Akvaryum Balıklarında Öldüren Tehlike


sami34Çevrim Dışı

Kayıt: 28/08/2007
Mesaj: 277
sami34Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 25 Ocak 2013 23:12
Ensar bey öncelikle geçmiş olsun.Babanız inşallah en kısa zamanda şifa bulur.
 
Wegener Granulomatozu etyolojisi kesin bilinmemekle birlikte otoümmin olduğu düşünülen bir vaskulit(damar iltihabıdır) bu nedenlede zaten kemoterapi ilaçları kullanılarak vücudun ümmin aktivitesi baskılanmak istenir. Hastalığın bakteriyel veya viral olduğunu gösteren hiç bir  kesin kanıt yoktur. Bence babanıza köpekten bulaşma ihtimali yok gibi bir şey.
 
Tıpta koinsidans denen bir şey vardır. yani birbirinden bağımsız iki olayın aynı anda bulunması
buda genellikle bu iki olayın neden/sonuç ilişkisi içinde değerlendirilmesine sebeb olur.
sami342013-01-25 23:13:48

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ensar1903Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 21/12/2010
İl: Istanbul
Mesaj: 547
ensar1903Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 26 Ocak 2013 03:44
[QUOTE=zubunel_genubi] [QUOTE=ensar1903] [QUOTE=M.Tuna]Ensar Bey , geçmiş olsun , kan tahlili sonuçlarında doktor ne tip mikrop kaptığından falan bahsetti mi?
Ya da ender görülen bir mikrop gibi laflar söyledi mi?
Vücut sıcaklığı bir insanda ortalama 36.5 derece olduğundan balıktan geçen bir mikrop ne kadar süre yaşayabilir ki?
Sonuç olarak çok geçmiş olsun,gelişmeleri yazarsanız çok makbule geçer.
[/QUOTE]

Öncelikle çok teşekkür ederim Mahmut bey.Açıkcası kayınpederim izmirde ikame ettiğinden,parmağının durumunu bilmekten başka bir şey bilemiyorum.Doktorların söylediği kadarıyla bir tür mikrobik durummuş.Tedavisi sürmekte ve en kötüsü de,kendisinde bulunan şeker hastalığının da bu yaradaki iyileşmeyi geciktirmesi.Detayları iyileşme sürecini buradan paylaşacağım.


[QUOTE=zubunel_genubi]

Ensar Bey, büyük geçmiş olsun. Açıkçası bende çocukluğumdan beri bu hobinin içerisindeyim ve kolay kolay bu hobiyi de bırakmayacağım gibi hep daha ilerisine gitmeyi hedefliyorum. Bana birşey olmaz mantığıyla hereket edilmemeli tabii ki zira tıp o kadar ilerledi ki eğer herhangi bir konuda araştırma yapılıyorsa bilin ki bunun olumlu veya olumsuz tarafları test sonuçlarıyşa birlikte masaya yatırılıyor ve herkese tebliğ ediliyor. Bakalım, bahse konu olayımızda ileride ne gibi bir sonuç çıkacak, bende sizler gibi merakla beklemedeyim. Anca şu bi gerçek ki çok değil bundan 20 sene öncesine kadar faili meçhul cinayetler bile dna analizinin ortaya çıkmasıyla birer birer çözülmeye ve sonuçlanmaya başladığı bir ortamda yaşıyor isek bu ve buna benzer analizlerinde ama olumlu ama olumsuz bir şekilde sonuçlanacağı kanaatindeyim. Bekleyip hep birlikte göreceğiz...  

[/QUOTE]

Çok teşekkürler Deniz bey.Dediğiniz gibi bende babam sayesinde bu hobiye gönül vermiş oldum ve her geçen gün yeni bilgilerle kendimi geliştirmeye çalışmaktayım.Dediğiniz gibi tıp çok ilerde fakat bazen bu tarz ismi bile bilinmeyen hastalıklar çıkmakta.Ve bu hastalıkların tedavisi çok uzun sürede tamamlanmakta.Bazende sonuç kötü bitmektedir.Buradan açıklamak istemezdim ama madem konu hayvanlardan geçen mikrop,bakteri ve virüsleri kapsıyor.Üzülerek kendi babamda saptanan bir virüsten bahsedeyim arkadaşlar.Hastalığın adı WEGENER.Belki bir çoğunuz hiç duymadı yada bilmiyor.Şahsen ben dahil proflar,doktorlar bile 15 sene önce bilmiyorlardı.Babam bu hastalığa kendi dükanımızda baktığımız köpeğimizden yakalandı.Evet yanlış duymadınız köpekten.Bir gün işe geldiğimizde köpeğimizde biraz halsizlik ve kusma vardı.Tüm aşıları ve veteriner kontrolünde olduğunuda belirteyim.Sonrasında dışkıda kurtlanma,kanlı ilsal,burnda ve gözde akıntı gibi tettikler gözledik.Ve bir aya kalmadan öldü.:(.Malesef bu virüs babamada bulaşmıştı.Yaklaşık 3 sene Çapa Eğitim Ve Araştırma Hastanesinde bu hastalığın nedenini,ismini ve tedavisi için yattı.İnanın doktorlar bile bilmiyordu.Kemoterapi,tanesi o zamanın parası 1000TL olan çeşitli ilaçlar,testler derken babam sağ gözünü ve böbreklerini kaybetti :(.Ve sonrasında WEGENER teşisi kondu!Bu hastalık o zamn koskoca dünyada bilinmiyordu.Dünyada bir kaç kişide rastlanmış ve çoğuda maalesef vefat etmişlerdi.Diyeceğim tıp ın bile bilmediği,müdehale tekniklerinden habersiz bir çok virüs daha olabilmektedir.Bu tarz hastalıklar görüldükçe labaratuar ortamlarında insanları denek gibi kullanarak tedavi bulunmakta.cc.Allah bu yaşadıklarımı kimseye göstermesin.Teşekkürler.

http://www.genetikbilimi.com/gen/wegener.htm

 Tanımlama:

    Wegener Hastalığı, ya da tıptaki adıyla Wegener Granulomatozu bir çeşit vaskülittir (damar iltihabı). Özellikle cidarları kas tabakası ile çevrili küçük ve orta boy atardamarların hastalığıdır.

Üst ve alt solunum yollarında granulamatöz vaskülit ve böbreklerde nekrotizan glomerulonefrit şekillerinde görülür.

     15-75 yaş arasında, daha sıklıkla 40 yaş civarında görülür. Kadınlarda ve erkeklerde aynı sıklıktadır.

     Belirtiler:

     Sonunda Wegener Granulomatozu teşhisi konan  hastaların çoğunda ilk belirtiler üst solunum yolu rahatsızlıklarıdır. En sık burunda yara, burun akıntısı, ve (bilhassa sinüs denen kafa boşluklarında) baş ağrısı şikayetleri olur. Sinüzit ve orta kulak itihabı beraber olabilir. Hastaların yarıdan fazlasında göz rahatsızlığı olur; konjunktivit, episklerit, skleromalazi, kornea ülserleri ve retina arteri trombozu en sık rastlananlarıdır.

    Hastaların çoğunda akciğerler tutulur. Akciğer hastalığına ait en sık görülen belirtiler öksürük, kanlı balgam çıkarma ve plevra iltihabıdır. Akciğer filminde bu değişiklikler görülür. Akciğer biyopsisi de  tanı koymada yardımcıdır.

    Olguların yarıdan fazlasında ortaya çıkan böbrek bozuklukları Wegener Granulomatozu’nun 

geç belirtilerindendir. Bölgesel veya yaygın tarzda ilerleyen  glomerulonefrit ve interstisyel nefrit

en sık rastlanan böbrek bozukluklarıdır. Glomerulonefrit normalde idrardan atılmayan protein, kan,  ve silendir çıkmasına neden olur ve tedavi edilmezse hızla ilerleyen böbrek yetmezliğine neden olur.

     Wegener Granulomatozlu hastaların 1/3 ünden fazlasında vaskülite bağlı deri lezyonları olur. Nodüler lezyonlar ve purpurik papüller bu hastalıkta görülen deri lezyonlarıdır.

      Hastaların yarıya yakınında aktif sinovit (eklem arası iltihabı) olmaksızın ortaya çıkan eklem ağrıları olur.  

     Teşhis:

     Wegener Granulomatozu tanısı için bu hastalığa özgü bir laboratuvar tanı metodu yoktur. Bu hastaların yapılan hemogram kan tahlillerinde kansızlık (normositer normokrom anemi şeklinde)

göze çarpar. Ayrıca elektroforezde yüksek IgG ve IgA ile karakterize bir hipergammaglobulinemi görülür. İdrar tahlili, BUN ve kreatinin tahlillerinde normalden sapmalar gözlenir; bunlar böbrek rahatsızlığının göstergeleridir.

     Wegener Granulomatozu tanısı, böbrek biyopsisi sonucu ile üst ve alt solunum yolları hastalığının (sinüzit, rinit, otit, röntgende görülen akciğerdeki nodül veya infltratlar) klinik belirtilerine göre konulur. Diğer organ sistemler de ayrıca eşzamanlı olarak tutulabilir.

     Tedavi:

      Uygulanan en yeni tedavi yöntemi kemoterapidir. Tercih edilen ilaç siklofosfamid’dir. Bu ilaç hastanın durumu düzelinceye kadar damardan  sonra da ağızdan (tablet olarak) verilir.

      Sadece kortikosteroidler ile yapılan tedavi, hastalığın gidişatını kontrol altına almak ve düzelme sürecini başlatmak için yetersiz kalmasına karşın, bu ilaçlar özellikle göz, deri ve serozadaki iltihap sekellerini önlemede yararlı olmaktadır.

[/QUOTE]
 
Ensar Bey, inanın üzülerek okudum. Allah kimseye dermansız hastalık vermesin. Yaşadıklarınız gerçekten hiçte kolay değil. Hele ki bu sureçte ne ile karşı karşıya olunduğu bilinememesi insanı daha da bir umutsuzluğa kaptırabiliyor. Zira, şu an ben bile böyle bir virüsten ilk defa haberdar oluyorum. Babanızın şu an durumu nasıl? Umarım babanız, tadaviye cevap vermiş ve sağlığına kavuşmuştur.Gerçi bu konuyu açarak yaranızı deşmek istemezdim, inanın çok üzüldüm.  
[/QUOTE]

Çok teşekkürler Deniz bey.Öncelikle bilmenizi isterim ki yazdıklarımda kesinlikle sizi ve diğer arkadaşlarımı üzmek istemem.Ama yaklaşımınız ve benim üzüntümü paylaşmanız inanın beni çok memnun etti.Konu bu olunca bende üzülerek paylaşmak,bilgi vermek istedim.Babam maalesef iki böbreğini ve bir çok ilacın yan tesiri sağ gözünü kaybetti.Şuan haftada üç gün diyaliz ve yine hastalık tetiklemesin diye bir çok ilaç kulanmakta.Ama maşallah hayata çok bağlıdır.Hastanede yattığı sıralarda profosörlerin çok riskli bir çok kişi afadersiniz öldü dediklerinde güler,siz benden önce gidersiniz ben yaşarım derdi. :)Yani kısacası hayata bağlı olmak,hemen karamsarlığa kapılmamak çok önemli.Allah dediğiniz gibi kimseye dermansız hastalık acılar göstermesin.Çok zor.Teşekkürler.


[QUOTE=sami34]Ensar bey öncelikle geçmiş olsun.Babanız inşallah en kısa zamanda şifa bulur.
 
Wegener Granulomatozu etyolojisi kesin bilinmemekle birlikte otoümmin olduğu düşünülen bir vaskulit(damar iltihabıdır) bu nedenlede zaten kemoterapi ilaçları kullanılarak vücudun ümmin aktivitesi baskılanmak istenir. Hastalığın bakteriyel veya viral olduğunu gösteren hiç bir  kesin kanıt yoktur. Bence babanıza köpekten bulaşma ihtimali yok gibi bir şey.
 
Tıpta koinsidans denen bir şey vardır. yani birbirinden bağımsız iki olayın aynı anda bulunması
buda genellikle bu iki olayın neden/sonuç ilişkisi içinde değerlendirilmesine sebeb olur.
[/QUOTE]

Çok teşekkürler Sami bey inşallah.Dediğim gibi o senelerde koskoca Çapa E.A.H Profları hastalığın ismini bile bilmiyorlardı.Hatta ülke dışı proflar geldiği bile oldu.Bana köpekten bulaştığını babam söyledi ona da profosörler söylemiş yani ben babamın yalancısıyım:).Durup dururken vücut damar iltağabı üretmez kanaatimce.Ayrca bu virüs şuan halen babamın vücudunda yani tam olarak kesinlikle gitmiyor.Şuan hastalık ilaçlarla uyuyor.Zaten bu yüzden belki başvursaydı 15 senede kesin böbrek nakli olurdu.Ama profosörler bu konunun kesinlikle olmayacağını,yeni böbreklerede bu virüsün bulaşacağını söylediler.Buda bana haberde bulunan balıklardaki virüsleri çağrıştırdı.Maalesefki tedavisi yok.Sadece geciktiriliyor.

Konuya başka yorum yapmayarak,konuyu amacından saptırmak,diğer arkadaşların vaktinden çalmak istemem.Teşekkürler.
ensar19032013-01-26 05:57:27

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

zubunel_genubiÇevrim Dışı

Özel Üye
[B]7910,2[/B]
Kayıt: 07/11/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 436
zubunel_genubiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 26 Ocak 2013 13:03
[QUOTE=ensar1903] [QUOTE=zubunel_genubi] [QUOTE=ensar1903] [QUOTE=M.Tuna]Ensar Bey , geçmiş olsun , kan tahlili sonuçlarında doktor ne tip mikrop kaptığından falan bahsetti mi?
Ya da ender görülen bir mikrop gibi laflar söyledi mi?
Vücut sıcaklığı bir insanda ortalama 36.5 derece olduğundan balıktan geçen bir mikrop ne kadar süre yaşayabilir ki?
Sonuç olarak çok geçmiş olsun,gelişmeleri yazarsanız çok makbule geçer.
[/QUOTE]

Öncelikle çok teşekkür ederim Mahmut bey.Açıkcası kayınpederim izmirde ikame ettiğinden,parmağının durumunu bilmekten başka bir şey bilemiyorum.Doktorların söylediği kadarıyla bir tür mikrobik durummuş.Tedavisi sürmekte ve en kötüsü de,kendisinde bulunan şeker hastalığının da bu yaradaki iyileşmeyi geciktirmesi.Detayları iyileşme sürecini buradan paylaşacağım.


[QUOTE=zubunel_genubi]

Ensar Bey, büyük geçmiş olsun. Açıkçası bende çocukluğumdan beri bu hobinin içerisindeyim ve kolay kolay bu hobiyi de bırakmayacağım gibi hep daha ilerisine gitmeyi hedefliyorum. Bana birşey olmaz mantığıyla hereket edilmemeli tabii ki zira tıp o kadar ilerledi ki eğer herhangi bir konuda araştırma yapılıyorsa bilin ki bunun olumlu veya olumsuz tarafları test sonuçlarıyşa birlikte masaya yatırılıyor ve herkese tebliğ ediliyor. Bakalım, bahse konu olayımızda ileride ne gibi bir sonuç çıkacak, bende sizler gibi merakla beklemedeyim. Anca şu bi gerçek ki çok değil bundan 20 sene öncesine kadar faili meçhul cinayetler bile dna analizinin ortaya çıkmasıyla birer birer çözülmeye ve sonuçlanmaya başladığı bir ortamda yaşıyor isek bu ve buna benzer analizlerinde ama olumlu ama olumsuz bir şekilde sonuçlanacağı kanaatindeyim. Bekleyip hep birlikte göreceğiz...  

[/QUOTE]

Çok teşekkürler Deniz bey.Dediğiniz gibi bende babam sayesinde bu hobiye gönül vermiş oldum ve her geçen gün yeni bilgilerle kendimi geliştirmeye çalışmaktayım.Dediğiniz gibi tıp çok ilerde fakat bazen bu tarz ismi bile bilinmeyen hastalıklar çıkmakta.Ve bu hastalıkların tedavisi çok uzun sürede tamamlanmakta.Bazende sonuç kötü bitmektedir.Buradan açıklamak istemezdim ama madem konu hayvanlardan geçen mikrop,bakteri ve virüsleri kapsıyor.Üzülerek kendi babamda saptanan bir virüsten bahsedeyim arkadaşlar.Hastalığın adı WEGENER.Belki bir çoğunuz hiç duymadı yada bilmiyor.Şahsen ben dahil proflar,doktorlar bile 15 sene önce bilmiyorlardı.Babam bu hastalığa kendi dükanımızda baktığımız köpeğimizden yakalandı.Evet yanlış duymadınız köpekten.Bir gün işe geldiğimizde köpeğimizde biraz halsizlik ve kusma vardı.Tüm aşıları ve veteriner kontrolünde olduğunuda belirteyim.Sonrasında dışkıda kurtlanma,kanlı ilsal,burnda ve gözde akıntı gibi tettikler gözledik.Ve bir aya kalmadan öldü.:(.Malesef bu virüs babamada bulaşmıştı.Yaklaşık 3 sene Çapa Eğitim Ve Araştırma Hastanesinde bu hastalığın nedenini,ismini ve tedavisi için yattı.İnanın doktorlar bile bilmiyordu.Kemoterapi,tanesi o zamanın parası 1000TL olan çeşitli ilaçlar,testler derken babam sağ gözünü ve böbreklerini kaybetti :(.Ve sonrasında WEGENER teşisi kondu!Bu hastalık o zamn koskoca dünyada bilinmiyordu.Dünyada bir kaç kişide rastlanmış ve çoğuda maalesef vefat etmişlerdi.Diyeceğim tıp ın bile bilmediği,müdehale tekniklerinden habersiz bir çok virüs daha olabilmektedir.Bu tarz hastalıklar görüldükçe labaratuar ortamlarında insanları denek gibi kullanarak tedavi bulunmakta.cc.Allah bu yaşadıklarımı kimseye göstermesin.Teşekkürler.

http://www.genetikbilimi.com/gen/wegener.htm

 Tanımlama:

    Wegener Hastalığı, ya da tıptaki adıyla Wegener Granulomatozu bir çeşit vaskülittir (damar iltihabı). Özellikle cidarları kas tabakası ile çevrili küçük ve orta boy atardamarların hastalığıdır.

Üst ve alt solunum yollarında granulamatöz vaskülit ve böbreklerde nekrotizan glomerulonefrit şekillerinde görülür.

     15-75 yaş arasında, daha sıklıkla 40 yaş civarında görülür. Kadınlarda ve erkeklerde aynı sıklıktadır.

     Belirtiler:

     Sonunda Wegener Granulomatozu teşhisi konan  hastaların çoğunda ilk belirtiler üst solunum yolu rahatsızlıklarıdır. En sık burunda yara, burun akıntısı, ve (bilhassa sinüs denen kafa boşluklarında) baş ağrısı şikayetleri olur. Sinüzit ve orta kulak itihabı beraber olabilir. Hastaların yarıdan fazlasında göz rahatsızlığı olur; konjunktivit, episklerit, skleromalazi, kornea ülserleri ve retina arteri trombozu en sık rastlananlarıdır.

    Hastaların çoğunda akciğerler tutulur. Akciğer hastalığına ait en sık görülen belirtiler öksürük, kanlı balgam çıkarma ve plevra iltihabıdır. Akciğer filminde bu değişiklikler görülür. Akciğer biyopsisi de  tanı koymada yardımcıdır.

    Olguların yarıdan fazlasında ortaya çıkan böbrek bozuklukları Wegener Granulomatozu’nun 

geç belirtilerindendir. Bölgesel veya yaygın tarzda ilerleyen  glomerulonefrit ve interstisyel nefrit

en sık rastlanan böbrek bozukluklarıdır. Glomerulonefrit normalde idrardan atılmayan protein, kan,  ve silendir çıkmasına neden olur ve tedavi edilmezse hızla ilerleyen böbrek yetmezliğine neden olur.

     Wegener Granulomatozlu hastaların 1/3 ünden fazlasında vaskülite bağlı deri lezyonları olur. Nodüler lezyonlar ve purpurik papüller bu hastalıkta görülen deri lezyonlarıdır.

      Hastaların yarıya yakınında aktif sinovit (eklem arası iltihabı) olmaksızın ortaya çıkan eklem ağrıları olur.  

     Teşhis:

     Wegener Granulomatozu tanısı için bu hastalığa özgü bir laboratuvar tanı metodu yoktur. Bu hastaların yapılan hemogram kan tahlillerinde kansızlık (normositer normokrom anemi şeklinde)

göze çarpar. Ayrıca elektroforezde yüksek IgG ve IgA ile karakterize bir hipergammaglobulinemi görülür. İdrar tahlili, BUN ve kreatinin tahlillerinde normalden sapmalar gözlenir; bunlar böbrek rahatsızlığının göstergeleridir.

     Wegener Granulomatozu tanısı, böbrek biyopsisi sonucu ile üst ve alt solunum yolları hastalığının (sinüzit, rinit, otit, röntgende görülen akciğerdeki nodül veya infltratlar) klinik belirtilerine göre konulur. Diğer organ sistemler de ayrıca eşzamanlı olarak tutulabilir.

     Tedavi:

      Uygulanan en yeni tedavi yöntemi kemoterapidir. Tercih edilen ilaç siklofosfamid’dir. Bu ilaç hastanın durumu düzelinceye kadar damardan  sonra da ağızdan (tablet olarak) verilir.

      Sadece kortikosteroidler ile yapılan tedavi, hastalığın gidişatını kontrol altına almak ve düzelme sürecini başlatmak için yetersiz kalmasına karşın, bu ilaçlar özellikle göz, deri ve serozadaki iltihap sekellerini önlemede yararlı olmaktadır.

[/QUOTE]
 
Ensar Bey, inanın üzülerek okudum. Allah kimseye dermansız hastalık vermesin. Yaşadıklarınız gerçekten hiçte kolay değil. Hele ki bu sureçte ne ile karşı karşıya olunduğu bilinememesi insanı daha da bir umutsuzluğa kaptırabiliyor. Zira, şu an ben bile böyle bir virüsten ilk defa haberdar oluyorum. Babanızın şu an durumu nasıl? Umarım babanız, tadaviye cevap vermiş ve sağlığına kavuşmuştur.Gerçi bu konuyu açarak yaranızı deşmek istemezdim, inanın çok üzüldüm.  
[/QUOTE]

Çok teşekkürler Deniz bey.Öncelikle bilmenizi isterim ki yazdıklarımda kesinlikle sizi ve diğer arkadaşlarımı üzmek istemem.Ama yaklaşımınız ve benim üzüntümü paylaşmanız inanın beni çok memnun etti.Konu bu olunca bende üzülerek paylaşmak,bilgi vermek istedim.Babam maalesef iki böbreğini ve bir çok ilacın yan tesiri sağ gözünü kaybetti.Şuan haftada üç gün diyaliz ve yine hastalık tetiklemesin diye bir çok ilaç kulanmakta.Ama maşallah hayata çok bağlıdır.Hastanede yattığı sıralarda profosörlerin çok riskli bir çok kişi afadersiniz öldü dediklerinde güler,siz benden önce gidersiniz ben yaşarım derdi. :)Yani kısacası hayata bağlı olmak,hemen karamsarlığa kapılmamak çok önemli.Allah dediğiniz gibi kimseye dermansız hastalık acılar göstermesin.Çok zor.Teşekkürler.


[QUOTE=sami34]Ensar bey öncelikle geçmiş olsun.Babanız inşallah en kısa zamanda şifa bulur.
 
Wegener Granulomatozu etyolojisi kesin bilinmemekle birlikte otoümmin olduğu düşünülen bir vaskulit(damar iltihabıdır) bu nedenlede zaten kemoterapi ilaçları kullanılarak vücudun ümmin aktivitesi baskılanmak istenir. Hastalığın bakteriyel veya viral olduğunu gösteren hiç bir  kesin kanıt yoktur. Bence babanıza köpekten bulaşma ihtimali yok gibi bir şey.
 
Tıpta koinsidans denen bir şey vardır. yani birbirinden bağımsız iki olayın aynı anda bulunması
buda genellikle bu iki olayın neden/sonuç ilişkisi içinde değerlendirilmesine sebeb olur.
[/QUOTE]

Çok teşekkürler Sami bey inşallah.Dediğim gibi o senelerde koskoca Çapa E.A.H Profları hastalığın ismini bile bilmiyorlardı.Hatta ülke dışı proflar geldiği bile oldu.Bana köpekten bulaştığını babam söyledi ona da profosörler söylemiş yani ben babamın yalancısıyım:).Durup dururken vücut damar iltağabı üretmez kanaatimce.Ayrca bu virüs şuan halen babamın vücudunda yani tam olarak kesinlikle gitmiyor.Şuan hastalık ilaçlarla uyuyor.Zaten bu yüzden belki başvursaydı 15 senede kesin böbrek nakli olurdu.Ama profosörler bu konunun kesinlikle olmayacağını,yeni böbreklerede bu virüsün bulaşacağını söylediler.Buda bana haberde bulunan balıklardaki virüsleri çağrıştırdı.Maalesefki tedavisi yok.Sadece geciktiriliyor.

Konuya başka yorum yapmayarak,konuyu amacından saptırmak,diğer arkadaşların vaktinden çalmak istemem.Teşekkürler.
[/QUOTE]
 
Ensar Bey, bu şekilde ciddi rahatsızlıklarda hastanın moralinin yüksek olması çok önemli, buna katılıyorum zira benzer bir rahatsızlıkta bizzat bende moralin yüksek tutulmasının hatalığın gelişiminde büyük rol oynadığına şahit oldum. Dediğim gibi Allah kimseye dermansız hastalık vermesin. Tekrar, en derinden geçmiş olsun dileklerimle...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir