Akvaryum Suyundaki Zararlı Bileşenler
Gönderim Zamanı: 18 Mart 2014  18:21
Akvaryum Suyundaki Zararlı Bileşenler
Sürekli
 ağır metal tabirini kullanıyoruz. Peki, nedir bu ağır metaller? Hepsi 
zararlı mıdır? Yoksa belirli miktarlarda faydaları var mıdır? Bu yazıda 
ayrıntılarıyla ağır metalleri ve zararlarını anlatacağım. Elbette ki 
bunlar 2 cümleyle özetlenemeyecek kadar geniş konular ancak biz sadece 
hobi için geçerli olan kısmını bilsek yeterli. 
Sürekli
 ağır metal tabirini kullanıyoruz. Peki, nedir bu ağır metaller? Hepsi 
zararlı mıdır? Yoksa belirli miktarlarda faydaları var mıdır? Bu yazıda 
ayrıntılarıyla ağır metalleri ve zararlarını anlatacağım. Elbette ki 
bunlar 2 cümleyle özetlenemeyecek kadar geniş konular ancak biz sadece 
hobi için geçerli olan kısmını bilsek yeterli. 
Zamanında 
yeryüzünde zararlı sayılabilecek düzeyde bulunmayan ağır metaller, 
insanların toprakta daha derinlere inip madencilik faaliyetlerine 
başladığından ve yaygın kullanım sahası oluştuğundan beri bu düzeylere 
çıkmıştır. 
Alüminyum 
Normal şartlarda içme 
sularında bile bulunabilen bir ağır metaldir. Zararı yüksek bir ağır 
metal değildir ancak yüksek dozlarda maruz kalındığında sinir sistemine 
zarar vermektedir. 
Antimon 
Henüz zararları açık bir şekilde tespit edilemese de kalp ritmini bozduğu kanısı yaygındır. 
Arsenik 
Belki
 de en sık adını duyduğumuz ağır metal arseniktir. İçme sularındaki 
ciddi artışları insanlar üzerinde daha da büyük tehlikelere yol açıyor. 
Arseniğin gerçekten ciddi zararları var. Eskiden prensesler tenlerinin 
beyazlaması için arsenik kullanırlarmış. Doğru arsenik ten beyazlatır 
ancak bu güzelleştirici özelliğinden değil kan hücrelerimizi patlattığı 
içindir. Alyuvarlar yani oksijen taşıyan kan hücrelerinin mitokondrileri
 yoktur. Bu nedenle sadece oksijensiz solunumla enerji üretirler. 
Buradan elde edecekleri enerji sadece 2 ATPdir. Arsenik vücuttaki 
reaksiyonlarda fosfat aldatıcısıdır diyebiliriz. Fosfatın 
bağlanabileceği hemen her şeye bağlanır. Bu sebeple arsenik vücuttaki 
enerji üretimine ciddi bir kota koyar. Bir süre sonra enerjisiz kalan 
kırmızı kan hücreleri ise infilak eder. Benzer bir şekilde arsenik 
oksijenli solunumdan elde edilen enerjiyi de kısıtlamaktadır. Vücut 1 
glikozu yakarak elde ettiği enerjiyi nerdeyse 5 glikozu yakarak elde 
etmeye başlar. Arseniğin kırmızı kan hücrelerini patlatması sonucu vücut
 fazladan kırmızı kan hücresi yapmaya başlar ve patlayan hücreler 
nedeniyle de aynı anemideki gibi vücuttaki demir oranı giderek artar. 
Bakır 
Bakır
 yaşam için gerekli iz elementlerden biridir. Vücutta stres 
mücadelesinde rol oynayan gerekli elementlerden biridir ancak fazlalığı 
ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu artıştan özellikle karaciğer 
ve beyin etkilenir. 
Baryum 
Baryum doğada en az bulunan 
ağır metaller arasındadır. Baryum suda çözünüp balıklar tarafından 
yüksek miktarda alındığında ve vücutlarında biriktiğinde kasların 
güçsüzleşmesine, beyin ve karaciğerde hasara ve kalp ritminin 
bozulmasına yol açar. 
Bizmut 
Bizmut zararı düşük olan bir 
ağır metaldir. Tatlı su balıklarına etkisi yoktur ancak tuzlu su 
balıklarında çok yüksek dozlarda belirli bir miktar boşaltımla ilgili 
sorunlar görülebilir. 
Cıva 
Cıva insanlar için çok 
zararlı bir ağır metalken balıkları nerdeyse hiç etkilememektedir. Bunun
 nedeni de balıkların cıvayı metil cıva olarak vücutlarında 
biriktirmeleridir. Metil cıva balıklara zarar vermezken insanlarda ciddi
 sorunlara yol açar. Bu nedenle insanların cıva alımları genellikle 
balık yemek vasıtasıyla olmaktadır. 
Kadmiyum 
Kadmiyum 
bilinen ve son yıllarda miktarı önemli ölçüde artmış çok zararlı bir 
ağır metaldir. Kadmiyum genelde çinko ile kompleks oluşturur. Kadmiyumun
 çapı kalsiyum çapına çok yakın olduğu için barsaklardaki kalsiyum 
pompalarıyla beraber kana karışır. Kadmiyum çinko reaksiyonlarını da 
engelleyici özelliktedir. Vücutta biriken kadmiyum iki şekilde birikir. 
1.si böbreklerde birikerek böbreğin işlevini bozar ve çeşitli 
hastalıklara sebep olur. 2.si ve balıkları da ilgilendiren yönü ise 
kemiklerde kalsiyumla beraber yapı taşı olarak kullanılmasıdır. Kadmiyum
 kalsiyumun yerine geçtiği için zamanla kemiklerde kırılgan bir yapı 
oluşturur. Kadmiyum aynı zamanda üreme bozukluklarına da neden olur ve 
kısırlık oluşur. Çinko reaksiyonlarını engellediği için de bağışıklık 
sisteminin zayıflamasına neden olur. Aynı zamanda sinirsel iletişimi de 
olumsuz yönde etkiler.Kadmiyum çevreye ve insanlara özellikle sigara 
yoluyla yayılmaktadır. 
Kalay 
Kalay tehlikeli düzeydeki 
ağır metallerdendir. Kalayın etkileri kadmiyum ve arseniğin etkilerini 
çağrıştırmaktadır. Bağışıklık sistemi zayıflaması, karaciğer hasarı, 
kırmızı kan hücrelerinin sayısının azalması, kromozomal bozukluklar 
verdiği hasarların başında gelir. Ancak kalayın su yoluyla canlılar 
arasındaki transferi oldukça azdır. Daha çok besinlerden birikim yapar. 
Krom 
Krom(III)insanların
 ihtiyaç duyduğu bir iz elementtir. Ancak yüksek orandaki alımı toksik 
etki gösterdiği gibi Krom (IV) de tamamen zararlıdır ve vücutta 
kullanılmaz. Kromun verdiği zararların en başında karaciğer sorunları ve
 bağışıklık sisteminin oldukça zayıflaması gelir. Aynı zamanda genetik 
anlamda mutasyonlara neden olan ve kanserleşmeye ortam hazırlayan 
durumları oluşturur. 
Kurşun 
Kurşunun kullanılışı 
trajikomik bir yok oluşla beraber yaygınlaşmıştır. Batı Roma 
imparatorluğu su borularını, yemek araç gereçlerini ve daha birçok şeyi 
kurşundan yapmışlardır. Uzun yıllar sonucu vücuda her yoldan akın eden 
kurşun Romalıların sonunu hazırlamıştır. Zaman içinde kadınlarda 
doğurganlığın bozulması ve doğan çocuklarda meydana gelen mental 
gerilikler ortaya çıkmıştır. Öyle ki, son Roma imparatorlarının 
gerizekalı olduğu iddia edilmektedir. Bu sebeplerden ötürü Roma 
imparatorluğu kolayca yıkılmıştır. Ancak bu yıkılışını nedeninin çok 
sonra kurşun olduğu ortaya çıkmıştır. Mevcut bölgelerde kurşun oranı 
yoğun olduğu zaman suyun pHı 7 nin üstüne çıkarılmalıdır. Aksi takdirde 
kurşun suya çok kolay karışmaktadır. Benzer bir şekilde kalay da asitli 
suya kolayca karışabilir. Kurşunun zararları, beyinde hasar, öğrenimin 
düşmesi, doğurganlığın ve erkeklerde sperm yapımının ve kalitesinin 
azalması, kan basıncında artış ve sinirsel iletiminde aksama olarak 
özetlenebilir. 
Nikel 
Nikel zararlı etkisi çok olan bir 
ağır metaldir. Nikel bitkiler tarafından biriktirilebilir ve özellikle 
sigara dumanıyla birlikte taşınır. Nikelin balıklar için oluşturduğu 
zararlar ise doğumda anormallikler ve kalp rahatsızlıklarını 
tetiklemesidir. Aynı zamanda kanser yapıcı etkisi büyüktür. 
Paladyum 
Paladyum
 çok rastlanan bir element olmasa da bazı bölgelerde ciddi oranda 
bulunabilmektedir. Paladyumun bütün bileşikleri canlılar için oldukça 
zararlıdır. Paladyumun başlıca zararları kan yapımını düşürmesi ve 
karaciğerde kalıcı hasar oluşturmasıdır. 
Platin 
Platin 
bir soy metaldir ve kolay kolay hiçbir şeyle reaksiyona girmez. Platinin
 metal olarak bir zararına rastlanmamıştır ancak tuzları oldukça 
zararlıdır. Başlıca zararları DNA da meydana getirdiği kalıcı 
değişiklikler ve kanser, sindirim sisteminde meydana getirdiği hasarlar 
ve etkilere karşı verilen tepkilerde bozukluklar olmasıdır. Aynı zamanda
 platin tuzları vücutta hali hazırda var olan diğer ağır metallerin 
toksisitesini artırmaktadır. 
Skandiyum 
Nadiren rastlanan ağır metallerdendir. Vücuttaki birikimi karaciğer yetmezliğine yol açar. 
Stronsiyum 
Stronsiyum
 balıklar için zararlı bileşikler arasında sayılmayabilir. Çok yüksek 
dozlarda stronsiyum tuzları alımıyla birlikte kemik gelişimlerinde 
azalma gözlenebilir. Kaldı ki, suyla transferi oldukça az ve 
önemsenmeyecek düzeyde olan bir ağır metaldir. 
Genel olarak 
balıklara zarar verebilecek olan ağır metalleri etkileriyle beraber 
açıkladım. Şimdi ise bunlardan nasıl kurtulabiliriz sorusuna cevap 
aramak gerekiyor. 
Atık sulardaki ağır metallerin arıtımı özellikle 
mikropsal hücrelerle yapılmaktadır. Burada iki amaç vardır. 1.si sudaki 
değerli metalleri(altın, gümüş, platin vb.)geri kazanmak. 2.si ise suda 
toksik etkisi bulunan ağır metallerden suyu arındırarak çevresel 
kirlenmeyi azaltmak. 
Başlıca ağır metal bağlayıcı canlılar bakterilerden Arthrobacter, Citrobacter, Enterobacter 
ve
 Pseudomonas; mayalardan Saccharomyces, Kluyveromyces ve Candida; 
mantarlardan Neurospora, Penicillium, Aspergillus, Rhizopus ve 
Pleurotus; alglerden Chlorella, Microcystis, Scenedesmus, Anabeana, 
Ascophyllum türleri başlıcalarıdır. Ayrıca bazı sucul bitkilerden 
Eicbbornia crassipes, Ipomoe aquatica, Iris pseudocorus, Azolla pinnata,
 Lemna minor L. ve Salvina molesta metal biyosorbsiyonu yeteneklerine 
sahiptir. Yine sucul olmayan tütün bitkisi de iyi bir ağır metal 
toplayıcısıdır. 
Mikropsal hücreler ağır metalleri hücre 
duvarlarındaki şeker, protein ve yağ molekülleri sayesinde 
tutabilmektedir. En etkili ağır metal tutucuları ise maya ve mantar 
hücreleridir. Ancak özellikle bu tür bakteriler ve mantar hücreleri 
hastalık yapıcı olduğu için bizim izleyeceğimiz yollardan biri asla 
olmayacaktır. Sadece bilgilendirme amaçlıdır. 
Sırayla; 
Bakteri türleri özellikle, 
Kadmiyum, Nikel ve Uranyum 
Maya hücreleri özellikle, 
Çinko, Bakır, Uranyum, Kadmiyum, Bakır, Kobalt ve Gümüş 
Mantar hücreleri özellikle, 
Nikel, Kadmiyum, Bakır ve Uranyum 
Alg türleri özellikle, 
Altın, Kurşun, Çinko, Kadmiyum ve Kobalt 
Ve Bitki türleri özellikle, 
Azolla Pinnata 

Lemna Minor(su mercimeği) 
Salvinia sp. 

Kurşun, Çinko, Kadmiyum ve Cıva yı tutmaktadır. 
Bu
 yöntemler her ne kadar etkili olsa da etkisini uzun vadede 
göstermektedir. Piyasada satılan su düzenleyicileri ise birçok ağır 
metali etkin bir şekilde ve kısa sürede bağlayıp etkisiz hale 
getirebilmektedir.Ağır metal içermeyen bir suda yaşayan balıkların daha 
sağlıklı gelişeceği ve bedenen daha sağlam olacağı bir gerçektir. 
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Mart 2014  19:24
Ahmet Bey merhaba,
Sizce hangi ağır metale hangi su düzenleyici etkili olmaktadır.
Aslında bu soruyu şehir bazında ele almak lazım ama siz gene de Tokat  şehri için cevap verebilirsiniz.
Ankara bu yönden biraz şanssızdır çünkü su oldukça yoğun mineraller içeriyor semt semt.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Mart 2014  21:52
[QUOTE=M.Tuna]Ahmet Bey merhaba,
[/QUOTE]
Benim bulunduğum bölgenin suyu aşırı kireçli olduğu için malesef birşey yapamıyorum kendim için mecburen sert suyu seven balıklar besleyebiliyorum. Tokat su yönünden iyi sayılmaz hatta kötü diyebiliriz. Ama ağır metaller konusunda Sera Aquatan öneririm.
Sizce hangi ağır metale hangi su düzenleyici etkili olmaktadır.
Aslında bu soruyu şehir bazında ele almak lazım ama siz gene de Tokat  şehri için cevap verebilirsiniz.
Ankara bu yönden biraz şanssızdır çünkü su oldukça yoğun mineraller içeriyor semt semt.
Benim bulunduğum bölgenin suyu aşırı kireçli olduğu için malesef birşey yapamıyorum kendim için mecburen sert suyu seven balıklar besleyebiliyorum. Tokat su yönünden iyi sayılmaz hatta kötü diyebiliriz. Ama ağır metaller konusunda Sera Aquatan öneririm.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir




