Akvaryumda doğru ve akılcı kum kullanımı


RüzgardegirmeniÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 12/04/2006
İl: Manisa
Mesaj: 5919
RüzgardegirmeniÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 24 Haziran 2013 16:33

Kimi zaman ressamların elinde uçuşan sanat parçacıkları olurlar. Kimi zaman ise camdan bir hapishanede zamanın hesabını güden minik bekçiler oluverirler. Nerede olursa olsun, bulunduğu yere hep bir anlam katmış, toprak ananın gurbetteki elçisidir kum.  Bazen uzanır bir köprü olur, umutlarımızı taşır. Bazense aşılmaz bir engeldir…

Kum kullanımının amaçları

Geçmiş yıllarda taban malzemelerinin önemi daha çok vurgulanırken, şimdiki zamanda taban malzemelerinden daha az bahsedilir hale gelmiştir. Kimi hobicilerin gerçek hayattaki iletişim esnasında ve forumlarda beyan ettikleri fikirler nedeniyle taban malzemesi kullanımına karşı bir cephe gelişmiştir. Oysaki doğru çalışan bir sistem için taban malzemesi kullanılmasına, yani toprak ananın sihirli dokunuşuna ihtiyaç vardır. Asıl mesele doğru malzeme seçimi yapmaktır. Yanlış taban malzemesi seçimi sonrasında suçun kuma yüklenmesi pek de anlamlı değildir. Hobicilerin çoğu ise kumların özelliklerini bilmeden gelişigüzel seçimler yapmaktadır.

Kumlar, şekillerine ve içeriklerine göre değişmekle beraber ciddi oranda bakteri yatağı olarak görev yapabilmektedir.  Yüzeyde aerobik(oksijenli) bakterilere ev sahipliği yapan kumlar, eğer delikli yapıda ise deliklerin derinlerine doğru fakültatif anaerobik, mikroaerofilik ve anaerobik(oksijensiz) bakterilerin yerleşimine imkân tanır. Böylece doğadaki büyük boyuttaki çoklu dengenin minyatürü tezahür etmeye başlamış olur. Yani akvaryum sistemlerinin en büyük problemi olan su kalitesinin düşmesi sorunu çözülmeye başlanmış olur. Delikli yapıdaki kumlar çok daha fazla mikroorganizma tutabilirken düzgün yüzeyli kumlar, kumun çeşidine göre az mikroorganizma barındırabilir veya hiç barındırmayabilir.

                Biyolojik denge dendiğinde, forumlarda genellikle ilk akla gelen azot döngüsü oluyor. Gayet tabii, azot döngüsü oldukça önemli bir husus ancak tek başına başarımı sistemin sağlığı için yeterli değil. Bunun yanında metabolik aktiviteler sonucunda oluşan bilumum organik atığın da başarılı bir şekilde karbondioksit ve suya ayrıştırılarak sistemden atılması gerekiyor. Bunun için de azotlu atıkları çevirim bakterilerinin yanında Mycobacterium spp. , Penicillum spp. , Aspergillus spp. ,Rhizobium spp. ,Pseudomonas spp. , Saccharomyces spp., Bacillus spp. ve daha birçok mikroorganizma grubunun var olması gerekmektedir. Bunlar ise ancak porlu yapıdaki kumlarda veya toprakta bulunabilirler. Porlu yapıdaki diğer filtre malzemeleri de bu mikroorganizmalar için yaşam sahası olabilirler.

                Yukarıda bahsettiğimiz mikroorganizmalar birlikte çalıştığında akvaryumda sadece oksidasyonla bozulma gerçekleşmez. Bunun yanında fermantasyon(mayalanma) da meydana gelir ve ara basamaktaki canlılar için zararlı kimyasal formüle sahip bileşikler karbondioksit ve suya ayrışarak sistemden uzaklaştırılır. En güvenli yöntem budur.

                Kumun balıklar üzerinde psikoloji ve davranış açısından da önemi vardır. Kimi türler kumu güven kaynağı olarak görebilir. Onların yaşamının bir parçası olabilir. Özellikle dipte daha çok vakit geçiren balıklar ve cichlidler gibi kumla oynayan ve farklı amaçlar uğruna kumu şekillendiren balıklar için gerekli sosyal davranışları geliştirmek adına kum kullanımı elzemdir.

                Kum bitkiler için desteklik, besin, doğru bir ısı iletimi ve oksijenlenme sağlar. Aynı zamanda bitkiyle beraber kullanıldığında kum-bitki-bakteri üçgeninin kurulmasını sağlar. Bu üçgen doğadaki en iyi arıtım tesislerinden birisidir. Meydana gelen organik ve organoinorganik atıklar doğru ve yeterli kurulan bir üçgende zararsız formlara sorunsuz olarak çevrilebilmektedir.

                Balıklar kumun içinde var olan mikroorganizmaları kumla münasebet kurmak suretiyle sindirim kanallarına aktarırlar. Probiyotik olarak da sayılabilecek bu mikroorganizmalar balığı daha sağlıklı kılmak için var olması gereken etkenlerden birisidir. Taban malzemesi bulunmayan sistemlerde düz bir yüzeyde kolonize olmakta zorlanan faydalı mikroorganizmaların yerini daha ziyade fırsatçı ve zararlı olan mikroorganizmalar alacak ve balığın zeminle oral teması sonrasında bunlar da sindirim kanalına geçecektir. Yani tabanda ne kadar sağlıklı bir flora varsa balıkların iç dengesi de o kadar iyi korunacaktır.

 

Kum yüksekliği ve tane boyutu

                En önemli konulardan birisi de kumun tane boyutudur. Yanlış seçilecek bir tane boyutu ileride canınızı sıkabilir. Birçok canlı için ideal büyüklük 0,5 -1.5 mm dir. Eğer bitki ağırlıklı bir sistem yapılması planlanıyorsa en az 1 mm kum kullanılması daha uygundur.  Ancak balıkların durumuna göre daha ince kum kullanılması gerekiyorsa yine de bitki koyulabilir.

 Daha büyük tane boyutu kumlar arasında daha fazla su, oksijen ve ısı geçişi demektir. Ancak tane boyutu çok büyüdükçe balıkların beslenmesi ve bitkilerin sabitlenmesi zorlaşmakta, oksijensiz alan azaldığı için mikroorganizmaların çeşitliliği azalmakta, flora oksijenli solunum yapan bakterilere doğru kaymaktadır. Her şeyde olduğu gibi burada da denge kuralı geçerlidir. İhtiyaca uygun büyüklük belirlenmelidir.

Kum yüksekliği ne kadar fazlaysa mikroorganizma sayısı ve çeşitliliği de o kadar artacaktır. İmkânlar ve beklentiler dâhilinde kum yüksekliği olabildiğince fazla tutulmalıdır.

Kum ve dip çekimi ilişkisi

Kimi hobiciler kumsuz akvaryumu savunurken, dip çekimini yapamadıklarını öne sürerek daha sağlıklı sistem oluşturmak gayesiyle kum kullanmadıklarını söylemektedir. Kişisel tercihlere saygı duymakla beraber kum ve dip çekimi ilişkisini kabaca gözden geçirmekte fayda olduğunu düşünüyorum. Bu ana kadar sarf edilen cümlelerde ifade edildiği gibi doğru kumu kullandığımız sürece tabanda biriken dışkılar mikroorganizmalar tarafından başarılı bir şekilde parçalanacaktır. Bize düşen ise düzenli aralıklarla ve ihtiyaca göre su değişimi yapmaktır.

Meşhur “Nitrat patlaması” tabirine kısaca değinelim. Nitrat, amonyak ve nitritin yanında neredeyse hiç tehlikeli değildir. Uzun süreli yüksek dozdaki nitrata maruz kalması, canlının gelişimini baskılayabilir ancak nitrat, canlıyı kısa vadede ve direkt olarak hasta yapmaya yeten bir parametre değildir. Ayrıca amonyak ve nitritte olduğu gibi suyun berraklığında azalmaya sebep olmayacağı için gözle anlaşılabilmesi olasılık dâhilinde değildir. Çoğu hobicinin “Nitrat patlaması” olarak ifade ettiği acil durumun doğru ifadesi, aslında amonyağın veya nitritin aşırı artışı sonucu sistemin tamamen çökecek hale gelmesi halidir. Bu durumda suda genelde koku ve beyaz bir bulanıklık vardır. Balıklarda ise hızlı soluma, yüzeye yaklaşmanın akabinde dibe çökme gibi belirtiler olabilir. Mikroorganizmaların yerleşebileceği yapıda doğru kum kullanıldığı sürece bu gibi sorunlar çok nadir olarak, çoğunlukla hobicinin balık alımında aceleci davranması, su değişimlerini aksatması ve sistemin kaldırabileceğinden fazla dozda canlı yüklenmesi sonucunda oluşmaktadır. Lakin burada suçlu kum değil, hobicinin ayağını yorganına göre uzatmamasıdır.

Balıklarda amonyak ve üre atılımı, tatlı suda %95 ten fazla solungaçlardan ve böbreklerden atılırken, tuzlu su balıklarında tatlı su balıklarına nispeten daha çok böbrekten atılmaktadır. Ancak her ikisinde de amonyak kolaylıkla suya bırakılır. Sindirim sistemi artığı olan dışkıda kayda değer bir azotlu atık bulunması beklenmez. Çünkü besinler sindirim sisteminden geçerken mümkün oldukça sindirilirler. Proteinler çok iyi sindirilirken yağlar ve karbonhidratlar yapılarına bağlı olarak daha az yüzdeyle sindirilirler. Bu da dışkının neden azot kaynağı açısından fakir bir unsur olduğunun ispatı niteliğindedir.

Kumun rengi ve estetiği

                Hayatın birçok alanında olduğu geçerli olduğu gibi renk ve estetik kavramı akvaryum hobisinde de baskın bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Bireylerin karakterlerindeki farklılıklar, hangi türde davranacağını belirler. Kimi hobici canlının ihtiyacını ön plana çıkarırken, kimisi de estetiği ön plana çıkarır. Günümüzdeki yaklaşım ağırlıklı olarak canlıların ihtiyacına göre şekillenmektedir. Gayet tabii, bu mevzuda da iki tarafı memnun edecek bir orta yol bulmak mümkündür.

                Bu anlamda kumları öncelikle mat ve parlak olarak ikiye ayırmak mümkündür. Parlak kristal yapıdaki kumlar renk muhteviyatına göre kullanılan ışığın farklı tonlarını yansıtırlar. Kumdan yansıyan ışık kumun üzerinin çeşitli yosunlar tutmasına sebebiyet verebilir.  Mat kumlardan da bu konuda en tehlikelileri kalsit ve süt beyazı kumlardır. Hızlı bir şekilde mavi-yeşil alg kaplanmasına neden olabilirler. Bu türdeki algler suya toksin saldıkları için canlı yaşamını tehdit edebilirler. Bu nedenle çok arzu edilmedikçe açık sarı ve daha koyu tondaki kumların seçilmesi daha uygundur.

                Popüler renklerden birisi de siyahtır. Siyah kumlar genellikle bir miktar parladığı için yukarıda bahsi geçen probleme sebep olabilmektedir.

                Neredeyse tüm balıklar için uyumlu olan renk ise açık sarı, bej, kahverengi tonlardır. Yalnız başlarına kullanılabilecekleri gibi karıştırılarak da kullanılabilirler. Bu tondaki yansıma yapmayan kumlar tüm balıklar için idealdir. Farklı boyutlarda kumları karıştırmak da flora ve estetik açısından olumlu olabilmektedir.

Kum çeşitleri

                Yer kabuğunun yüzeydeki katmanında genellikle şu 10 element bulunur. Oksijen (yaklaşık % 46,6), silisyum (yaklaşık % 27,6), alüminyum (yaklaşık % 8,1), demir (yaklaşık % 5,1), kalsiyum (yaklaşık % 3,6), sodyum (yaklaşık % 2,8), potasyum (% 2,6), magnezyum (% 2,1), titanyum (% 0,6) ve fosfor (% 0,12). Diğer elementlerse % 1 kadar bir bölümünü meydana getirir.

Yeryüzünde çok fazla çeşitte maden vardır. Başlı başına her grup bile bir uzmanlık dalıdır. O nedenle bu makalede genel hatlarıyla akvaryum hobisinde sıklıkla kullanılan kum çeşitlerine değinmeye çalışacağım.

Kuvars

                Beyaz, pembe, sarı, menekşe ve kahverengi tonlarda olabilir. Esas yapısı Silisyum dioksit(SiO2)dir. İçerisinde demir ve diğer minerallerin bulunma yüzdesine göre rengi değişir. Demir oksit miktarı ne kadar fazlaysa rengi o kadar koyu olur. Klasik sıfır numara silis kum içerisinde çok az miktarda demir ihtiva etmektedir. Silisyum dioksit suda yok denecek kadar az çözünür. Bu nedenle bitkiler için besin kaynağı olan bir kum değildir. Gübrelerle, toprakla veya başka bir kumla zenginleştirilmeleri gerekir. Küçük ve yuvarlatılmış kuvars taneleri bakterilerin kolonize olmasına daha elverişli iken cam formunda görünen ve sıfır numara silis kumlar mikroorganizma tutulumu için yeterli değildir. Sıfır numara silisin uygun olmama sebebi ise tabanı tabiri caizse boğmasıdır. Su geçişi silis içerisinde çok az ve yavaş olur. Bu nedenle ilk tercih edilecek kumlardan değildir.

Granit

                Kuvars ağırlıklı bir kayaçtır. İçerisinde ağırlıklı olarak Silisyum ve Alüminyum bulunurken az miktarlarda Sodyum, Potasyum, Demir, Kalsiyum, Magnezyum ve Mangan da bulunur. Ancak granitin suda çözünürlüğü düşüktür, kararlılığı yüksek bir kayaçtır. Suya salınan kısımları ağırlıkla Kalsiyum karbonat olmaktadır. Bu nedenle bitkili tanklarda ilk tercih olabilecek adaylardan değildir. Zayıf yüzey özellikleri sebebiyle biyolojik anlamda da kullanılabilirlikleri azdır. Mümkün oldukça tercih edilmemelidir.

Bazalt

                Ortalama yarı yarıya Silisyum dioksit barındırır. İçerisinde yeryüzünde bulunan en temel 10 element bulunur. Siyah renkte içinde yeşil renkli olivin minerali bulunduran bir kayaçtır. Bu özelliği nedeniyle parlamaya sebep olurlar. Asidik ortamlarda içeriğindeki mineralleri salabilir. Gözenekli ve gözeneksiz tipleri bulunabilmektedir. Daha çok dekoratif amaçlıdır. Biyolojik anlamda 2.planda kullanılması gereken kumlardan biridir.

Bazaltik Ponza (Lav kayası)

                Ponza içeriğine göre asidik ve bazaltik ponza olarak ikiye ayrılır. Asidik ponza beyaz-gri tonlarındayken bazaltik ponza; yani bizim yakinen de tanıdığımız lav kayası, kırmızıdan siyaha değişen tonlarda olabilir. Yüksek demir ve magnezyum içerir. Silisyum açısından ponzadan daha fakirdir. Oldukça gözenekli bir yapıya sahiptir. Yüksek miktarlarda demir ihtiva etmesi bakterilerin kolonize olması için daha uygun bir ortam oluşturur. Her anlamda ilk sırada tercih edilmesi gereken kumlardan birisidir. Ne kadar büyük taneli tercih edilirse barındırdığı mikroorganizma çeşitliliği o denli artacak, daha iyi bir filtrasyon sağlayacaktır. Yaygın kanının aksine suya salınımı yoktur, etkisi nötrdür.  

Kalsit

                İçeriği kalsiyum karbonattır. Sert su seven balıklarda kullanılabilir. Oldukça çabuk aşınır ve yıkama esnasında çok fazla toz bırakır. Mikroorganizmaların yerleşimi için çok uygun bir kum değildir.

Dolomit

                Sert suyu seven türlerde kalsitten daha uygun bir seçenektir. Duruma göre değişmekle beraber kalsiyum karbonatın yanında ciddi miktarda magnezyum oksit içerir. Düşük oranda demir içerebilirler.

Aragonit

                Kalsitten farkı kristal yapıda olması ve bir miktar farklı mineraller içerebilmesidir. Sert su seven balıklar için kalsitten daha iyi bir seçenektir. Diğer türler için kullanımı uygun değildir.

Not: Şeklinden ve renginden kumların çeşitlerini ayırt etmek bazen güç olabilmektedir. Sert su seven balıklar haricinde kullanılmak istendiğinde mutlaka asitle kumu test etmek gerekir. Eğer köpürme hızlı ve çok miktardaysa o kumun karbonat içeriği yüksek demektir. Bu da sert su seven balıklar haricinde kullanılmasını engeller.

Piyasada bulabileceğiniz kireç çözücüler bu anlamda işinizi görürler. Kumun karakterini %100 olarak ortaya koymasa da en azından o kumun suda hızlı salınım yapıp yapmayacağını görmüş olursunuz. Kumlar bu testte hiç köpürmeseler dahi eser miktarlarda kalsiyum salınımı yapabilirler. Bu durum kullanıma engel teşkil etmez. O nedenle kireç çözücü testi yeterlidir denebilir.

Toprak

                Toprak geniş yelpazedeki inorganik ve organik içeriğiyle mikroorganizmaların yerleşmesi için mükemmeldir. Ayrıca oluşması için beklediğimiz çeşitli mikroorganizmaları direkt olarak akvaryum ortamına kazandırmış oluruz. Lav kayası gibi gözenekli taban malzemeleriyle beraber kullanılabilirler. Yıkamaya tabi tutulmasına gerek yoktur. Direkt olarak akvaryumlara ilave edilebilir.

                Genelleme yaparak anlatacak olursak bitkili tanklar için üst tabaka, daha koyu renkli, organik içeriği daha yüksek humuslu topraklar tercih edilebilir. Humus çok sayıda mikroelementi bağlanmış şekilde içerir. Ancak bunların suya direkt olarak ilave edilmesi sakıncalıdır. O yüzden tabakalı şekilde ilk kurulumda kullanılması en mantıklısıdır. En alt katmanda toprak olacak şekilde akabinde gözenekli kumlar tercih edilebilir.

                Gübre niteliğinden çok faydalanmak istemediğimizde, standart tanklarda kullanacak isek veya bitkili sistemlere daha sonradan ilave etmek istiyorsak, üst tabakanın 20 cm kadar altından alınan, kum içeriği görece yüksek daha gevşek toprakların güneşte kurutulmak suretiyle kullanılması mantıklıdır. Nemli iken daha koyu görünümde olması doğaldır, bu durum sizi yanılgıya düşürmesin. Elde ettiğimiz toprak yabancı maddelerden ayıklandıktan sonra direkt olarak suya ilave edilebilir.

 Bu hususta değerlendireceğimiz asıl nokta şudur. Edindiğimiz toprak suya eklendiğinde asılı kalan madde miktarı fazlaysa ve köpürüyorsa organik içeriği yüksek demektir. Bu yüzden asılı madde miktarı yüksek, köpüren kumlar bitkili tanklarda ilk kurulumda tercih edilirken, direkt olarak dibe çöken ve köpürmeyen kumlar, bitkisiz tanklarda ve sonradan ilave uygulamasında tercih edilmelidir. Bunların yanında edineceğiniz toprak mutlaka temiz, tarım yapılmayan(eski usullere göre yapılıyorsa problem olmaz) otların yetiştiği alanlardan alınmalıdır. Bu seçim hem güvenli olacaktır. Hem de toprak-bitki-bakteri döngüsünün aktif olarak işlediği bir alan olduğu için istediğimiz mikroorganizmaları akvaryuma taşıyacaktır. Ormanlık arazi toprakları ikinci seçenektir. Kurak bölgelerin toprakları da tuzluluk oranı yüksek olabileceğinden kullanılmamalıdır.                

 

                Sonuç: Akvaryum sistemleri kapalı sistemler olduğu için, canlıların sağlıklarını ideal koşullarda sürdürmek amacıyla hareket edilirse içerideki suyun temizliğinin ve oksijen içeriğinin korunmasının amaçlanması gerekir.  Unutulmamalıdır ki, hastalıkların büyük çoğunluğu suyun kirlenmesi, akabinde zehirli bileşiklerin artışı ve en önemlisi de oksijen yetersizliği sebebiyle meydana gelmektedir. Mikroplar her yerde vardır, onlardan kaçamazsınız. Bu nedenle yapılacak olan şey canlıyı korumaktır. Yaşanılan ortamı mikroplardan arındırma mantığıyla yürütülen işlemler sadece sorunu öteler. Unutmayın, eğer ortamda bir kirlilik unsuru varsa A mikroorganizmasını öldürseniz dahi B mikroorganizması var olan atığı kullanmak için sisteme girecektir. Doğanın silahları bitmez ama sizinki ve balıklarınızınki bitebilir. Toprak anaya kulak verin ve sağlık sizi kovalasın…

 

 

 Yazar: Onur ŞAHİN İznim olmadan hiçbir yerde yayınlanamaz.


Beğenenler: [T]5151,levent16[/T][T]122550,ferhat**[/T][T]89635,hersanli[/T][T]108509,firtina16[/T][T]146134,mussa_yagmur[/T][T]12491,omardaing[/T][T]48584,selçukaydoğar[/T][T]90692,etulum[/T][T]19922,Amazonia[/T][T]141057,GoldenBJK[/T][T]24552,Koi-keeper[/T][T]86832,Onur Nergiz[/T][T]44449,Uzay[/T][T]68402,Aguila Negra[/T][T]11892,Barbaros CEYLAN[/T][T]116582,samah[/T][T]95448,kristal[/T][T]139470,Umut Başar[/T][T]61800,mightymurat[/T][T]152246,Diyojen[/T][T]12947,eyurder[/T][T]150393,arthistory[/T][T]153750,SiameseFighter[/T][T]139869,Juntossomosmas[/T][T]154886,PehLyONE[/T][T]141159,yunusadam[/T][T]157085,felicita[/T][T]21169,scope[/T][T]146756,nethesabim[/T][T]124083,Serkan Odabaşı[/T][T]104389,STARSMET[/T][T]149989,enes ysn[/T][T]137418,Saussure[/T][T]134445,crunchhh[/T][T]145208,Ubeyde[/T][T]167786,Ahesya[/T][T]152122,zekigonlum[/T][T]169075,aliozk[/T][T]166846,dogangurgen[/T][T]50276,kayaguven[/T][T]202624,tgysylmz[/T][T]179068,Superozo[/T][T]210316,Bielefeld[/T][T]229924,Amati340[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

hersanliÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 06/03/2010
İl: Kocaeli
Mesaj: 893
hersanliÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 24 Haziran 2013 22:24
Onur ellerine emegine saglik. Cok yararli bir makale olmus gercekten sikilmadan okudum. Allah nasip ederse sadece toprak kullanarak bir tank kurmak istiyorum bende.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

tlgtckÇevrim Dışı

Kayıt: 26/12/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 2367
tlgtckÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 24 Haziran 2013 22:53
Çöpçü için SIFIR SİLİS KUM uygun mu?  hAGEN PEK UYGUN DEGİL SANIRIM
Yabancı sitelerde çöpçülerin bıyıklarının yıpranmasının balıgı öldürecegi söyleniyor. keskin,pürüzlü kum,taş koymayın diyor

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

RüzgardegirmeniÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 12/04/2006
İl: Manisa
Mesaj: 5919
RüzgardegirmeniÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 25 Haziran 2013 07:20
[QUOTE=tlgtck]Çöpçü için SIFIR SİLİS KUM uygun mu?  hAGEN PEK UYGUN DEGİL SANIRIM
Yabancı sitelerde çöpçülerin bıyıklarının yıpranmasının balıgı öldürecegi söyleniyor. keskin,pürüzlü kum,taş koymayın diyor
[/QUOTE]

Bulabilirseniz dere kumu ve deniz sahillerinde bulabileceğiniz oldukça ince yuvarlak hatlı siyahlı kahverengili beyazlı karışık kumlar var. Onlar da olur. Ama ben ilk tercih olarak toprak kullanıyorum.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

tlgtckÇevrim Dışı

Kayıt: 26/12/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 2367
tlgtckÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 25 Haziran 2013 10:09
Dere kumu akvaryumcular satıyor onu kullanıyoruz da. Yabancı sitelerde 0 mm silis kum kullanıyorlar. Çok yumuşak olmalı kum

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

RüzgardegirmeniÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 12/04/2006
İl: Manisa
Mesaj: 5919
RüzgardegirmeniÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 25 Haziran 2013 11:39
[QUOTE=tlgtck]Dere kumu akvaryumcular satıyor onu kullanıyoruz da. Yabancı sitelerde 0 mm silis kum kullanıyorlar. Çok yumuşak olmalı kum [/QUOTE]

Yuvarlatılmış siliste bariz bir sorun yok ancak toz gibi olan ve kristalize yapıdaki siliste yığılma nedeniyle tabanı boğma gibi sorunlar var. Dediğim gibi ben toprak kullanıyorum. En iyi sonuç veren taban malzemesi diyebilirim.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Street ParrotÇevrim Dışı

Yönetici
[C]3,1,12491[/C] [C]2,2,12491[/C] [B]1414,3[/B]
Kayıt: 05/07/2006
İl: Adana
Mesaj: 4508
Street ParrotÇevrim Dışı
Yönetici
Gönderim Zamanı: 25 Haziran 2013 12:50
Onur çok faydalı bir makale olmuş. 
Kuma düşman olan hobici sayısı çok fazla, kum kullanmak her zaman iyidir diyorduk ama etkili olamıyorduk.
Sen bilimsel açıdan da konuyu çok güzel ele almışsın. Toprak kullanımı benimde uzun süredir aklımda ama cesaret edememiştim. Geçen yıl A.mentolar için bir biyotop akvaryumu kurma girişimim oldu tabandan dolayı vaz geçmiştim. Makaledeki toprak ile ilgili kısmı okuyunca keşke tabana kormadan toprak kullansaymışım dedim.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

hig35Çevrim Dışı

Kayıt: 17/06/2013
İl: Izmir
Mesaj: 102
hig35Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 25 Haziran 2013 16:21
Merhaba Arkadaşlar,bitkilendirme amaçlı 2-3 çeşit kum kullanımın da katlar arasına file döşenmeli mi?

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

RüzgardegirmeniÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 12/04/2006
İl: Manisa
Mesaj: 5919
RüzgardegirmeniÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 25 Haziran 2013 17:15
File kullanmaya lüzum görmüyorum. Estetik kaygı güdülüyorsa kumların birbirine karışmaması için kullanılabilir. 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

mussa_yagmurÇevrim Dışı

Kayıt: 16/04/2013
İl: Konya
Mesaj: 339
mussa_yagmurÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 25 Haziran 2013 17:19
Halil abi ben bitki akvaryumunda 2 çeşit kum kullandım alt kısma gübreli toprak üst kısma siyah hagen bir de bazı akvaristler bitki için en alt zemine torf yani saksı kumu koyuyor fakat ben ilk denememde yaptım 2 ay su değiştirmeme rağmen dış filtre olmasına rağmen suyu düzene oturtamadım o yüzden kimseye önermiyorum. Katmanlar arasına file koyulmuyor bitkiye başlarken araştırmalarımdada hiç rastlamadım zaten file olursa bitkiyi dikemezsiniz. Sizin sorma amacınız galiba kumlar birbirine karışmaması için olması lazım. Bitki akvaryumda kum tamamen kişi tarafından karışır oda dikim sonucunda biraz üst katmanı fazla koyarsanız hiç bir karışıklık olmayacaktır.
Onur üstadım vermiş olduğunuz bilgiler çok faydalı bende discusa geçiş yapıyorum aklımda bir soru işareti ile geziyordum ve kumu çok istiyordum sayenizde güzel bir dizayn yapacağım. Hocam birde ek olarak discuslarda litre başına ne kadar kum düşüyor bunun formülünü biliyorsanız paylaşır mısınız? 200 l. Akvaryumum var.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

RüzgardegirmeniÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 12/04/2006
İl: Manisa
Mesaj: 5919
RüzgardegirmeniÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 25 Haziran 2013 17:27
Doğada hiçbir şey matematik kurallarıyla işlemez. Yapabildiğinizin en iyisini yapmanızda fayda var. Filtreye veya sump kullanıyorsanız sumpa bolca bazaltik ponza ve/veya gözenekli filtre malzemesi koymalısınız.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

hig35Çevrim Dışı

Kayıt: 17/06/2013
İl: Izmir
Mesaj: 102
hig35Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 26 Haziran 2013 11:03
[QUOTE=mussa_yagmur]Halil abi ben bitki akvaryumunda 2 çeşit kum kullandım alt kısma gübreli toprak üst kısma siyah hagen bir de bazı akvaristler bitki için en alt zemine torf yani saksı kumu koyuyor fakat ben ilk denememde yaptım 2 ay su değiştirmeme rağmen dış filtre olmasına rağmen suyu düzene oturtamadım o yüzden kimseye önermiyorum. Katmanlar arasına file koyulmuyor bitkiye başlarken araştırmalarımdada hiç rastlamadım zaten file olursa bitkiyi dikemezsiniz. Sizin sorma amacınız galiba kumlar birbirine karışmaması için olması lazım. Bitki akvaryumda kum tamamen kişi tarafından karışır oda dikim sonucunda biraz üst katmanı fazla koyarsanız hiç bir karışıklık olmayacaktır.
Onur üstadım vermiş olduğunuz bilgiler çok faydalı bende discusa geçiş yapıyorum aklımda bir soru işareti ile geziyordum ve kumu çok istiyordum sayenizde güzel bir dizayn yapacağım. Hocam birde ek olarak discuslarda litre başına ne kadar kum düşüyor bunun formülünü biliyorsanız paylaşır mısınız? 200 l. Akvaryumum var.
[/QUOTE]
 
teşekkürler,

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Talha AkdenizÇevrim Dışı

Kayıt: 25/07/2011
İl: Sakarya
Mesaj: 448
Talha AkdenizÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 03 Eylül 2013 22:58
Çok yararlı bir makale olmuş teşekkürler.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

samahÇevrim Dışı

Kayıt: 27/09/2011
İl: Izmir
Mesaj: 270
samahÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 13 Eylül 2013 21:14
Lav kırığı olarak satılan kum yarım santim - bir buçuk santim arası büyüklükte genelde benim gördüğüm. Çok gözenekli olması onun tercih sebebi olmasında önemli. Peki bu 1 cmlik küçük "taşçık"ları diyeceğim- kum haline getirsek gene gözenekli olur mu?, demek istediğim bakteri düzeyinde mi gözenekli bir yapısı var, 2 mm haline getirilse bu kırıklar gene faydalı olur mu aynı şekilde? Benim gördüğüm lav kayaları yumuşak, kırılmaya çok müsait kayalardı, bir tanesini bizzat kendim oydum hatta. Sizce dediğim gibi kullanılabilir mi bu lav?

Lav taşçıklarından oluşan zemin çok boşluklu olacaktır, oksijensiz ortam oluşma şansı görmüyorum o ortamda. Lav kumu olsa toz inceliğine kadar getirilebilir.

Düşüncenizi merak ediyorum.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir