Acısu Sistemleri
En ihtiyatlı, dikatli ve özenli akvaryum tutkunları bile tanklarında hastalıklarla yüzleşir ve rahatsızlıkları tedavi etmek zorunda kalır. Bir akvaryum tutkunu olarak böyle bir durumda telaşlanmadan balık tabibi şapkasını takmak gerekir. Hastalıklara belli bir düzen ve disiplinle yaklaşarak kontrol altına almak için en iyi senaryo planlanmalıdır. Başarılı bir tedavi süreci için pufferın rahatsızlığını mümkün olan en erken safhada belirlemek esastır. Hergün dikkatli bir gözle bazı kontrolleri yapmak; normal olmayan hareketler, renk solukluğu ve görülebilir şekil ve doku anormallikleri gibi rahatsızlık belirtileri hakkındaki gözlemleriniz, balığın rahatsızlığını ve hastalığını erken teşhis etmenizi sağlayacaktır.
Unutulmamalıdır ki, kendi isteğimizle bakım sorumluluğunu üstlendiğimiz sucul konuklarımıza ve akvaryum ortamlarına “arada bir dinlenmek, göz dinlendirmek için bakılacak aksesuarlar gözüyle bakmak” “akvaryum evreni” içerisinde yapılabilecek en büyük hatadır. Dolayısı ile her gün akvaryumlara, üstlendiğimiz “canlı bakım sorumluluğu” önlüğüyle yaklaşmalı, titiz bir gözlemci olarak normal olan/olmayan her “şey”i kontrol etmek bir görevdir. Aynı biz insanlarda olduğu gibi, balıklarda da erken teşhis hayat kurtarır ve hastalığın kalıcı izlerini en aza indirir.
Doğru teşhis koyulur koyulmaz en kısa zamanda pufferın tedavisine başlanmalıdır. Hastalıkların teşhisi az bir zaman alabilecekken, balıklarla düzenli olarak ilgilenilmediği ve düzenli gözlem ve kontrol yapılmadığı durumlarda teşhis geç kalabilir ve sonuçta bütün tedavi çabaları sonuçsuz kalabilir.
Bir puffer sahibi iseniz türle ilgili gerekli ve yeterli bilgilenme aşamasından geçmiş olmanız, pufferların genel davranışlarını biliyor olmanız ve bunlara ek olarak da kendi balığınızın kişiliğinden kaynaklanan özel davranışlarını biliyor olmanız gereklidir. Kendi balığınızı tanımanız zamana bağlı olsa da kişisel gariplikleri ve özgün tavırları da türün genel davranışlarından çok sapmamalıdır. Balığı gözleyerek muayene ederken bir sonuca varmak için her bir ihtimal ortaya koyulmalıdır. İhtiyatlı ve tetik olun ama ölçülü ve ılımlı davranın. Balığın her garip davranışında hemen kuruntuya kapılmadan, sıradan ve sıradışı olabilecek gariplikleri değerlendirin.
Normal dışı davranış kendisini çeşitli biçimlerde ortaya koyar. Pufferlar “kurt gibi iştahlı” balıklardır ve aşırı yemleme durumunda yiyebildikleri kadar yemek gayretindedirler. Pufferların rahatsız olduklarına dair en önemli işaret yem yemeyi reddetmeleridir. Fakat hatırlanmalıdır ki aynı türden bazı pufferlar dahi farklı yem türlerine ilgi duyuyor, tercih ediyor olabilirler. Yüzme biçimleri diğer bir önemli işaret olabilir.
Akvaryumlarda tutulan pufferların bir camda “aşağı-yukarı” yüzmeleri bir hastalık ya da konforsuzluk göstergesi olabilir. Bu davranış bazı durumlarda, hayvanat bahçelerinde kafeslerde tutulan hayvanların kafes voltalarıyla da eşlenmektedir. Hızlı soluk alıp vermek, akvaryum yüzeyine tırmanıp orada asılı kalarak solumak, nesnelere sürtünmek, titremek, sallanmak dikkat edilmesi gereken davranışlardır. Yeme odaklandıklarında farklı eksenlerde yüzerek-kayarak-yatarak konumunu ayarlayan ve uygun açıyı yakalayabilen pufferlarda, eğer bilinçli bir odaklanma çabası dışında dengesiz yüzüş görülüyorsa bu da önemli bir hastalık işaret olarak değerlendirilmelidir. Dibe batma eğilimine direnen yüzüş biçimi ve hareketsizlik diğer olumsuzluk sinyalleridir.
Pufferlarda soluk renkli olma durumu türe bağlı olabilir. Ele alınan türün doğal renk yelpazesi ve renk-desen varyeteleri bilinmelidir. Unutulmamalıdır ki pufferlar kendilerini renkleriyle ifade ederler. Eğer ele alınan tür beyaz karınlı ise karın kısmı her zaman beyaz olmalıdır. Bu beyaz kısımda halkalar ve noktalar oluşuyor ise dikkat kesilmeli ve nedeni irdelenmelidir. Bu renk sinyali eğer geçici ise anlık stresten-sıkıntıdan kaynaklanıyor olabilir, ancak geçici değil ise düşünüp taşınmak saati gelmiştir.
Dış (harici) anormallikler, pufferın hasta olduğuna dair çok önemli belirtilerdir. Kenetlenmiş, bastırılmış solungaçlar, hasarlı yüzgeçler, kesik ve sıyrıklar ya da parazitik enfeksiyon işaretleri mevcut ise ortada çok büyük ihtimalle bir hastalık vardır. Bu bahsi geçen rahatsızlık
belirtilerinden bir ya da birkaçı birbirini izleyebilir. Tekrar vurgulamak gerekirse özellikle pufferların davranış ve renklenmesi üzerinde tetik olmak gereklidir.
Pufferda bir rahatsızlık olduğundan şüpheleniliyorsa doğru tanı koymak için hemen işe başlanmalıdır. Rahatsızlık farklı nedenlerden kaynaklanabileceği için öncelikle rahatsızlığın kaynağını belirlemeye çalışmak en iyi başlangıçtır. Akvaryumlarda hesaba katılması gereken temel olarak altı faktör vardır.
i- Çevresel kaynaklı
ii- Parazitik (asalaklarl ilgili) kaynaklı
iii- Viral kaynaklı
iv- Bakteriyolojik kaynaklı
v- Beslenme kaynaklı
vi- Stres kaynaklı
Genellikle çevrenin balık için alışılageldik koşullardan kimyasal, fiziksel ve mekanik olarak farklılaşması kastedilmektedir. Pufferınız uygun olmayan su koşullarından ya da bir şekilde tanka girmiş bir toksinden etkilenmiş olabilir. Bazen ısının kontrol dışı düşmesi ya da yükselmesi kadar basit bir nedenle bile karşılaşılabilir. Öncelikle bütün su değerlerinin kontrol edilmesi hayati önem taşımaktadır.
ii- Parazitik
Doğada (ve maalesef akvaryumlarda) balıkların üzerinden parazit olarak beslenen çok sayıda canlı vardır. Parazitlerin akvaryumlara girişi, balıklarla, bitkilerle, kepçelerle ve yemlerle olabilir. Yeni balıkların karantinada tutulması zaman kaybetirici olabilir ama hasta bir pufferı tedavi etmekten daha kolaydır. Canlı yemin parazitlerden ayıklanması genellikle imkansızdır. Bu nedenle parazit riski taşımayan yem çeşitleri ve kendi ürettiğiniz salyangozlar gibi yemler tecih edilebilir.
iii-iv Viral ve Bakteriyolojik
Viral ve bakteriyolojik etmenler de parazitlere benzer yollardan tanklara girer. Şu an bile tankınızda pek çok bakteri mevcuttur ancak neyse ki doğa balıklara bu zararlardan korunacak yöntemler bahşetmiştir. Stres ya da hastalık durumunda bu mikroparazitler pufferların bu kırılgan anını değerlendirirler.
v- Beslenme Kaynaklı
Yetersiz, dengesiz, uygunsuz beslenmeden kaynaklı rahatsızlıklar genellikle en rahat tedavi edilenlerdir. Pufferınızın yemini çeşitlendirmek, uygun besinlerle sık sık değişiklik yaparak beslemek bu tarz rahatsızlıklardan korur ve tedavi eder.
vi- Stres Kaynaklı
Bazen tersi durum sözkonusu olsa da genellikle stresten kaynaklanan durumlarda balıkların bağışıklık sistemleri zayıflayabilir. Bazı stres göstergeleri ve muhtemel nedenlerini şöyle sıralayabiliriz;
Tankın yan camında sürekli yukarı aşağı yüzmek;
- Pufferınız sudaki olumsuzluklardan dolayı uygun koşulları aramak için uzaklara yüzmeye çabalıyor olabilir. Su parametrelerini kontrol edin.
- Akvaryumun kapağı açık olabilir ya da ortamdaki daha büyük bir cüsseli balıktan korkmuş kaçmaya çalışıyor olabilir (Avlanma korkusu).
- Ortam yeterince oyalayıcı dekore edilmemiş ise pufferın canı sıkılıyor olabilir. Eğer herhangi bir başka rahatsızlık belirtisi yoksa ve yem yemesi rengi vs normal ise bir süre gözlenmelidir.
- Bir hastalık söz konusu olabilir. Beyaz benek vs gibi belirtileri kontrol edin.
Soluk ya da türe uygun olmayan renklenme;
- GSP, Ceylon ve F8 gibi acısu türlerinde tuz konsantrasyonu yetersiz olabilir. Su koşullarındaki diğer parametreler de kontrol edilmelidir.
- Pufferınız yetersiz besleniyor olabilir. Türün doğal beslenme ihtiyacı nedir tespit edilmeli ve beslenme programı ona göre düzenlenmelidir.
- Bir hastalık söz konusu olabilir. Beyaz benek vs gibi belirtileri kontrol edin.
Karın kısmında renk kaybı ya da doğal olmayan koyuluk;
Bazı puffer türlerinde vucudun üst yarısı renkli alt yarısı beyaz ya da bejdir. Ortadaki sınır hatta stres hattı denir. Alt yarıdaki kısım grileşiyorsa, halkalar, benekler ve lekeler oluşuyorsa bu anlık sıkıntıdan da kaynaklanıyor olabilir. Uzun sürüyorsa ya da renk sürekli koyuysa o zaman su parametrelerinin ve balığın kontrol edilmesi gereklidir. Tuz konsantrasyonunun ayarlanması gerekli olabilir. Karındaki halkalar “özellikle” kötü göstergedir.
Ürkek ve saklanan puffer;
Eğer türe göre normal davranış ise problem değil (örneğin T. leiurus), ancak acısu türleri (GSP, Ceylon, F8) gibi meraklı ve hareketli türler için normal değildir. Uyku ya da dinlenme anı dışında da sürekli saklanma davranışı var ise, su nitelikleri kontrol edilmeli, balığı korkutan dış etken var mı gözlenmeli, balığın solungaçları ve solunum hızı kontrol edilmelidir.
Pufferların teşhis ve tedavisi bir parça ustalık isteyen hassas bir iştir. Yanlış teşhis zaten dengesi bozulmuş olabilecek tankın durumunu çok daha kötü hale sokarken tedavi hakkında da hiç bir fayda sağlanmayacağını söylemek bile gereksiz. Ek olarak pufferların pulsuz olması bazı klasik tedavi yöntemlerinin, hastalığın kendisinden bile çok daha ciddi sağlık problemlerine yol açmasına neden olabilir. Gereken öncelikle paniğe kapılmamaktır. Bazı durumlarda hem hastalık hem de tedavisi oldukça açık ve net olabilir.
YÖNTEM
Telaşlı ve aceleci davranmak hastalığı yenmek için atlatılması gereken ilk engeldir. Çünkü çoğumuz çözüm için hızlı yanıtlara ihtiyaç duyar ve çözüme ulaşan en kısa yolu ararız. Fakat böyle bir durumda karşılaştığımızda yapılması gerekenlerin belirlenmesi için kayda alınması gereken pek çok parametre vardır. Mümkün olduğu kadar temkinli ve sistematik davranmak gerekir.
Hastalığın “tedavi edilebilir” olduğu durumlarda en önce düşünülmesi gereken konu balığınızı neyin hasta konuma getirdiğini belirlemektir. Bu konu üzerinde düşünmeden doğrudan tedaviye girişmek doğru değildir. Bazı belli başlı hastalıklar için sorunun ne olduğu ve nasıl çözülebileceği bellidir. Bunun yanında, zaman zaman şaşkın durumlara düşebileceğiniz durumlarla da karşılaşabilirsiniz. İşte bu noktada metodolojik bir teşhis yolu izlemek özellikle önemlidir.
Burada teşhis ve tedavi için rahatça kullanabileceğiniz basit bir yöntem verilmektedir.
A. Bulguların belirlenmesi
En kolay aşama budur denilebilir. Pufferın normal olmayan ne gibi hal ve hareketler sergilediğini not alınmalıdır. Gene de bu aşama basit olduğu için hafife alıp bazı noktalar gözden kaçırılmamalı ve bulgular değerlendirirken çok titiz davranılmalıdır. Zira güç algılanabilen bazı bulguları gözden kaçırmak mümkündür. Bütün yakalayabildiğiniz bulguları, atlamadan kaydetmelisiniz ki aynı anda pufferınızı etkileyebilecek birden fazla sorunun hiç biri atlanmasın. Parazitik enfeksiyonların ikincil bakteriyolojik enfeksiyonla akuple yani bağlı olarak görülmesinin nadir bir durum olmadığını vurgulamak gerekir. Böyle bir durumda parazit ve bakteri ikilisi ile uğraşılacaktır. Bulguların belirlenmesinin ardından hastalık ve sayrılığın ne olduğunu çözmeye sıra gelmiştir.
B. Hastalığın belirlenmesi ve kaynağının tespiti
Bu aşamadaki temel sorun çoğu hastalığın benzer belirtileri göstermesidir. Çoğu zaman yapılacak en iyi iş muhtemel hastalıkların bir listesini yapmak ve üzerinden giderek sitematik bir şekilde eleme yapmaktır.
Bu ihtimal eleme yöntemi başlangıç için çok uygundur. Geniş kapsamlı başlayıp elemelerle kapsam daraltılır. Ancak bu sadece bir başlangıçtır. Hangi faktörlerin bu hastalık içinde olmadığını eledikçe sonunda yanıtla başbaşa kalınacaktır. Tekrar hatırlatmak gerekirse tankta birden fazla hastalık olması mümkündür.
Sıcaklık, pH, sertlik, amonyak, nitrat, tuz konsantrasyonu gibi bütün su değerlerinin test edilmesi gerekir. Eksiksiz bir kontrol yapmış olmak için fosfat ve çözünmüş diğer organik maddeleri de bu kapsama alabilirsiniz. Günümüzde artık bu testlerin tamamı etraftaki akvaryumcularda bulunabilmektedir. Akvaryumun dekorunu kontrol edin ve içerideki ürünlerin akvaryum içinde kullanıma uygun ürünler olup olmadığını sorgulayın. İç dekorasyon malzemelerinin tamamının kimyasal salınım yapmaması, fiziksel olarak rahatsız etmemesi, su akış mekaniğini uygunsuz hale getirmemesi, psikolojik olarak etkilememesi gerekir. Özellikle sürüngenler için hazırlanmış bazı dekorlar antibakteriyel malzemelerle hazırlanmış olabilir ve bu malzemeler pufferınızı zehirleyebilir.
Su değerlerini test ettikten sonra kaynaklardan elinizdeki türün doğal değer ve ihtiyaçları ile karşılaştırın. Değerlerin kabul edilebilir limitler içinde olup olmadığını tesbit edin. Filtreleri kontrol edin ve mantarlaşma, alglenme olup olmadığına bakın. Bazı aşırı alglenmenin fotosentezden dolayı pH’I düşürmesi bile balığınızı etkilemiş olabilir. Bu şekilde, aklınıza gelen diğer çevresel faktörlerin tamamını kontrol edin (yetersiz dip çekilmesi ve su değişimi, tank dibinde fazla organik atık birikimi, vs).
Eğer rahatsızlığın sebebi düşük su kalitesi ise suyu belli bir periyoda yayarak değiştirin. Amonyak problemi belirlediyseniz değişimi mümkün olan en hızlı biçimde yapmalısınız. Eğer rahatsızlığın nedeni su kalitesi değil ise bir sonraki aşamaya geçmek gerekir.
Çoğu biyolojik patojen dışardan görülebilir. Bununla birlikte dolaylı olarak izlenebilecek birkaç tip de mevcuttur. Dolaylı olarak görülebilir olan patojenler aşırı mukus salgısı üretimi ya da kırmızı çizgisel görüntüler gibi belirli bazı bulgularla izlenebilir. İyi bir akış şeması oluşturup ya da ele geçirip bunu kullanmak çok işe yarar. Biyolojik nedenler sıklıkla parazitik, viral ya da bakteriyel kategorilerden birinin içindedir.
Stresten kaynaklanan faktörler kısmına geçmeden, yukarıda bahsedilen akış şemasına basit bir örnek vermek faydalı olabilir: Hastalık tanımı için akış şeması: Bu şema Mardel Laboratories, Inc.’e ait “Mardel Balık Hastalıkları Şeması”ndan faydalanılarak puffernet.tripod.com tarafından pufferlar için modifiye edilmiştir.
Durum 1:
Pufferda velvet ya da türevi bir protozoa olabilir.
Durum 2:
Pufferda beyaz benek var. Bazı pufferlarda deri üzerinde beyaz benek görülmeyebilir. Yoğunluk solungaçların üzerinde oluşabilir ve vücudun diğer bölgelerine yayılmayabilir.
Durum 3:
Durum 4:
Durum 5:
Puffer Columnaris “vücut mantarı” etkisindedir. Bu aslında bir bakteriyel enfeksiyondur ve gerçek anlamda bir mantar değildir.
Durum 6:
Durum 7:
Yukarıdaki koşullarından hiçbirinin ya da birkaçının pratik anlamı ve faydası olduğu durumlarla karşılaşmak mümkün. Çok nadir de olsa pufferınızın doğuştan getirdiği bazı kusurlar olması da mümkündür.
Pufferlar yerel satış noktalarına gelene kadar çok güç koşullardan geçerler ve yalnız güçlüler hayatta kalabilir. Eğer anlamakta zorluk çektiğiniz bir durumla karşı karşıya iseniz etrafta pufferlara ilgi duyan besleyen kimselerden yardım alın. Haber gruplarından, forumlardan faydalanın. Faktörlerin fazlalığından dolayı birşeyler gözden kaçıyor olabilir.
C. Hastalığın tedavisi
Hastalığın tanımlanması aşamasının ardından tedaviye başlamanın zamanı gelir. Eğer su kalitesi bozuksa ya da pufferınız için uygun niteliklere sahip değilse gerekli kimyasal nitelikleri sağlamak gerekir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta bu değişimin “yavaş yavaş” yapılmasıdır. Üstünde önemle durulması ve tekrar tekrar vurgulanması gereken prensip bu değişikliklerin saatler içinde değil günlere yayılı bir biçimde yapılmasıdır. Örneğin puffer tankınızın pH’ını 0,3 birim/gün oranından hızlı değiştirirseniz pufferınız strese girecektir.
Çoğunun değişik su koşullarına uyum sağlama yeteneği yüksek olmakla birlikte böyle hızlı değişimleri bünyesel olarak etkilenmeden kaldıramazlar. Eğer pufferınız stres altındaysa stres kaynağı öncelikle etkisiz hale getirilmeli, ortadan kaldırılmalıdır.
Eğer sözkonusu rahatsızlık bir biyolojik patojen ise, uygun bir akış şemasından ve güncel tedavi bilgilerinden faydalanarak uygulama yapın. Teşhisinizi soruşturarak kendi gözünüzde tasdik ettiyseniz piyasada mevcut “uygun” ilaçlardan faydalanabilirsiniz.
Öncelikle kimyasal içermeyen bir tedavi yöntemi var mı onu araştırın. Eğer böyle bir yöntem varsa pufferınız için en iyi seçeneğin bu olduğunu bilin. Sıcaklık, tuzluluk ve pH bazı hastalıkları tedavi etmekte faydalı olabilir.
Yukarıda bahsedilen biyolojik kaynaklı hastalıkların dışında bir kaç önemli çevresel hastalıktan bahsederek konuyu sonlandırmak uygun olacaktır.
Asidoz & Alkaloz
Belirtiler: Heyecanlı, anormal davranışlar, hızlı ve ani hareketler ve sıçramalar gözlenir ve ardından ölüm gelir. Daha az belirgin kronik belirtiler görülebilir. Zorlukla soluma, öksürme, aşırı mukus salgılama ve deride kızarıklıkların görülmesi aşırı asidik yada alkalik ortamın iritasyonundan kaynaklanabilir. Alkalozdan kaynaklanan ozmotik problemlerden dolayı karında şişme görülebilir. Asidoz ve alkalozun belirtileri çok benzese de bir pH testi, hangisiyle karşı karşıya olduğunuzu gösterecektir.
Tedavi: Tankın pH seviyesini normal değerlere getirin. Sodyum bikarbonatı pH tampojnlayıcı olarak kullanabilirisiniz. Fosfor içermeyen asitler pH’I düşürmek için kullanabilseler de doğru uygulama su değişimleriyle nötr hale getirmeye çalışmaktır. Tank gerekli pH seviyesine getirilirken 0,3 pH birimi/gün hızı aşılmamalıdır. Akut asidoz ve alkaloz genellikle öldürücüdür ve tek çaresi suyun normal pH seviyesine taşınmasıdır.
Asidoz / Alkaloz balığın tahammül edebileceği pH aralığının dışına çıkan ortamlarda oluşur. Tahammül edilebilir pH aralıkları pufferların doğal ortamlarına göre şekillenir.
Asidoz: pH’ta hızlı düşüş genellikle tamponlama kapasitesinin ortadan kalkmasıyla, tükenmesiyle oluşur. Yavaş düşüşler ise normalde nitrojen döngüsünün asidik atıklarıyla oluşabilir. Sisteme karbondioksit verilmesi yoluyla da tamponlama kapasitesinin karşı durabileceğinden oldukça fazla karbonik asit oluşabilir.
Alkaloz: Çoğu puffer alkalik ortamları tercih etmekte ise de 10-11 gibi yüksek pH seviyelerinde karşılaşılan aşırı alkalin ortamlar sorun yaratır. Akut alkaloz, pufferlar pH seviyeleri çok farklı olan tanklar arasında yer değiştirdiklerinde ya da çok fazla pH ayarlayıcı katkı kullanıldığında görülür. Kronik alkaloz ise, akvaryumdan buharlaşan su mineral içeriği yüksek suyla tamamladıkça oluşabilir. Akvaryumda tutulan dekorların içerdiği çözünebilir mineraller de aynı etkiye neden olabilir.
pH Şoku: Balığın yeni konulduğu ortamın suyu gerektiği gibi oluşturulmamışsa, gerekli niteliklere sahip değilse ve balığın çıktığı ortamın özelliklerinden çok fark ediyorsa balık dibe çöker, bitkin ve kayıtsız bir halde kalır. Yana yatabilir hatta başaşağı bile durabilir. Muhtemelen 18-24 saat sonra puffer ölecektir.
Amonyak Zehirlenmesi
Belirtiler: Solungaçlar kırmızı görünümde ya da kanıyor olabilir. Pufferın rengi daha koyulaşabilir. Su yüzeyinde ya da filtre akıntısında gezinme ve güçlükle nefes alma gözlenebilir.
Tedavi: Maalesef amonyak zehirlenmesinin belli bir tedavisi yoktur. Bu hastalıkla ilgili rehber ilke amonyak zehirlenmesinin önlenmesidir. Bu konuda en ufak bir şüphe oluştuysa bu toksinin ortamdan en kısa sürede uzaklaştırılması gerekir. Sonrası pufferınızın bu zehirlenmeyi atlatacak kadar dayanıklı ve güçlü olduğunu ummaktır. Şu yolu izleyebilirsiniz:
-Kısmi su değiştirin.
-Akvaryumdaki amonyak kaynağını araştırın (ölü balık, yenmemiş yem atığı, çürüyen bitki, vs.)
-Amonyağın etkisiz hale getirilmesinde kullanılabilecek olan zeolit, vb maddeleri bulun ve bulundurun. İşe yarayabilir.
-Pufferınızın mukoza salgısını yeniden sağlıklı bir biçimde oluşturması için yardımcı olun (Stress önleyici ve su hazırlayıcılar – hatta benim hala şehir efsanesi olup olmadığı konusunda şüphelerim olan Bemiks kullanımı işe yarayabilir).
Yeni tankların balıklar ve özellikle pufferlar eklenmeden önce koşullanmış olmasını sağlayın. Amonya ve/veya nitrit test kitleri edinin ve periyodik olarak kullanın. Haftalık kontrollerle tankın oturmuş düzenini kontrol edin.
Genel: Amonyak zehirlenmesi özellikle yeni akvaryumlarda karşılaşılan bir problemdir. Özellikle tanklar maksimum kapasitesine nüfus olarak hızla tırmandırılırsa kaçınılmaz hale gelebilir. Zaman zaman oturmuş akvaryum sistemlerinde de görülebilir. Nitrojen tüketicisi bakterilerin amonyağı yeteri kadar hızlı tüketemediğinde ortaya çıkan sonuçtur. Yeni tanklar mutlaka ve mutlaka oturmuş bir sisteme kavuşturulduktan sonra balık eklenmelidir. Tankınız ister eski ister yeni olsun amonyak seviyesi sıfır noktasında tutulmalıdır. Her ne kadar eser miktarlarda zararsız da olsa zamanla bağlı olarak mutlaka problem yaratacaktır.
Nitrojen döngüsünü anlamak, her türlü su canlısının sağlıklı beslenebilmesi için şarttır. Özetle ve önemle vurgulamak lazım ki;
akvaryumunuzu her zaman amonyak bulgusu ile karşılaşılamayacak, testlerle belirlenemeyecek seviyede ve konumda tutmaya çalışın. Amonyak varlığı pH’da da bir yükselişle neden olur. Amonyak güçlü bir bazdır ve alkali sularda dengededir. 0,25 mg/l gibi çok düşük miktarlarda dahi solungaçlara zarar verebilir.
Balık Vurgunu
Çok da bilinmeyen bu hastalık durumunun belirtileri; Kronik durumlarda uyuşukluk ve rehavet durumu gözlenir. Akut durumlarda ise pufferın üzerine kabarcıklar yapıştığı görülebilir. Ek olarak tankta ve dekorlarının üzerinde bir çok kabarcık görülebilir. Bu tank suyunda aşırı doygunluk göstergesidir.
Tedavi: Basitçe pufferı tanktan uzaklaştırarak aşırı doygunluk problemi olmayan başka bir tanka almaktır. Alternatif bir çözüm önerisi de su yüzeyini hareketlendirerek fazla nitrojenin su dışına kaçmasını sağlamak olabilir.
Genel: Bu rahatsızlık, insanlarda da görülen ve tedbirsiz dalgıçların başına gelebilen “vurgun” durumunun balıklarda görülen dengidir denilebilir. Nedeni akvaryum suyunun belli bir gaza aşırı doygun hale gelmesidir. Bu gaz normalde ve genellikle nitrojendir. Düşük sıcaklıkta bir akvaryum hızla ısıtıldığı zaman karşılaşılma riski yüksektir. Zira gazların sudaki çözünürlüğü düşük sıcaklıklarda daha fazladır ve su ısıtıldığı zaman bünyesinde daha az gaz taşıyacak bir duruma gelir. Başka deyişle daha düşük miktarda çözünmüş gazla doygun seviyeye geldiği için içindeki fazla gaz miktarını taşıyamaz ve bu gaz kabarcık halinde suyun bünyesinden dışarı atılır. Aşırı havalandırma da bu rahatsızlığın nedeni olabilir. Pufferlar çözünmüş olarak fazla gaz içeren suyu solurlarsa gaz ambolisi ile karşılaşılır. Bünyede sıvının dışına atılan kabarcık halindeki gaz damar tıkanıklığına neden olabilir. Yani kan damarları, içinde oluşan hava kabarcıkları nedeniyle tıkanır ve kan akışı engellenir.
Nitrojen miktarının test edilmesi, ortalama bir akvaryum meraklısı için “fayda/maliyet” anlamında verimli değildir. Haliyle bir low-tech test metodu olarak, kuru bir parmağınızı test edeceğiniz su hacmine sokarak orada en az bir dakika tutun. Eğer parmağınızın üzerinde kayda değer çoklukta gaz kabarcığı oluşursa aşırı doygunluk probleminiz var denilebilir.
Özellikle altı çizilmesi gereken nokta, günümüz imkanları ile artık çok hızlı ve verimli bir şekilde bilgiye ve deneyimli kimselere ulaşmak mümkün. Hızlı ve pratik bir şekilde hastalıkların fotoğraflanması hatta balığın videosunun çekilmesi, bu dosyaların saniyeler içinde dünyanın herhangi bir yerine ulaştırılması ve doğru araştırma ve iletişim teknik ve yöntemleri ile çözüme ulaşmak olasıdır. Yurdumuzda her ne kadar acısu sistemleri konusu ile ve puffer gibi özel türlerle ilgilenen yeterli sayıda meraklı yoksa da zamanla oluşacaktır. Ayrıca yabancı dil bilmek, her alanda olduğu gibi hobi alanında da kişiye önemli bir avantaj kazandırır. Konumuzla özel olarak ilgili olan “The Puffer Forum” ve “puffernet.tripod.com” gibi siteler (zamanla yenilerinin de bulunacağı bir gerçek) konu ile ilgilenenlere her zaman çok faydalı olacaklardır. Unutmayalım ki her zaman başarıya ulaşmak için yeterli bilgiye sahip olamayabiliriz. Önemli olan doğru bilgiyi nerede bulacağımızı bilmektir.
Bu başlık altında, memleketimizde yeterli önem verilmeyen "ACISU SİSTEMLERİ" hakkında bildiklerimi, bulduklarımı, biriktirdiklerimi derli toplu bir biçimde paylaşmaya çalıştım. Evet doğrudur; acısu balıklarının yedi renk benekleri, çizgileri, ressam fırçasından çıkan allı güllü desenleri yok. Ancak yıllarını bu hobiye vermiş bir akvaryum tutkunu olarak şunu söylemek isterim ki; renk ve desen zarfının içinde gizli “ACISU KİŞİLİĞİ”ni ve “ACISU ZEKASI”nı algılamak kolay kolay hissedilemeyecek kadar keyiflidir.
Suyunuz ne tuzsuz ne de çok tuzlu olsun. Her şey kararında güzel.
İlk mesajda rica ettiğim “araya mesaj yazılmaması” konusuna anlayış gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Bu noktadan sonra arzu edildiği taktirde istenilen katkı ve yorum mesajları eklenebilir.
Beğenenler: [T]166191,Muhammed77[/T][T]187856,gkhnyds[/T][T]240275,Laterthanbefore[/T][T]195540,Gökdeniz Kale[/T]
Teşekkür Edenler: [T]166191,Muhammed77[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Daha önce başka bir forumda da yayınladığınız bu değerli bilgileri, burada da bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederiz. "Diğer Canlılar" adıyla anılan gruba dahil yaşamları bize ayrıntılarıyla tanıtıyorsunuz, elinize emeğinize sağlık.
Sağlıcakla kalın.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Değerli mesajları ile destek olan akvaryum tutkunlarının her birine çok teşekkür ederim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Tek kelime ile gerçekden süper bir yazı olmuş.. Elinize emeğinize sağlık..
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
İyi dilekler için Teşekkürler Oğuz bey..
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Mutlaka izlenilmesi gereken bir video. (HD opsiyonunda izlemenizi öneririm). Acısuların büyülü canlıları:
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir