AKVARYUM BALIKLARI VE YETİŞTİRİCİLİĞİ
AKVARYUM BALIKLARI VE YETİŞTİRİCİLİĞİ
Canlı Doğuranlar
Cyprinodontiformes takımı
altında Poeciliidae ailesi içinde sınıflandırılmışlardır.
Bu balıklar isimlerinden de
anlaşıldığı üzere canlı doğum ile ürerler. Bu doğum memelilerdeki gibi bir
doğum değildir. Yumurta ve sperm dişi balığın vücudunda birleşirler. Gelişimini
dişi balıkta tamamlayan yumurtalar doğum esnasında açılır ve yavrular canlı
olarak dünyaya gelirler.
Poeciliidae ailesine bağlı 300'den
fazla tür olmasına rağmen en çok tanınanları Lepistes (Poecilia
reticulata), Kılıçkuyruk (Xiphophorus helleri), Platy
(Xiphophorus maculatus), Moli (Poecilia latipinna, Poecilia
sphenops), Velifera (Poecilia velifera) gibi türlerdir.
Bunların yanında akvaryumlarda pek fazla beslenilmemesine rağmen çok bilinen
canlı doğuranlardan olan Gambusia türleri de vardır. Gambusia affinis, Gambusia
holbrooki gibi bazı Gambusia türleri ülkemiz de dahil olmak üzere bir
çok yerde sivrisinek mücadelesi amacı ile kullanılmaktadırlar. Bu nedenle
Gambusia türlerine Mosquitofish (Sivrisinek Balığı) ismi de verilmektedir.
Bu ailenin Amerika kıtasındaki
Habitatı Amerika Birleşik Devletleri'nin doğusundan Kuzeydoğu Arjantin'e kadar
olan bölgedir. Buralar dışında Afrika ve Madagaskar'da da yaşayan üyeleri
mevcuttur. Çoğunlukla tatlısularda bulunmalarına rağmen acısulara da adapte
olmuş türleri vardır. Genel olarak küçük yapılı balıklardır. En büyük yapılı
üyesi 15 cm. kadar olabilen Velifera'dır (Poecilia velifera).
Lepistesler akvaryum balıkları
içinde en ünlüleridir. Lepisteslere Guppy ve Gökkuşağı Balığı (Rainbow Fish) da
denilmektedir. Ancak ülkemizde Lepistes ismi ile bilinmektedirler.
Lepisteslerin anavatanları Güney Amerika'nın kuzey kısımlarındaki küçük göller
ve ırmaklardır. Lepistesler sıcaksu balıklarıdır. 18 - 30 °C gibi
geniş bir ısı aralığında yaşabilirler. Ancak ideal olarak 22 - 28
°C tercih edilmelidir. Hemen hemen bütün akvaryum balıkları gibi
Lepistesler de ani ısı değişimlerinden kolaylıkla etkilenebilirler.
Lepistesler oldukça küçük yapılı
balıklardır. Erkekleri 2,5 - 3 cm. civarı olmakla beraber dişileri5 cm.ye
kadar ulaşabilmektedir.
Erkek Lepistes:
Erkek Lepistesler çok güzel renklere sahiptir. Ayrıca kuyrukları ve yüzgeçleri
aşırı gelişmiştir. Dişiler ise nispeten daha soluk renklidirler ve yüzgeçleri
de gelişmiş değildir. Erkek dişi ayrımı için bu kriterler yeterli olacaksa da
ayrıca erkek Lepistesleri anal yüzgeçlerinin önünde gonopodium denilen üreme
organları vardır.
Lepisteslerin insan eli altında
üretilmiş bir çok varyeteleri vardır. Bunlar genellikle kuyruk tiplerine göre
birbirlerinden ayrılırlar. (Lir kuyruk, top kuyruk, flama kuyruk, kılıç kuyruk
vb.) Renk bakımından da bir çok çeşitleri vardır. (Mavi Kuyruklu Lepistes,
Kırmızı Kuyruklu Lepistes, Sarı Kuyruklu Lepistes, Siyah Kuyruklu Lepistes
vb.).
Lepistes akvaryumda üretilebilecek
en kolay balıklardan biridir. Üretim için özel önlemler ya da yöntemler
kullanmaya bile gerek olmadan kendiliğinden üreyeceklerdir. Bu balıklar yumurta
ile değil yalancı bir doğum ile ürerler. Yani dişi Lepistes yavrularını
doğurarak dünyaya getirir. Doğan yavrular hemen yüzebilecek
kapasitedirler.
Dişi Lepistes
Bir dişi Lepistes bir kere çiftleştikten sonra
depoladığı spermler sayesinde 5 - 6 kere daha çiftleşmeden doğurabilir. Dişi
Lepistes çiftleştikten 28 gün sonra doğurur. Bir Lepistes kondüsyonuna ve
yaşına göre 30 - 150 arası yavru yapabilir.
Lepistesler iyi bitkilendirilmiş
akvaryumlardan hoşlanırlar. Her türlü yemi de severek tüketirler. Ancak canlı
yem de verilmesi iyi olacaktır. Lepistesler barışçıl balıklardır. Kendileri gibi
sakin mizaçtaki ve uygun boydaki balıklarla karma akvaryumlarda tutulabilirler.
Lepisteslerin üretimleri için ayrı bir parantez açmak yerinde olacaktır.
Amatörce üretim için herhangi bir önlem almaya gerek yoktur. Lepistesler
kendiliklerinden ürerler. Ancak kaliteli bir Lepistes üretimi için belli başlı
bazı kriterler vardır.
Öncelikle damızlık erkek ve dişi
Lepisteslerin seçimi dikkatle yapılmalıdır. Damızlıklar genç, türüne ait
özellikleri belirgin olan, canlı, neşeli ve sağlıklı hayvanlar arasından seçilmelidir.
Dişilerin özellikle daha önce çiftleşmemiş olması yerinde olur. Erkeklerin ise
renkleri parlak ve üreme organı hareketli olanları damızlık için tercih
edilmelidir. Dişilerin 4 aylıktan küçük olmamaları da iyi olacaktır.
Bir çok amatör Lepisteslerini
çiftleştirmiş, yavrular elde etmiş ama yavrular maalesef anne babaları gibi
renkli ve büyük kuyruklu olmamıştır. Bu durumun önüne geçmek, renk ve kuyruk
bakımından çok güzel Lepistesler elde etmek için uygalanan bazı küçük yöntemler
vardır. Bu yöntemler sayesinde Lepisteslerimiz daha güzel renklere ve kuyruğa
sahip olacaktır.
Denilen şekilde seçilen damızlıklar
iyi bir beslenme ve temiz su şartlarında hemen çiftleşecektir. Lepistesler
doğan yavrularına bakan balıklar değillerdir. Bu nedenle de yavru lepisteslerimiz
anne babaları tarafından bile yenilme tehlikesi ile başbaşadırlar. Yavruları bu
tehlikeden korumak için ya damızlıkları akvaryumdan hemen uzaklaştırmak ya da
yavruların bir yavrulukta doğumunu sağlayıp sonra başka bir akvaryuma nakletmek
gereklidir. Lepisteslerimizin suyu her zaman temiz olmalıdır. Çok iyi bir
havalandırma ve filtre sistemi gerekmektedir. Akvaryumun kapasitesini aşacak
miktarda balık koyulmamalıdır. Az az fakat sık sık besleme yapılmalıdır. Her
tür canlı yemin yanında yeşillik de verilmelidir. Kaliteli Lepistesler için
sabit bir ısının önemi büyüktür. Bu nedenle ısıyı 24 - 27 °C'ye ayarlayıp
burada sabit tutmak gerekir. Lepisteslerin sevdikleri su yapısı nötr sulardır.
Bu nedenle suyun pH derecesi 7 olmalıdır. Lepisteslerin renklerinin ortaya
çıkması açısından ışık da önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle ışıklandırmaya
önem verilmelidir. Son olarak kaliteli Lepistes üretimininde bir çok kaynakta
periyodik su değişimi önerilmektedir. Bu amaçla hergün akvaryum suyunun %10'unu
taze dinlendirilmiş su ile değiştirmekle daha kaliteli Lepisteslerin
üretilebileceği belirtilmektedir.
Kılıçkuyruk:
Kılıçkuyrukların anavatanı Güney
Meksika'dır. Poeciliidae (Canlı doğuran) ailesine mensup olan bu balık çok
tanınmış bir akvaryum balığıdır. Xiphophorus cinsine bağlı bir çok tür
bulunmakla beraber bizim bildiğimiz Kılıçkuyruk Xiphophorus helleri'dir. Bunun
dışında Xiphophorus montezumae, Xiphophorus pygmaeus, Xiphophorus xiphidum gibi
türleri vardır. Yine bu türlerden biri olan Xiphophorus maculatus yani bilinen
adı ile Platy, akvaryumlarımızda sıkça görebileceğimiz bir Xiphophorus türüdür.
Kılıçkuyruk adını nereden
aldıklarına dair iki söylenti vardır. Birincisi; erkek balığın vücut formundan
da anlaşılacağı üzere kuyruğunun kılıç gibi uzaması nedeni iledir. Diğer
söylenti ise; bu türün erkeklerinde bulunan üreme organı Gonopodium'un kılıç
şeklinde olmasıdır. Kılıçkuyruklar doğada 12 cm. kadar olabilirlerse de akvaryumlarımızda
genelde 6 - 7 cm. civarında olurlar. Uyumlu balıklardır denilebilir.
Kendileri gibi diğer canlı doğuranlarla beraber karma akvaryumlarda
tutulmalarında bir sakınca yoktur. Ancak erkek Kılıçkuyruklar bazen agresif
davranışlar sergileyebilmektedirler. Bir Kılıçkuyruk akvaryumunun üstünün
kapatılmasında fayda vardır. Çünkü Kılıçkuyruklar sudan dışarı
zıplayabilmektedirler.
Erkek Kılıçkuyruk
Kılıçkuyrukların çok çeşitli
varyeteleri vardır. Yeşil Kılıçkuyruk, Sarı Kılıçkuyruk gibi doğal türler
dışında insan eli altında yapılan seleksiyon yöntemleri ile çok değişik türler
ortaya çıkarılmıştır. Buna örnek olarak Simpson Kılıçkuyruk verilebilir. Bu
varyetenin diğer Kılıçkuyruklardan farkı sırt yüzgeçinin de aşırı derecede
gelişmiş olmasıdır. Bu varyetelerin geliştirilmesinde diğer Xiphophorus türleri
ve vahşi formlar kullanılmış, belli bir özellik seleksiyona tabi tutularak
genetiksel olarak devamlılık sağlanmıştır.
Simpson Kılıçkuyruk
Bu balıklar 18 - 28 C° gibi geniş
bir akvaryum ısısında yaşayabilirlerse de ideal ısıları 26 - 27 C° dir.
Kılıçkuyruklarda cinsiyet ayrımı çok rahatlıkla yapılabilmektedir. Belirtildiği
gibi erkeklerinin kuyrukları bir kılıç şeklindedir ve erkeklerinin alt kısmında
Gonodopium denilen üreme organları bulunur.
Dişi Kılıçkuyruk
Üretimleri çok kolaydır.
Kılıçkuyruklar canlı doğuran balıklardır. Üretim için özel bir çaba göstermeye
gerek olmaz. Bir dişinin ve bir erkeğin olduğu yerde bir aksilik olmazsa
Kılıçkuyruklar üreyecektir. Yavrularına bakmadıklarından doğumdan hemen sonra
yavrularını yemek isteyeceklerdir. Doğan yavrular yüzebilme
kabiliyetindedirler. Eğer akvaryumda saklanabilecekleri yerler varsa oralarda
gizlenerek büyüyebilirler. Ancak yavruların yenmesi önlenmek istenirse bir
yavruluktan faydalanabilinir. Yeni doğan yavrular toz şeklindeki kuru yemleri
dahi yiyebilirler. Kaliteli ve kondüsyonlu bir dişi Kılıçkuyruk 100 - 150 yavru
verebilir. Bu sayı türlere göre değişmektedir.
DİĞER XIPHOPHORUS TÜRLERİ
Yazının başında bahsedilen
Xiphophorus helleri (Kılıçkuyruk) dışındaki Xiphophorus türleri
akvaryumlarımızda çok fazla yaygın değildir. (Xiphophorus maculatus -
Platy hariç.)
örn: Xiphophorus
xiphidum, Xiphophorus pygmaeus, Xiphophorus montezumae
LABİRENTLİLER
Labirentli Balıklar, Perciformes takımı, Anabantoidei alt
takımı altında Anabantidae,Helostomatidae ve Osphronemidae aileleri
altında sınıflandırılan türleri kapsamaktadır. Bu balıkların Labirent adı
verilen özel bir organları vardır. Oksijence fakir sularda yaşayan labirentli
balıklar bu organ sayesinde atmosfer havasından gerekli oksijeni
sağlayabilirler. Labirentli balıklar köpük yuva yaparak ürerler. Köpük yuva
erkek balıklar tarafından yapılır. Çiftleşmeden sonra dişinin döktüğü ve
erkeğin döllediği yumurtalar yine erkek tarafından tek tek yuvaya
yerleştirilir. Bu köpük yuva vasıtasıyla oksijence fakir sularda yaşayan
labirentli balıklar, yumurtaları ve daha sonra gelişecek yavruları için
oksijence zengin bir ortam meydana getirirler. Ayrıca köpük içerisindeki
yumurta ya da yavrular, dış etkilerden de korunabilmektedir. Anabantidae,
Helostomatidae ve Osphronemidae ailelerine bağlı 150 civarında tür bulunmaktadır.
Bu türler arasında en bilinenleriBettalar (Betta splendens, Betta
imbellis vs.), Guramiler (Trichogaster trichopterus,
Colisa lalia, Trichogaster leeri, Trichogaster chuna vs.), Cennet
Balığı (Macropodus opercularis),Öpüşen Gurami (Helostoma
temminkii) gibi türlerdir.
Labirentli balıklar olarak
tanımlanan ailelerden Anabantidae ailesine bağlı türler Afrika, Hindistan ve
Filipinler'de yayılmışlardır. Tatlısularda yaşayan türleri olduğu gibi acısu
habitatlarına adapte olmuş üyeleri de mevcuttur. Helostomatidae ailesine bağlı
tek tür olan Helostoma temminkii Tayland ve Endonezya'da yaşar. Bu tür
tatlısuya adapte olmuştur. Osphronemidae ailesine bağlı türler ise Pakistan,
Hindistan, Malezya Takımadaları ve Kore'ye kadar yayılmışlardır. Bu aileye
bağlı bütün türler tatlısularda yaşarlar. Labirentli balıklar içinde boyu
sadece birkaç santimetre olanların yanında 70 cm.'ye varan boyu ile Dev
Gurami (Osphronemus goramy) de bulunur.
Osphronemus goramy
BETTA - Siyam Balığı - Siamesse Fighting Fish
Betta splendens
Betta'lar içerisinde en tanınmışı ve
en güzellerinden biri Betta splendens'tir. Betta splendens dışında
bilinen yaklaşık 50 civarında Betta türü vardır. Betta dimidiata, Betta
rutilans, Betta prima, Betta imbellis vs. Bu balıklar Siyam ve Malezya
kökenlidirler. 18 - 32 °C sıcaklıklarda yaşayabilirlerse de en uygun
sıcaklık 25 - 27 °C dir.
Bettalar küçük boyutlu balıklardır.
Erkekler 6 - 6,5 cm. kadar olurlarsa da dişileri biraz daha küçük
boyutludur.
Bu balıklar labirentli
balıklardandır. Yani ihtiyaçları olan havayı direk olarak havadan alıp
labirentleri sayesinde gerekli oksijeni elde edebilirler. Bu nedenle her ne
kadar tavsiye edilmese de fanusta beslenebilecek tek balık türüdür denilebilir.
Diğer labirentli balıklardan Gurami türleri de bu bağlamda fanusta
beslenebilirler ancak gerek daha hareketli olmaları ve gerekse de daha büyük yapıda
olmaları açısından fanusta beslenmemelidirler. En iyisi küçük bir akvaryumda
bir adet Betta beslemektir. Betta erkekleri birbirleri ile kavga ettiklerinden
dolayı ayrı tutulurlar. Dişiler ise kendi içlerinde bir arada tutulabilirler.
Üreme zamanları dışında dişi ve erkek Betta'yı da bir araya koymak tehlikeli
olabilir. Bir dişi bir erkek Betta aynı tankta beslenmek isteniyorsa 25-30
Litrelik bir akvaryum iyi bitkilendirilmeli ve dişinin saklanabileceği bir çok
girinti, çıkıntı, oyuk oluşturulmalıdır. Çünkü yumurtlamak için hazır olmayan
Betta dişisi erkek tarafından zorlanır ve bu sırada da hırpalanabilir. Bu
nedenle akvaryumda sığınabileceği alanlar olmalıdır. Ancak bu tavsiye edilen
bir uygulama değildir. Çünkü erkeğin dişiyi aşırı derecede hırpalaması her
zaman imkan dahilindedir.
Erkek Betta
Dişi ve erkeklerin birbirlerinden
ayırt edilmeleri çok kolaydır. Erkekler çok gelişmiş yüzgeçlere sahiptir ve
renk olarak daha parlak ve güzeldirler. Dişiler ise daha soluk renkli
balıklardır. Yüzgeçleri erkeklere oranla çok daha az gelişmiştir.
Dişi Betta
Betta üretimi kolay olmakla beraber
bazı hususlara dikkat etmek gerekir. Üretim için 35-40 litrelik bir akvaryum
yeterlidir. Bu akvaryum 15 cm.'ye kadar su ile doldurulur. Sıcaklığın 25
- 27 °Colması sağlanır. Su üstü bitkilerinden koyulma imkanı varsa iyi
olur. Havalandırma ya da filtreleme yapılmaz çünkü bu işlemler erkeğin yapacağı
yuvayı bozabilir. Bu şekilde hazırlanan akvaryum bir cam ile iki bölüme ayrılır
ve büyük bölüme erkek diğer bölüme de dişi Betta yerleştirilir. Dişi ve erkek
camın arkasından birbirlerini görürler. Hazır olan erkek yuva yapmaya başlar.
Bu yuvanın malzemesi erkeğin ağzı ile aldığı havayı tükürük benzeri bir madde
ile sararak oluşturduğu köpüklerdir. Bu köpüklerden yaklaşık 2 cm. kalınlığında
ve 10 - 12 cm2 alanında bir yuva teşekkül eder.
Erkek Betta'nın Yaptığı Köpükten Yuva
Erkek Betta yuva yapımından sonra
camın ardından dişiye kur yapmaya başlar. Dişi de yumurtlamaya hazırsa bu
hareketlere karşılık verir. Dişinin hazır olduğu karnının şiş olması ve
renklerinin daha da belirginleşmesinden anlaşılabilir. Bu durumda artık aradaki
camı kaldırmanın zamanı gelmiştir. Bundan sonra erkekle dişi arasında dansa benzer
çiftleşme hareketleri olacaktır. Erkek kıvrılarak yuvanın altına doğru çektiği
dişiyi sarar ve bu sırada dişi yumurtları döker. Erkek bu yumurtaları hemen
dölleyerek tek tek köpük yuvaya yerleştirir. Daha sonra aynı işlemler tekrar
edilir.Yumurtlama bir kaç saat sürer. Yumurtlamanın bittiği anlaşıldığında dişi
akvaryumdan çıkarılmalıdır. Çünkü yumurtaları korumak isteyen erkek dişiyi
yaklaştırmak istemez ve oldukça da hırpalayabilir. Yumurta sayısı 100 - 500
arasındadır. Bu andan sonra yumurtaları korumak erkeğin görevidir.
Bettaların Dansı
Bu dönemde erkek yumurtalara büyük
özen gösterir. Yuvadan düşen yumurtaları yakalayarak tekrar köpük yuvaya
yerleştirir. Yumurtalardan yavruların çıkması 30 - 36 saat kadar sürer.
Yavrular çıkmaya başladığında erkek de akvaryumdan uzaklaştırılmalıdır. Çünkü
yavrularını yiyebilir. Yumurtadan yeni çıkan yavrular oldukça hassastırlar. İlk
2 - 3 gün kendi yumurta sarılarını tüketirler. Daha sonra yem almaya başlarlar.
Çok küçük yapılı olduklarından dolayı her yemi alamazlar. İlk günler çok iyi
haşlanmış yumurta sarısı ve infusoria'lar verilebilir. Biraz daha büyüdükten
sonra yumurtadan yeni çıkmış Artemia salina ve çok ince toz yem yiyebilirler.
Yavruların kaldığı akvaryumun üstü
kapalı olmalıdır. Böylece akvaryum suyu ile dışarıdaki havanın birbirine yakın
sıcaklıkta olması sağlanır. Çünkü yavrular dışarıdan hava almaya
başladıklarında bu havanın soğuk olması çabuk hastalanmalarına neden olur. Yavruların
gelişiminde 3. hafta en önemli dönemdir denilebilir. Zira bu haftada balıkların
labirentleri gelişmektedir. 1 sene sonucunda yavru Bettalarımız erişkin ve
türünün özelliklerini yansıtan birer balık olacaktır.
DİĞER BETTA TÜRLERİ
Betta dimidiata, Betta rutilans,
Betta prima, Betta smaragdina, Betta macrostoma, Betta imbellisgibi diğer Betta türlerinin genel
özellikleri ve üretimleri Betta splendens ile benzerlik
göstermektedir. Betta splendens dışındaki Betta türleri ülkemizde pek
bilinmemekte ve akvaryumcularımızda da bulunmamaktadır.
Betta dimidiata, Betta
rutilans, Betta prima, Betta smaragdina, Betta
macrostoma, Betta imbellis, Betta splendens
GURAMİLER
Guramiler Osphronemidae ailesine
bağlı balıklardır. Aynı aileye bağlı Betta ve Macropodus (Cennet Balıkları)
cinsleri de bulunmaktadır. Osphronemus, Helostoma, Sphaerichthys, Colisa,
Trichogaster, Trichopsis cinslerine bağlı türler Gurami olarak
isimlendirilmektedir.
Genel Özellikleri: Guramiler
labirentli balıklardır. Yani Labirent ismi verilen organları sayesinde su
dışındaki havayı alarak yaşayabilirler. Bu balıklar köpük yuva yaparak ürerler.
Tıpkı bir diğer labirentli balık olan Bettalarda olduğu üzere erkekler
yumurtalara özen gösterir ve yavrular çıkana kadar aşırı ilgilidir. Genel
karakter olarak sakin huylu balıklardır. Bu nedenle küçük boyutlarda olanları
karma akvaryumlarda tercih edilirler. Guramiler Güneydoğu Asya kökenlidirler.
Üremeleri: Çikolata Gurami dışında
bütün Guramiler aynen Betta'larda olduğu gibi köpük yuva yaparak ürerler. Bazı
türler mutlak surette bitkilerden destek alarak yapmak eğilimindedir. Bu
nedenle üretim için bitkili akvaryumların hazırlanması her zaman daha iyidir.
Özellikle su yüzeyinde yüzen bitkiler tercih edilmelidir. Suyun yüksekliği
düşük tutulmalıdır. 15 - 20 cm. civarı su yüksekliği yeterlidir. Isıtıcı
ile su sıcaklığını 28 C° civarında sabit tutulması iyi olacaktır. Ayrıca su
sıcaklığı ile dışarıdaki hava arasında fazla sıcaklık farkı olmaması için
akvaryumun üstü kapatılmalıdır. Filtreleme ya da havalandırma yapılmamalıdır.
Bu işlemler erkeğin yapacağı yuvayı bozabilir. Dişi ve erkek kondüsyon
arttırıcı bir beslenmeye tabi tutulduktan sonra üremeleri için hazırlanmış
akvaryuma alınırlar. Herşey yolunda giderse, dişi ve erkek de hazırsa üreme hazırlıkları
başlar. Erkekler köpükten bir yuva yapmaya başlarlar. Bu köpüğün ana malzemesi
balığın su dışından aldığı havadır. Balık bu havayı bir nevi salgı ile küre
şekline getirir ve belirlediği köşeye bırakır. Bu şekilde binlerce köpük
küresinden yuva oluşturulur. Daha sonra dişiyi bu köpük yuvanın altına gelmeye
zorlar. Tam yuvanın altında, dişinin karnı yuvaya dönükken erkek dişiyi sarar
ve bir miktar yumurta dökülür. Erkek yere düşen yumurtaları hemen alarak köpük
kürelerinin içine yerleştirir. Bu işleme bir çok kez dişiyi sararak
yumurtlamasını sağlayarak devam eder. Yumurtlama işlemi bittikten sonra dişi
akvaryumdan uzaklaştırılmalıdır. Çünkü yumurtaları korumak eğiliminde olan
erkek dişiyi hırpalayarak ölümüne sebebiyet verebilir. Erkek köpük kürelerinden
düşen her bir yumurtayı büyük bir özenle tekrar yerlerine yerleştirir. Türlere
göre değişmekle beraber 1-2 gün arasında yumurtalardan yavrular çıkar. Bu andan
itibaren erkek de akvaryumdan uzaklaştırılmalıdır.
Dev Gurami - Osphronemus
goramy: Malezya ve Endonezya kökenli bir balıktır. Dev Gurami, gurami
türleri içinde en büyük olanıdır. 70 cm.ye ulaşabilen boyu ile diğer
guramiler gözönüne alındığında gerçekten bir devdir. Erkeklerin sırt yüzgeçleri
ve anal yüzgeçleri noktalıdır. Osphronemus cinsine bağlı Osphronemus
laticlavius türü ise kuyruk ve yüzgeçlerinin uç kısımlarının kırmızı
olması ile dikkat çeker. Osphronemus laticlavius da Dev Gurami (Osphronemus
goramy) gibi çok büyük yapılı bir balıktır ve 50 cm. civarında bir
boya ulaşabilir.
Öpüşen Gurami - Helostoma
temminkii:
Endonezya, Malezya ve Tayland
orijinli bir balıktır. Bu balık Osphronemidae ailesine değil Helostomatidae
ailesine bağlıdır ancak gerek Gurami olarak isimlendirilmesi, gerekse
Guramilerle olan benzer özellikleri nedeni ile burada ele alınmıştır. Açık
pembe renkli bir balıktır. Genel olarak 20 cm. civarı bir boya
ulaşabilirler. Bazen iki balık karşılıklı dudaklarını birbirine doğru uzatarak
öpüşme benzeri hareketler yaparlar ki bu da Öpüşen Gurami ismini
almasına neden olmuştur.
Cüce Gurami - Colisa lalia:
Hindistan ve Bengal'in balığıdır. Çok güzel renklere
sahiptir. Bu türün erkekleri daha güzel ve parlak renklere sahip olmaları ile
dişilerinden ayrılabilirler. Ayrıca erkeklerin sırt yüzgeçi dişilere nazaran
daha sivri bir biçimde sonlanır.
Çikolata Gurami - Sphaerichthys
osphromenoides:
Asya orijinli bir balıktır. Çikolata
Gurami erkeklerinin anal yüzgeçlerinin kenarı boyunca sarı ya da beyaz bir
çizgi bulunur. Fakat kesin ayrım için yeterli değildir. Bu tür ağızda kuluçka
yapması ile diğer gurami türlerinden ayrılır. Bazı zamanlar diğer guramiler
gibi köpük yuva yapmasına rağmen yavrular ağızda gelişmektedir. Çikolata
Guramilerde yavruları ağızda tutma görevini erkek bireyler yerine getirir.
İnci Gurami - Trichogaster leeri:
Malezya, Endonezya ve Tayland orijinli bir
balıktır. Dişi erkek ayırımı yapmak nispeten kolaydır. Erkekler dişilere göre
daha renkli olmalarının yanında sırt yüzgeçleri de dişiye göre daha uzundur.
Ayrıca erkeklerin boğaz bölgeleri turuncu bir renktedir.
Üç
Benekli Gurami - Trichogaster
trichopterus:
Hindistan, Burma ve Vietnam'ın balığıdır.
Vücut üzerinde göz ile aynı hizada 2 adet benek bulunur. Balığın gözü ile
beraber 3 benek gibi göründüğü için Üç Benekli Gurami ismi verilmiştir. Bu
türün erkeklerinin sırt yüzgeçleri dişilere göre daha uzun ve geniştir.
Snakeskin Gurami - Trichogaster pectoralis:
Snakeskin ismi dilimize Yılan Derili olarak çevrilebilir. Bu türün erkeklerinin
sırt yüzgeçleri noktalıdır. Dişilerde bu özellik görülmemektedir.
Bal Gurami - Trichogaster chuna:
Hindistan kökenli olup, küçük yapılı ve ürkek bir balıktır. Üreme zamanlarında
erkeklerin boğaz ve karın kısımlarının koyu mavi bir renk alması ile
dişilerinden ayrılabilirler.
Cichlidler :
Cichlidler, Perciformes takımı
altında, Labroidei alt takımı altında, Cichlidae ailesine mensup
türleri kapsar. Cichlidae ailesine bağlı 1500'den fazla tür tanımlanmıştır ve
daha bir çok türün tanımlanmadığı ya da henüz keşfedilmediği bilinmektedir. Cichlidler
dünyada geniş bir yaşama alanına sahiptirler. Öncelikli olarak Afrika ve
Amerika kıtasında çok yayılmış olmalarına rağmen, Asya kıtasında da Etroplus
cinsine ait 3 tür cichlid bulunmaktadır. Doğal olarak Avrupa ve Okyanusya
(Avustralya) kıtalarında cichlidae ailesine bağlı türler bulunmamakla birlikte
özellikle Avustralya'da insan eli ile kıtaya getirilen cichlid türleri ortama
adapte olmuş ve yaşamaktadır. Cichlidler türlere göre değişmekle beraber
belirli bir döneme kadar yavrularına bakan balıklardır. Bazı cichlid türlerinde
dişi bireyler yavrular gelişene kadar yumurtaları ağzında saklarlar ve
yavruların gelişimi tamamlandıktan sonra da bir süre daha yavruları ile
ilgilenirler. Kimi türlerde ise yumurtalara ana ve baba bekçilik ederek
yumurtaların gelişimini garanti altına almaya çalışırlar. Cichlidae ailesine
bağlı türler yaşam alanlarına göre aşağıdaki şekilde gruplandırılabilir :
- Amerikan
Cichlidleri.
Bu grup altındaki türler 2 kısım altında incelenebilir.
Orta Amerika Cichlidleri
Güney Amerika Cichlidleri
- Afrika
Cichlidleri.
Bu grup altındaki türler de 5 kısım altında incelenebilir.
Malawi Cichlidleri
Tanganyika Cichlidleri
Victroia Cichlidleri
Madagascar Cichlidleri
Diğer Afrika Cichlidleri
- Asya
Cichlidleri.
Amerikan Cichlidleri içerisinde
en bilinen türlere örnek olarak, Discus (Symphysodon
aequifasciatus, Symphysodon discus), Melek (Pterophyllum altum, Pterophyllum leopoldi, Pterophyllum scalare),
Zebra Cichlid (Archocentrus
nigrofasciatus), Astronot (Astronotus
ocellatus) sayılabilir.
Diğer Afrika Cichlidlerinden en bilinenleri Kribensis (Pelvicachromis pulcher), Mücevher Cichlid (Hemichromis bimaculatus) olarak sayılabilir. Asya Cichlidleri yukarıda da belirtildiği üzere bir cins altında 3 türdür.
ASTRONOT - OSKAR - OSCAR FISH - Astronotus ocellatus
Amazon
Nehri orijinli bir Amerikan Cichlididir. Çoğu akvaryumseverler tarafından
Astronotus genusuna (cins) bağlı tek tür olarak bilinmesine rağmen bu genusa
(cins) bağlı Astronotus crassipinis de bulunmaktadır. Bu türde 2 adet burun
deliği vardır. Bazılarında 4 adet de olabileceği belirtilmiştir. Önceleri
Astronotus cinsine bağlı olduğu kabul edilen türlerin birçoğu başka cinslere
bağlanmış, Astronotus orbiculatus isimli tür ise Astronotus ocellatus olarak
kabul edilmiştir. Böylece Astronotus cinsine bağlı olarak sadece Astronotus
ocellatus ve Astronotus crassipinnis kalmıştır.
Cichlidlerin
özelliklerini gösteren balıklardır. Yumurta ve yavrularına özen gösterirler.
Tür ismi olan ocellatus, balığın vücudunun bitip kuyruğunun başladığı yerde
bulunan göze benzer şekil nedeni ile verilmiştir. Astronotus ise Latince Astro
(Yıldız) ve Notus (Sırt) kelimelerinden gelmektedir. Bu da gövdesindeki
turuncu-sarı yıldız biçimli lekelerden ileri gelmektedir.
Oskarların çeşitli varyeteleri bulunmaktadır. Tiger, Red Tiger, Red, Albino, Albino Red, Sunshine Albino, Lemon, Gold, Patternless Green gibi varyeteleri vardır. Bunlar içinde Tiger, Red Tiger ve Albino en çok bilinenleridir.
Oskarlar
çok büyük yapılı balıklardır. Akvaryumlarda
Oskar akvaryumlarına bitki koymanın bir manası yoktur. Çünkü hemen söküp atacaklardır. Akvaryum, bu balıkların büyüklükleri göz önüne alınarak rahatlıkla hareket edebilecekleri şekilde düzenlenmelidir. Ayrıca ısıtıcı da ulaşamayacakları bir şekilde konulmalıdır. Çünkü çok meraklı olan Oskarlar ısıtıcıyı da kafa darbeleri ile kırabilmektedirler. Akvaryumun üstü de kalınca bir camla kapatılmalıdır. Sudan dışarı zıplama özellikleri olduğundan bu gereklidir. Çok kuvvetli sıçradıklarından camın kalın olması iyi olacaktır. İnce camı kırabilirler.
Oskarlar
kendileri ile uygun su şartlarında yaşayabilen ve uygun boyutlardaki balıklarla
bir arada tutulabilirler. Kendi boyutlarındaki balıklara karşı bir saldırganlık
göstermezler. Küçük boyutlu balıklar için oldukça tehlikelidirler. Açlığa
tahammülsüz olduklarından, aç kaldıklarında büyük boyutlu balıklara da
saldırabilme ihtimalleri vardır. En iyisi Oskarların kendi türleri ile beraber
beslenmesidir.
Oskarların
besleneceği akvaryumun suyu hafif asitten alkaliye kadar değişebilir. pH 6,5 -
8,0 arasında problem çıkmadan yaşayabilirler. 24 -
Bu
balıkların beslenmesinde her tür yem kullanılabilir. Çeşitli balık etleri,
karides, midye ve yengeç gibi kabuklu hayvan etleri, solucanlar, sinekler, kuru
ve granül yemlerle beslenebilirler ve hiçbirine hayır demezler. Hatta haşlanmış
ıspanak bile yerler. Canlı balık yemekten hoşlanırlarsa da bu gerekli değildir.
Oskarların diyetlerini %60 protein ağırlıklı olarak düşünebiliriz. Devamlı
hayvansal besin vermek sindirim bozukluklarına yol açacaktır.
Oskar balıkları çok sağlam yapılı balıklardır. Her tür mantar hastalığına karşı oldukça dirençlidirler. Kolay kolay hasta olmazlar, olurlarsa da çabuk iyileşirler. Tedaviye hemen cevap verirler. Bu balıklar bazen kendi istekleri ile yan yatmaktadırlar. Bu da tabi ki yetiştiriciyi heyecanlandırmakta ve balığının hasta olduğunu düşündürmektedir. Her ne kadar Oskar bunu kendi isteği ile yapıyorsa da bazı rahatsızlıklarda da bu belirti görülebileceğinden dikkat etmek gereklidir. Oskarlar uzun ömürlü balıklardır ve iyi bakılan bir Oskar 10 - 12 seneye kadar yaşayabilir.
Oskar
balıklarının akvaryumlarında kullanılacak filtre sistemi çok kuvvetli
olmalıdır. Çünkü bu balıklar oldukça etrafı pisletirler. Yem yeme esnasında
önce yemi parçalar ve etrafa dağıtırlar. Sonra dağılan parçaları tekrar
ağızlarına alırlar. Ayrıca iri yapılı olduklarından dışkıları da bununla
orantılıdır. İşte bu nedenlerle güçlü bir dış filtre sistemi kurmak uygun olur.
Haftada bir %20 - 25'lik su değişimi uygundur. Dipte kalmış dışkı ve yem
artıklarını da sifonla uzaklaştırmak çok önemlidir.
Dişi ve erkek ayrımı yapmak üreme zamanı dışında imkansızdır denilebilir. Yumurtlama esnasında üreme tüplerine bakıldığında dişinin üreme tüpünün genişçe ve ön ucunun yuvarlak olduğu, erkeğin üreme tüpünün ise nispeten daha dar ve sivri uçlu olduğu görülür. Bunun dışında erkeklerin yüzgeçleri biraz daha genişcedir ve yanlarda daha fazla kırmızı renge sahiptir. Ancak bu şekilde cinsiyet ayrımı yanıltıcı olmaktadır.
Üretim
kolay olmakla beraber büyük akvaryumlarda yapılabilir. Oskarlar eş seçen
balıklardır. Bu nedenle de birbirlerini eş tutmuş bir çiftle üretim
yapılabilir. Eş tutabilmeleri için 7 - 8 adet genç Oskarı bir akvaryuma koyup
beklemek tavsiye edilebilir. Eş tutmuş bir çift Oskar iyi bir besleme ile
kondüsyon kazandırıldıktan sonra
Bir önemli konu da yumurta alınmış çiftlerin yerlerinin değiştirilmemesi gerektiğidir. Yerleri değiştirilen çiftler bir daha asla yumurtlamayabilirler.
DİĞER ASTRONOTUS TÜRLERİ
Giriş kısmında da
belirtildiği üzere Astronotus türleri arasında Astronotus ocellatus
dışında Astronotus crassipinnis bulunmaktadır. Astronotus crassipinnis
akvaryumlarda çok fazla ele alınan bir tür değildir. Astronotus crassipinnis'in
genel özelliklerinin Astronotus ocellatus ile benzerlik göstermesi muhtemeldir.
Astronotus crassipinnis, Astronotus ocellatus,
KRIBENSIS - Pelvicachromis pulcher - Rainbow Krib -
Purple Cichlid :
Cichlidae
Ailesine bağlı bu balığın ana yurdu Afrikanın hızlı akan nehirleri, özellikle
de Nijer Irmağı Deltası'dır. Kribensisler oldukça güzel renkli balıklardır.
Özellikle üreme mevsiminde renkleri daha da güzelleşir. Küçük yapılı bir balık
olan Kribensisin erkeği 9 -
Kribensisler suda meydana gelen kimyasal değişimlere karşı çok fazla hassas değildir. 5 - 8 pH değerleri arasında sorun olmamaktadır. Beslenmeleri de kolaydır. Her tür yemi almayı kabul ederler. En önemlisi Kribensisleri üretmek çok kolaydır. Bu nedenlerden dolayı ilk kez Cichlid beslemek isteyenlere tavsiye edilecek balıklardan biri de Kribensisdir. Kribensislerin sevdiği su sıcaklığı 25 - 26 C° dir.
Üretim için orta boy bir akvaryum yeterli olacaktır. 25 - 75 litrelik bir akvaryum kullanılabilir. Erkek dişi ayrımı oldukça kolaydır. Erkeklerin kuyruk yüzgeçlerinin üst kısmında sarı bir halka ile çevrilmiş bir ya da birkaç siyah nokta bulunur. Bu nadiren dişilerde de bulunabildiğinden ayrıca erkeğin karın kısmında solgun bir kırmızılık bulunduğunu ve erkeklerin daha iri yapılı olduklarını da unutmamak gerekir. Üretim için kullanılacak olan Kribensisler öncelikle iyi bir yemlenmeye tabi tutulmalıdır. Bu şekilde kondüsyon kazanan balıklar üreme için hazırlanırlar. Bu balıklar doğal yaşamda oyuk, kaya yarığı tarzı yerlere yumurtlamaktadırlar. Bu nedenle üreme için kullanılacak olan akvaryumda da bunlara benzer mekanlar oluşturulmalıdır. Bunun en kolay yöntemi de akvaryumun bir köşesine çiçek saksısı yerleştirmektir. Yerleştirilen bu küçük saksı bir mağaracık işlevi görecektir. İyi bitkilendirilmiş, kayalarla ve çeşitli materyallerle girintili çıkıntılı şekilde dekore edilmiş akvaryumlarda saksıya bile gerek olmadan üreyeceklerdir.
Çeşitli kur yapma safhalarından sonra dişi kendine yuva olarak seçtiği yere gider ve yumurtlar. Erkek de spermlerini dökerek yumurtaları döller. Bu aşamadan sonra erkek akvaryumdan çıkarılabilir. Dişi yumurtalara bakacaktır. Yine de erkeğin yumurtalara zarar vermeyeceğini düşünüyorsanız akvaryumda bırakmak daha yararlıdır. Yumurtlamadan yaklaşık 4 gün sonra yavrular çıkar ve bundan sonra ağızlarına sığabilecek her şeyi yiyebilirler. Bazı durumlarda yavrular yumurtadan çıktıktan sonra da dişiyi akvaryumdan almak gerekebilir. Yavrular için haşlanmış yumurta sarısı hazırlanabilir. Ancak yumurta sarısının akvaryum suyunu çok çabuk kirlettiğini unutmamak gerekir. Kribensisler ortalama olarak 5 sene kadar yaşarlar.
DİĞER
PELVICACHROMIS TÜRLERİ :
Pelvicachromis
cinsine bağlı olarak Pelvicachromis pulcher (Kribensis)
haricinde; Pelvicachromis humilis, Pelvicachromis roloffi, Pelvicachromis
rubrolabiatus, Pelvicachromis subocellatus, Pelvicachromis signatus,
Pelvicachromis taeniatus türleri bulunmaktadır. Bu balıklar 8 -
SAZANLAR
(CYPRİNİDLER) :
Sazangiller,
Cypriniformes takımı altında Cyprinidae ailesine bağlı türleri kapsar.
Avustralya (Okyanusya), Antartika ve Güney Amerika hariç bütün kıtalarda
yaygınlık gösterirler. Bu aile yumurta dökerek ürer ve büyük bir kısmı yumurtalarını
korumaz. Tamamına yakını tatlısularda yaşar. Bir kısmı da acısuya adapte
olmuştur. Denizlerde yaşayan bir üyesi yoktur. Çok geniş bir aile olan
sazangiller'e bağlı 2500 kadar tür bulunmaktadır. Bu türler arasında 3 metreye
varan boyutlara sahip türler olduğu gibi, birkaç santimetre kadar olanları da
vardır. Cyprinidae ailesine bağlı türlerden akvaryum dünyasında en bilineni
şüphesiz ki Japon Balığı'dır. (Carassius
auratus auratus) Diğer bilinen türler ise Zebra Danio (Danio rerio), Tinfoil (Barbonymus schwanenfeldii), Crossocheilus siamensis (SAE), Epalzeorhynchos bicolor (Labeo),
ülkemiz sularında da sıkça rastlanan Rhodeus
sericeus (Acı Balık), Trigonostigma
heteromorpha (Harlequin rasbora),
Tanichthys albonubes (Kardinal
Balığı) gibi türlerdir. Bunlar dışında akvaryumlar ele alınmamasına rağmen
çok bilinen üyeleri de mevcuttur. Bunlara örnek olarak Cyprinus carpio carpio (Adi Sazan) ve 2006 yılında keşfedilerek
literatürdeki yerini alan, dünyanın en küçük balığı olarak bilinen, yalnızca
Dünyanın En Küçük Balığı Paedocypris progenetica
Zebra, Danio cinsine bağlı bir türdür. Balığın bu ismi almasının nedeni vücudunda boydan boya 7 - 9 adet lacivert çizgi bulunmasındandır. Anavatanı Hindistan'dır. Suyun üst kısımlarında gezmeyi seven çok hareketli balıklardır. Karma tropikal akvaryumlar için uygundur. Gerek kendi cinsine gerekse başka balıklara karşı saldırganlık göstermez.
Zebralar
sürü halinde yaşamaktan hoşlanırlar. Bu nedenle akvaryumda hiç olmazsa 4 - 6
adetlik küçük bir sürü halinde tutulması daha iyi olacaktır. Küçük yapılı
balıklardır. Dişiler
Zebra
balıkları su sıcaklığı bakımından geniş bir yelpazede yaşayabilir. 18 -
Zebra balıklarının üretimi oldukça kolaydır. Üretimde 1 dişiye 2 erkek ya da 2 dişiye 3 - 4 erkek oranı uygulanır. Üremeden önce dişiler ve erkekler 1 - 2 hafta ayrı tutulup iyi şekilde beslenirlerse döl almak kolay olur.
Üretim
için kullanılacak akvaryum biraz uzun olmalıdır. 40 -
Yumurtlama işleminin bittiği anlaşıldığında dişi ve erkek akvaryumdan uzaklaştırılır. Çünkü hemen kendi yumurtalarını arayıp yemeye çalışırlar. Sıcaklığa bağlı olmakla birlikte 1 - 2 gün içinde yumurtalar açılır. Yavrulara ilk günler çok iyi haşlanmış yumurta sarısı ve infusorialar verilebilir. Akvaryumda oluşmuş yosunları da yiyebilirler. Yavrular biraz büyüdükten sonra Artemia salina da iyi bir yem olacaktır. Yaklaşık 2 hafta sonunda ince toz yemleri de yiyecek kadar büyümüş olurlar.
Zebraların bir özelliği de genetiksel araştırmalarda çok sık kullanılmasıdır. Hatta bu genetik araştırmalar neticesinde Kırmızı Zebra ya da Yeşil Zebra'lar da ortaya çıkmıştır. Bu Zebralar, Mürekkep balıklarının florasan geninin Zebra yumurtalarına enjekte edilmesi ile elde edilmektedir. Ülkemizde pek bilinmemekle beraber Yeşil ve Kırmızı Zebralar yavaş yavaş akvaryumlarda yayılmaktadırlar. Bu renkli balıklar Glofish adı ile bilinmektedirler. Glofish tescilli bir markadır ve bu renkli balıklar da genetiğiyle oynanmış olduğu halde alenen satılan ilk hayvanlardır.
DİĞER ZEBRA DANIO
TÜRLERİ :
Danio
cinsine bağlı balıkların bir kısmı daha önceleri Danio rerio (Zebra danio)
da dahil olmak üzere Brachydanio cinsine bağlı idiler. Bu nedenle Zebra Danio,
Brachydanio rerio olarak da bilinir. Ayrıca Danio cinsine bağlı olduğu kabul
edilen bazı türler de artık Devario cinsine bağlı kabul edilmektedirler.
Danio ve Devario cinslerine bağlı Devario malabaricus (Malabar Danio), Devario devario (Bengal Danio), Devario aequipinnatus (Dev Danio), Danio kerri (Mavi Danio), Danio nigrofasciatus (Noktalı Danio), Danio albolineatus (İnci Danio) gibi türler de yer almaktadır. Önceleri Danio frankei (Leopar Danio) olarak tanımlanan türün, Danio rerio'nun (Zebra Danio) bir varyetesi olduğu düşünülmektedir ve ayrı bir tür olarak kabul edilmemektedir.
Dev
Danio
Bu türlerin genel özellikleri, beslenmeleri ve üretimleri Zebra danio ile benzerlik göstermektedir.
Zırhlı Kedibalıkları
– Loricariidae :
Zırhlı Kedibalıkları Siluriformes takımı altında Loricariidae ailesi içinde yer alan türleri kapsamaktadır. Loricariidae
ailesine bağlı türlerin en önemli özelliği vücutlarının üst kısımlarının kemik
plakalar ile kaplı olmasıdır. Bu plakalar nedeniyle de Zırhlı Kedibalıkları
ismi ile anılırlar. Bir başka önemli özellikleri de ağız yapılarının emici
yapıda olmasıdır.
Loricariidae ailesi
türleri için bilimsel sınıflandırma yönteminin yanında Alman akvaryumculuk
dergisi Datz (Die Aquarien- und Terrarienzeitschrift) tarafından başlatılan L
sistemi ile yapılan yarı bilimsel sayılabilecek bir yöntem daha
kullanılmaktadır. Yeni bulunan balık bilimsel ismi tanımlanana kadar bu
yöntemle isimlendirilir. Bu sisteme göre türlere L001, L002 gibi L ile başlayan
kodlar verilir. Buradaki L harfi de Loricariidae'nin başharfinden alınmıştır.
Yukarıda bahsedilen Zebra Vatoz (Hypancistrus zebra) için L046 ya da L46
kodu kullanılmaktadır. Yine aynı şekilde Fırça Burunlu Vatoz'un (Ancistrus dolichopterus) kodu da L183'tür.
Balığın bilimsel ismi verildikten sonra L sistemindeki ismi de misyonunu
tamamlamış olur. Ancak bilimsel isim verildikten sonra da bu sisteme göre
verilmiş isimler de kullanılmaya devam edilmektedir. L sistemine benzer bir
başka sistem de Alman akvaryumculuk dergisi Das Aquarium'un çabaları ile ortaya
çıkan LDA sistemidir. Burada numaralandırma sistemi LDA01, LDA02 şeklindedir.
Bu sistemlere benzer kodlama sistemleri, bizim Çöpçü Balıkları olarak
bildiğimiz Callichthyidae ailesi için C kodlama sistemi ve bir çok türü
Victroia Gölünde yaşayan bir cichlid cinsi olan Haplochromis'ler için Ch
kodlama sistemi şeklinde kullanılmaktadır. Zırhlı Kedibalıkları (Loricariidae) ailesine bağlı türlerin en
tanınmışı olan, bizim bildiğimiz ismi ile Vatoz, bilimsel ismi ile Hypostomus
plecostomus türüdür.
VATOZ - Hypostomus plecostomus - Zırhlı Kedi Balığı - Vantuz Ağızlı Kedi
Balığı – Pleco
Ülkemizde ağız yapısı emici biçimde olan balıkların hemen hepsi Vatoz olarak isimlendirilmektedirler. Halbuki gerçek vatozlar denizlerde yaşayan ve çok büyük boyutlara ulaşabilen canlılardır. Bu yanlış tanımlama akvaryumlarımızda yaşayan Vatozların ağız yapısının ifade edildiği kelime olan "Vantuz" kelimesinin hatalı bir ifade ile Vatoz olarak söylenmesinden kaynaklanıyor olabilir.
Vatoz
ismi ile ifade edilen balıkların hepsi Loricariidae ailesine dahil balıklardır.
Akvaryumlarda bu aileye bağlı Ancistrus, (Dikenli Vatoz, Fırça Burunlu Vatoz,
Cüce Vatoz) Ototinclus, (Cüce Vatoz) Panaque, Hypostomus cinslerine bağlı
balıklar yaygındır. Bu aileye mensup bütün türler Güney Amerika kökenlidirler. En
çok bilinen Vatoz, Leopar Vatoz olarak da tabir edilen Hypostomus
plecostomus'tur. Hypostomus cinsine bağlı olarak
Hypostomus cinsine bağlı türler 20 - 28 derece arası sıcaklıklarda yaşamlarını sürdürebilirler. Yaşam alanlarında pH derecesi 6 - 8 arasındadır. Su sertliği açısından problemli balıklar değillerdir. 1 - 30 dH dereceleri arasında problem olmamaktadır. Vatozlar geceleri yemlenen balıklardır. Bu nedenle gündüzleri akvaryumun fazla ışık almayan bir köşesinde hareketsizce durabilirler. Geceleri ise hareketlenirler. Akvaryum ortamına alıştıktan sonra gündüzleri de hareketli olduklarını gözlemleyebilirsiniz.
Bu
balıklar çoğunlukla akvaryumda oluşan algleri ve yenilmeyip dibe düşen yem
artıklarını tüketmeleri için akvaryumlarda tutulurlar. Ancak akvaryumda alg
olmaması ya da fazla balık olmadığından dibe düşen yem oranının az olması gibi
bir durumda özel olarak dip yemleri ile beslenmeleri gerekebilir.
Vatozlar barışcıl balıklardır. Bu nedenle alg problemi olan akvaryumlarda çok tercih edilirler. Hemen her tür balık ile birlikte beslenebilirler. Bazı büyük Vatozlar Discus gibi enli balıklara yapışmaya çalışarak rahatsız edebilirler. Yine Japon Balıklarının geniş kuyruklarına yapışarak delinmesine sebebiyet verebilirler. Ancak bu söylenilenler nadir gelişen durumlardır ve Vatozlar çok büyük olmadıkça herhangi bir sorun söz konusu değildir. Hypostomus plecostomus türü Vatozlarda cinsiyet ayrımı dış görünüşe bakılarak sağlıklık bir şekilde yapılamamaktadır. Zaten bu balıklar akvaryum ortamında üretilememektedirler. Bazı kaynaklarda büyük havuzlarda toplu halde üreme durumu bildirilmiştir. Vatozlar son derece dayanıklı balıklardır. Diğer balıklara nazaran kötü su şartlarına çok daha fazla tahammül gösterebilirler. Eğer herhangi bir sorun olmazsa Vatozlar 15 sene civarında yaşayabilirler.
ÇÖPÇÜLER (CALLİCHTHYİDAE) :
Çöpçüler,
Siluriformes takımı altında Callichthyidae ailesine bağlıdırlar.
Habitatları Panama ve Güney Amerika'dır. Tamamı tatlısularda yaşar.
Vücutlarında pul yerine kemik plakalar bulunmaktadır. Bu aileye bağlı
Callichthyidae Ailesine Bağlı En Büyük Tür Hoplosternum littorale
Bu aileye bağlı
türlerin tamamı suyun dip kısımlarında yaşayan balıklardır. Ağız yapıları da
buna uygun olarak aşağı doğrudur. Callichthyidae ailesine bağlı türlerden
akvaryum dünyasında en bilinenleri Corydoras türleridir. Bunlara örnek olarak; Bronz
Çöpçü (Corydoras aeneus), Komando
Çöpçü (Corydoras paleatus), Panda
Çöpçü (Corydoras panda)
gösterilebilir. Callichthyidae ailesinde, Loricariidae ailesinde olduğu gibi
bir kodlama sistemi de kullanılmaktadır. C kodlama sistemi diyebileceğimiz bu
sisteme göre bu aileye bağlı türler C001, C002 gibi kodlar ile tanınırlar. Yine
buna benzer bir şekilde CW kodlama sistemi diyebileceğimiz bir başka sistem de
kullanılmaktadır.
ÇÖPÇÜ - Corydoras
Corydoraslar, Callichthydae ailesine bağlıdırlar. Bu aileye
bağlı Aspidoras, Brochis, Callichthys, Dianema, Hoplosternum, Lepthoplosternum,
Megalechis ve Scleromystax cinsleri de bulunmaktadır. Ancak bunlar
akvaryumlarda fazla ele alınan balıklar değillerdir.
Corydorasların 150 civarında tür ve alttürü bulunmaktadır. Akvaryumlarımızda genellikle Corydoras aeneus, Corydoras paleatus, ve Corydoras panda türleri bulunur. Bunlar dışındaki Corydoras türleri ülkemizde nadir rastlanmaktadır.
Bu
balıkların Çöpçü olarak isimledirilmelerinin nedeni akvaryum tabanında devamlı
bir arayış içerisinde olmalarıdır. Corydoraslar her ne kadar akvaryum tabanına
düşmüş yemleri yerlerse de kesinlikle çöp ya da pislik yemezler. Corydoraslar
için bitkisel ve protein içerikli yemler kullanmak iyi olur. Çeşitli dip
yemleri bu amaçla kullanılabilir. Diğer yemler de dibe batmaları sağlanabilirse
Corydoraslar tarafından tüketilirler.
Corydorasların tamamı Güney Amerika orijinlidir. Hepsi benzer su şartlarında yaşarlar. pH 6 - 8 arası sulardan hoşlanırlar. Suyun yumuşak olması da iyi olur. Su sıcaklığı 20 - 28 C° arasında olmalıdır. Bu değerler türlere göre az çok değişiklik gösterebilir.
Corydorasların
Corydorasların vücutları pullarla değil, kemik benzeri plakalarla kaplıdır. Bu nedenle bazı yabancı kaynaklarda Zırhlı Kedi Balığı ismi ile de anılmaktadırlar. Bu zırh sayesinde büyük balıklara karşı bir nevi savunma sistemleri vardır. Ayrıca Corydorasların sırt yüzgeçi diken gibidir. Corydoraslar son derece barışcıl ve sakin balıklardır. Bu nedenle karma tropikal akvaryumlarda çok tercih edilirler. Sürü balıkları olduklarından 6-8 arası sayıda tutulmaları hem rahat hareket etmeleri için hem de seyir zevkimiz için daha uygun olacaktır.
Corydoraslar bazen ani olarak su yüzeyine çıkıp tekrar dibe inerler. Bu refleks olarak gerçekleşen bir harekettir. Bu balıkların bulundukları sular genellikle oksijence fakir sulardır. Corydoras su yüzeyine çıkarak bir miktar hava yutar. Bu hava bağırsaklarından emilerek kılcal damarlar vasıtası ile kana karışır. Bu şekilde oksijen ihtiyaçlarını karşılarlar. Ortamda oksijen yeterli olsa bile Corydoraslar bu hareketi yaparlar. Dakikada 1 ile 45 kere arası su yüzeyine çıkıp hava aldıktan sonra tekrar dibe inerler.
Corydoraslar
iyi bir bakımla 8 yıl hatta daha fazla yaşayabilirler.
Dış görünüşlerine bakılarak dişi erkek ayrımı yapmak mümkün olabilir. Dişi Corydoraslar erkeklerden daha iridirler. Karın kısımları daha şişmanca görülür. Erkeklerin sırt yüzgeçleri daha sivri ve uzundur. Ayrıca hemen her balık türünde olduğu gibi Corydoraslarda da erkekler daha parlak renklere sahiptirler.
Doğal ortamlarında yağmur mevsimlerinde üreme siklusu içerisine giren Corydoraslar için akvaryum şartlarında gerekli koşullar hazırlandığında her zaman üreme mümkündür. Su sıcaklığının birkaç derece düşürülmesi üreme sürecinin başlamasını tetikler. Üretim için bir dişiye iki erkek oranı önerilmektedir. Dişi, erkekler arasında herhangi bir tercih yapmaz. Dişi yumurtaları genellikle cam ya da bitki gibi akvaryum materyallerine yapıştırır. Yumurta yapıştırma işlemi tüm yumurtalar bitene kadar devam eder. Genellikle yumurtalarını yemezler ama yumurtlama tamamen bittikten sonra dişi ve erkeklerin akvaryumdan alınmasında fayda vardır.
Yumurtalar türlere, sıcaklığa ve diğer çevre şartlarına bağlı olarak 3-5 gün içinde çatlarlar. Yavrular çıktıktan sonra yumurta sarıları bitene kadar yem verilmesine gerek yoktur. Yumurta sarıları bittikten sonra ağızlarına sığabilecek yemleri yiyebilirler. Yumurtadan yeni çıkmış Artemia salina yeni doğan yavrular için her zaman kaliteli ve büyütücü bir yemdir. Bu nedenle tavsiye edilir. Ancak temin edilemezse de toz yemle de beslenebilirler.
AROWANALAR –
OSTEOGLOSSİDAE :
Arowanalar bilimsel sınıflandırmada Osteoglossiformes takımı altında Osteoglossidae ailesi altında yer alırlar. Yunanca Osteon kemik, Glossa ise dil manasına gelmektedir. Yani Osteoglossidae, Kemik Dilliler Ailesi anlamındadır. Tabi bu isim dil yapılarının kemiksi bir oluşum şeklinde olmasından ileri gelmektedir.
Güney Amerika, Asya ve
Avustralyada yaşayan türleri vardır. Tamamı tatlısularda yaşamaktadır. Bu
aileye bağlı 8 tür bulunmaktadır. En büyük türü Osteoglossum bicirrhosum
Arowanalarda yumurtalar ve yavrular belli bir boya gelene kadar erkek bireylerin ağzında korunurlar. Etçil bir tabiata sahip olan Arowanalar su yüzeyine yakın yerlerde dolaşırlar. Arowanalar genel olarak pahalı sayılabilecek türlerdir. Özellikle bazı renk varyasyonları binlerce dolara alıcı bulabilmektedir. Singapur'da düzenlenen Aquarama fuarında bu sene (2007) Aro Dynasty isimli platin renkli Arowana 80.000 $ fiyatla alıcı bularak dünyanın en pahalı balığı ünvanını ele geçirmiştir.
Dünyanın En Pahalı Balığı 80.000 $'lık Aro Dynasty
Akvaryumlarda ele alınan türler genellikle Güney Amerika Arowanası (Osteoglossum bicirrhosum) ve Asya Arowanası'dır.
AROWANALAR GENEL BİLGİ (Osteoglossidae)
:
Arowanalar
Osteoglossidae familyasına bağlı türleri kapsar. Güney Amerika'da Amazon Nehri,
Asya ve Avustralyada yaşayan Arowana türleri vardır. Ayrıca Arapaimidae
familyasına bağlı Heterotis niloticus da Afrika Arowanası olarak bilinmektedir.
Arowanalar eski çağlardan bugüne dek pek değişmeden gelmiş balıklardır. Çok iri
bir balıktır. Doğada
Kendinden küçük balıkları rahatlıkla yediklerinden, en az kendileri kadar olan balıklarla beraber beslenmelidirler. En iyisi tek beslenmeleridir. Arowana et ile beslenmektedir. Bu nedenle yem olarak kurtlar ya da iyi kıyılmış kıyma verilebilir. Kuru yem de alabilirler ancak haftada 1 - 2 günden fazla kuru yem verilmemesi iyi olur.
Arowanalar'ı
guruplandırmak gerekirse;
1 - Güney Amerika Arowanaları
- Gümüş Arowana (Osteoglossum bicirrhosum)
- Siyah Arowana (Osteoglossum ferreirai)
2 - Asya Arowanaları
- Scleropages formosus
- Scleropages legendrei
- Scleropages macrocephalus
- Scleropages aureus
Scleropages formosus, bilinen Asya Arowanasıdır. Çeşitli renk varyasyonları
bulunmaktadır.
- Gold Back Arowana
-
Red Tailed Gold Arowana
-
Red Arowana
-
Green Arowana
3 - Avustralya Arowanası
- Noktalı Arowana (Scleropages leichardti)
- Jardini Arowana (Scleropages jardini)
4- Afrika Arowanası (Heterotis
niloticus)
-
Asya Arowanaları içinde tanınmış olanı Scleropages
formosus'tur. Scleropages legendrei,
Scleropages macrocephalus ve Scleropages aureus 2003 yılında tanımlanarak
bilimsel literatürdeki yerlerini almışlardır.
Arowanalar
oldukça pahalı balıklardır ve bazı türleri binlerce dolara alıcı
bulabilmektedir.
Arowanaların sevdiği su ısısı 24 - 26 C° dir. Suyun bir kısmının sık sık
alınarak taze su ile değiştirilmesi faydalıdır.
Arowanaların
insan eli altında üretilmesi mümkün olmakla birlikte çok büyük bir akvaryuma,
yeterli bilgiye ve sabıra ihtiyaç vardır. Erkek Arowanalar dişi Arowanalardan
"Anal Kuyruklarının" daha uzun olması ile ayrılırlar. Arowanalar
yumurta ve daha sonra da yavrularını koruyan balıklardır. Yumurta ve belli bir
boya gelinceye kadar yavrular erkek Arowana'nın ağzında korunurlar.
Afrika Arowanası dışında Arapaimidae familyasına bağlı olarak Arapaima gigas da (Pirarucu) bulunmaktadır. Ancak bu tür akvaryumculuk açısından fazla ilgiye haiz değildir. Bunun nedeni de 4 metreyi geçebilen boyudur.
Ters Yüzenler Siluriformes takımı altında Mochokidae
ailesine bağlı olarak sınıflandırılmışlardır. Ters Yüzenler olarak bilindiği
gibi Squeaker'lar olarak da bilinirler. Bütün türleri Afrika'da ve tatlısularda
yaşarlar. Bu aileye bağlı 190 civarında tür bulunmaktadır. Bu türlerin çok
büyük bir kısmını Synodontis
cinsine bağlı olanlar oluşturur. Mochokidae ailesine bağlı türlerden en büyük
olanı
Mochokidae ailesinde yumurtaları koruma şeklinde bir içgüdü yoktur. Ancak bazı
türler yumurtalarını ağızda kuluçka yapan kimi cichlid türlerinin yumurtaları
ile değiştirmeyi başarırlar ve kendi yumurtalarını anne cichlidin ağzına
almasını sağlarlar. Böylelikle yumutalarının ve yavrularının bakımını cichlid
türüne yüklerler. Ayrıca cichlid yumurtalarından daha hızlı gelişen
yumurtalardan çıkan yavru Mochokid'ler anne cichlidin ağzındaki cichlid
yumurtalarını ve yavrularını yiyerek gelişmeye devam ederler. Böylelikle Guguk
Kuşuna benzer bir sistem ile bir nevi parazitik üreme yapmış olurlar. Bu tarz
parazit üreme yapan türler dışındaki türler yumurtalarını kovuk ya da mağara
benzeri kısmen korunaklı yerlere bırakırlar ve bir daha yumurtaları ile
ilgilenmezler.
Mochokidae ailesine bağlı türlerden özellikle Synodontis cinsine ait olanlar akvaryumlarda ele alınmaktadırlar. En bilindik türler, Synodontis nigriventris, Synodontis eupterus ve Synodontis angelicus gibi türlerdir.
TERS YÜZENLER - Synodontis - Upside Down Catfih
Synodontis'ler Mochokidae ailesine bağlı Afrika orijinli balıklardır. Afrikanın Orta ve Güney bölgelerinde çok geniş bir alana yayılmışlardır. Görünüm olarak ülkemizde Vatoz olarak isimlendirilen Hypostomus'lara benzerler. Synodontislerin 100'den fazla türü bulunmaktadır. Genel olarak 22-28 C° arası sulardan hoşlanırlar. Afrika'da çeşitli nehir ve göllerde bulunduklarından her türün hoşlandığı sıcaklık derecesi, pH ve dH dereceleri değişir.
En
Bilinen Synodontislerden Synodontis
eupterus
100'den
fazla Synodontis türü içerisinde
ADI |
BOY (cm) |
HABİTAT |
Synodontis angelicus |
55 |
Kongo nehir sistemi. |
Synodontis decorus |
32 |
Kongo havzası. |
Synodontis eupterus |
30 |
Beyaz Nil, Çat, Volta ve Nijer
havzaları. |
Synodontis flavitaeniatus |
19,5 |
Kongo Cumhuriyeti'nin Merkezi
bölgeleri. |
Synodontis multipunctatus |
27,5 |
Tanganyika Gölü. |
Synodontis nigriventris |
10 |
Merkezi Kongo havzası. |
Synodontis njassae |
19,2 |
Malawi Gölü. |
Synodontis notatus |
26,5 |
Kongo Havzası. |
Synodontis petricola |
10,2 |
Tanganyika Gölü. |
Synodontis robertsi |
10 |
Lukenie nehri, Merkezi Kongo. |
Synodontis ocellifer |
49 |
Senegal, Gambiya, Volta, Çad,
Nijer havzaları. |
Cinsiyet ayrımları çok güçtür. Dişilerin daha şişmanca, daha soluk renkli, tıknaz ve yuvarlakça bir vücut şekilleri olduğu söylenebilir. Bu vücut şekli özellikle yumurtlama döneminde çok daha belirgin olur. Bazı Synodontis türlerinin akvaryumlarda üretilebildiklerine dair az sayıda kayıt vardır. Birçok Synodontis türü akvaryumlarda üretilememiştir. Akvaryumlarda üretim için hormonal takviye de kullanılmıştır.
Synodontislerde türlere göre birkaç çeşit üreme görülür. Bazı Synodontisler yumurtalarını bir mağara ya da oyuğa bırakırlar ve onlarla ilgilenmezler. Kimi Synodontis'ler ise parazit üreme şekline sahiptirler. Mesela üstteki resimde görebileceğiniz Synodontis multipunctatus kendi yumurtalarının Afrika Cichlidlerinin ağzında gelişmesini sağlayarak bir tür parazit üreme yöntemi uygular. Çiftleşen Cichlidlerin etrafında gezinerek yumurtalarını bırakır. Döllenen yumurtaları ağzına alan dişi Cichlid, farkında olmadan Synodontis multipunctatus yumurtalarını da ağzına alır. Bu şekilde Synodontis multipunctatus yumurtası dişi Cichlidin ağzında gelişmeye başlar. 48 - 72 saat içerisinde açılan bu yumurtadan çıkacak olan yavru Synodontis multipunctatus, dişi Cichlidin ağzındaki diğer yumurtalar ve yeni çıkan yavru Cichlidler ile beslenir.
Ülkemizde en bilinen Synodontis türleri Synodontis nigriventris ve Synodontis eupterus'tur. Özellikle Synodontis nigriventris Ters Yüzen olarak tanınmakla beraber Synodontislerde genel bir ters yüzme eğilimi mevcuttur. İlginç bir şekilde resimdeki gibi baş aşağı yüzebilirler.
DİĞER SYNODONTİS TÜRLERİ
İZİN ALINMADAN KULLANILAMAZ
Kaynakça: (Su Ürünleri Yetiştiriciliği Bölümü Öğretim Üyesi Ali Türker)
Lütfen Yorumlarınızı esirgemeyin.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir