluşturmak gerekir.
3- Uygun su değerlerinin olmaması bir başka faktördür. Beslediğimiz türün hangi sertlikte, hangi ısıda suya ihtiyaç duyduğunu iyi bilmek gerekir.
4- Gerektiğinden fazla şiddette ışık kullanımı stres faktörüdür. Bizim gözümüze hitap eden bir ışık düzeni balıkları aşırı rahatsız edebilir. Yine buna bağlı olarak ani açılan ışık balıklarda stres yaratır. Kimi zaman bu durum kalıcı hale gelir ve saklanan balıklar bulundukları ortamdan çıkmazlar. Bunu en aza indirmek için önce oda ışığı ve akvaryumda birden fazla lamba varsa kademeli olarak açılması gerekir. Bitkili akvaryumlarda nispeten yüksek şiddette ışık kullanılır. Yeterince gölgelik alan yaratılmasına özen gösterilmelidir.
5- Işıkların gece boyunca açık kalması stres faktörüdür. Unutulmamalıdır ki balıklarda uyur. Bu süreç onların metabolizmalarını güçlendirmesi ve enerji toplaması için gerekli bir zaman dilimidir. Yine gece dolaşan ve avlanan türler, sürekli ışıklı bir ortamda rahat edemez ve yaşamsal etkinliklerini yerine getiremezler.
6- Uygun olmayan taban malzemesi stres faktörüdür. Doğada rastlamadığımız pembe, mor renkle boyalı, iri taneli taban malzemelerinden uzak durmak gerekir. Balığımıza uygun kalınlıkta ve özellikte taban malzemesi tercih edilmelidir. Türüne göre, üreme bölgelerini kumları şekillendirerek belirlediklerini, saklanma alanları oluşturduklarını ve hatta yaşamlarının bir bölümünü kum altında geçirdiklerini unutmamak gerekir.
7- Bize göre dekor, onlara göre yaşam alanı olan malzemeler mutlak suretle bulundurulmalıdır. Bu malzemeler türe göre değişir. Bitkiler, kayalar, kütükler, hatta salyangoz kabukları bile bazı türler için vazgeçilmez ve olmazsa olmazlardandır.
8- Gereğinden fazla sirkülasyon olmamalıdır. Balığın fiziksel olarak yorulmasına neden olduğu gibi, bu zorlu ortam stres faktörü olarak karşımıza çıkmaktadır. Akvaryumlarımıza uygun, ergonomik filtre ve dalga motorları kullanılmalıdır.
C. Sosyal ve Fiziki Faktörler
Türümüzün sosyal davranışlarına uygun ortam yaratılmalı ve yaşam alanı içerisindeki fiziki olumsuzlukların önüne geçilmelidir.
1- Balıklar tür olarak birbiri ile uyumlu olmalıdır. Çok geniş kapsamlı olan bu konuda, aynı habitattan olmayan türlerin aynı ortamda bakılmasının, herhangi biri için stres faktörü doğuracağı vurgusunu yapmakla yetineceğiz.
2- Erkek ve dişi sayısının orantılı olmasına dikkat edilmelidir. Baskı altında kalan balığın sürekli panik halinde olduğu unutulmamalıdır.
3- Sürü balıklarının yeterli sayıda bir arada bulundurulması gerekir. Yalnız kalmaları üzerlerinde bir baskı oluşturacak, kimi zaman bu baskı diğer türlere yansıyacaktır. Bazı türler korumasız kalırlar, bazı türler agresif tavırlar sergilerler, bazı türlerde saklanarak ortamdan uzaklaşırlar.
4- Aynı habitattan olmalarına karşın farklı mizaçlı balıklar bir arada bulundurulmamalıdır. Sürekli baskıcı saldırgan bir tür, daha uysal türleri rahatsız edecek ve akvaryumda bir stres faktörü olarak yerini alacaktır.
5- Eş tutan ve üreme dönemine girmiş balıklar türdeşlerine göre saldırgan bir tavır içine girerler. Bu gibi durumlarda eşlerin olduğu kadar, eş tutmamış balıklarda stres altında kalacaktır. Mümkün olduğunca eşler ayrı bir ortamda bakılmalıdır.
6- Çevik ve hareketli balıklar ile, hantal yavaş hareket eden balıklar bir arada bulundurulmamalıdır. Sürekli yüzen bir balık etrafında karşılaşacağı diğer balıklardan etkilenir. Aynı şekilde durağan bir balık kendisine çarpılmasından veya sürekli etrafının hareketlilik olmasından hoşlanmaz. Karma akvaryumlarda türe göre taban, orta alan ve yüzey balıkları doğru tercih edilmelidir. Aynı bölgede yoğunlaşacak fazla sayıda türden uzak durulmalıdır.
Görüldüğü gibi bir veya birden fazla neden balıklarımızı, akvaryumlarımızı ve dolayısıyla bizleri etkiler. Birden fazla stres faktörünün bir araya gelmesi ile telafisi mümkün olmayan durumlar karşımıza çıkabilir. Anlam veremediğimiz pek çok durumun cevabı yukarıdaki satır aralarında gizlidir. Stressiz bir ortam yaratmanın temel koşulu beslediğimiz türün özelliklerini iyi bilmekte yatar. “Benim akvaryumumda her şey yolunda, hiçbir tür diğeri ile uğraşmıyor” ya da “Bu kadar şey yazılmış, fakat benim hiç sorunum yok” diyenler olabilir. Ancak şu var ki her şey siyahsa, içinde beyazı görmek mümkün olamaz.
Stres tedavisi mümkün olmayan bir rahatsızlık olmamakla birlikte, temel koşulların sağlanması stres sonucu erozyona uğramış bir balığı, normal hayatına döndürmekten daha zor değildir.
Stres, siz ve balıklarınızdan uzak olsun…
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Saglikli baliklar dilerim
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Benim yazdıklarımı okumayıp hala kendi yazdıklarınızda takılıyorsanız bunada ben çok üzüldüm.
[/QUOTE]Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
20 senedir balık besliyorum o sizin mkakalelerinizin zaman içerisinde o kadar çok değiştiğini gördüm ki siz bile şaşirsiniz . İnsanlar makalelerle yaşasaydı sürücü kurslarında direksiyon dersleri olmazdı okurlardı ve araba kullanırlardı.Yazdıklarım sizin için bir makale değerindedir bir yere not edin sonra sizde benim gibi üzülmeyin.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Ben size başınza gelecekleri söyleyim sarhoşun yada ufak bebelerin gazabına bugün uğramazsa yarin mutlaka uğrayacaktır cünkü toplum olarak kuş balık köpek kültürü tam yerleşmemiştir bir sabah apartmanın içinden geçerken balıklar bir yanda sular dökülmüş akvaryum camı patlamış bulabilirsiniz.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir