Acaba Yanlis Mi Yapiyoruz..?
Gönderim Zamanı: 13 Ekim 2015 01:54
Yaklasik bir yildir bitkili tanklarla hasir-nesirim. Her hobici gibi vaktimin cogu, akvaryum kimyasi, bitki sagligi, aydinlatma vs gibi konulari arastirmak ve denemekle geciyor.
Bir onceki nature akvaryum tarzindaki tankimin son zamanlarinda, java fernlerim, mosslarim kararmaya ve anubiaslarimda gelisim durmaya baslamisti. Ben de zaten istedigim formu yakaladigim icin tanki bozdum ve cikan bitkileri Bauhaus'tan aldigim yaklasik 15 lt'lik saklama kabina koydum. Kap balkonda duruyor, uzeri de acik. Hemen hemen 10 gunde bir suyu bosaltip cesme suyu koyuyorum ve yaklasik 3-4 aydir bu durumda. Java fernler, mosslar ve diger bitkiler yemyesil... Hic yosun yok. Saklama kabi, ya da devasa legen ceperleri her daim spot algle kapli. Su, bir hafta sonra yesil suya donuyor, degistirince gayet berrak bir hal aliyor (dogal olarak). Legeni de su degisimlerinde temizliyorum, o da diger su degisimine kadar yavas yavas yine spot algle kaplaniyor. Ama asil onemlisi bitkilerin, tankta yakalayamadigim kadar formda olmalari.
Karbondioksit, NPK, Fe, micro elementler, Giessemann aydinlatma, zamanlayici vs... O kadar ugrasiyorum ve o formlari, o saglikli bitkileri yakalayamiyorum. Bu arada yanlis anlasilmasin, tanklarim standartlara gore gayet iyiler.
Sanirim ne yaparsak yapalim dogayi yakalayamiyoruz. Gun isigi altindaki bitkilerde yosun falan olusmuyor. Cesme suyu disinda hicbir gubre verilmeyen bitkiler de gayet iyi gelisebiliyorlar. Biliyorum, kolay bitkiler gibi gorunuyorlar, ama mesela anubias gubreleme iyi olmayinca sari yaprak yapiyor veya yeni yaprak cikarmiyor. Benim "legende" ise gayet iyiler... Tankta kararan javalar yemyesil... Mosslar yemyesil...
Hani cesme suyunda silikat vardi ve yosun yapardi, hani yeterli elementler yoktu... Hani cesme suyunu kontrol edemedigimiz icin yosunu da kontrol edemezdik... Hani elementlerin fazlaligindan ziyade azligi yosun yapardi... Hani gunes isigi varsa yosun vardi...
Genelleme yapmiyorum... Taban bitkileri veya "zor" kategorisinde olan diger bir suru bitki icin hicbir iddiam yok... Ama, bundan once bahsi gecen bitkiler icin de farkli seyler biliyorduk... Ya digerleri icin de farkliysa..?
Bir onceki nature akvaryum tarzindaki tankimin son zamanlarinda, java fernlerim, mosslarim kararmaya ve anubiaslarimda gelisim durmaya baslamisti. Ben de zaten istedigim formu yakaladigim icin tanki bozdum ve cikan bitkileri Bauhaus'tan aldigim yaklasik 15 lt'lik saklama kabina koydum. Kap balkonda duruyor, uzeri de acik. Hemen hemen 10 gunde bir suyu bosaltip cesme suyu koyuyorum ve yaklasik 3-4 aydir bu durumda. Java fernler, mosslar ve diger bitkiler yemyesil... Hic yosun yok. Saklama kabi, ya da devasa legen ceperleri her daim spot algle kapli. Su, bir hafta sonra yesil suya donuyor, degistirince gayet berrak bir hal aliyor (dogal olarak). Legeni de su degisimlerinde temizliyorum, o da diger su degisimine kadar yavas yavas yine spot algle kaplaniyor. Ama asil onemlisi bitkilerin, tankta yakalayamadigim kadar formda olmalari.
Karbondioksit, NPK, Fe, micro elementler, Giessemann aydinlatma, zamanlayici vs... O kadar ugrasiyorum ve o formlari, o saglikli bitkileri yakalayamiyorum. Bu arada yanlis anlasilmasin, tanklarim standartlara gore gayet iyiler.
Sanirim ne yaparsak yapalim dogayi yakalayamiyoruz. Gun isigi altindaki bitkilerde yosun falan olusmuyor. Cesme suyu disinda hicbir gubre verilmeyen bitkiler de gayet iyi gelisebiliyorlar. Biliyorum, kolay bitkiler gibi gorunuyorlar, ama mesela anubias gubreleme iyi olmayinca sari yaprak yapiyor veya yeni yaprak cikarmiyor. Benim "legende" ise gayet iyiler... Tankta kararan javalar yemyesil... Mosslar yemyesil...
Hani cesme suyunda silikat vardi ve yosun yapardi, hani yeterli elementler yoktu... Hani cesme suyunu kontrol edemedigimiz icin yosunu da kontrol edemezdik... Hani elementlerin fazlaligindan ziyade azligi yosun yapardi... Hani gunes isigi varsa yosun vardi...
Genelleme yapmiyorum... Taban bitkileri veya "zor" kategorisinde olan diger bir suru bitki icin hicbir iddiam yok... Ama, bundan once bahsi gecen bitkiler icin de farkli seyler biliyorduk... Ya digerleri icin de farkliysa..?
Beğenenler: [T]94680,hashhead[/T][T]164967,barahin[/T][T]117056,mek44[/T][T]149884,slymnkzly[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 13 Ekim 2015 10:57
Barış Bey,
Öncelikle gözleminiz ve bunu bizimle paylaştığınız için size teşekkür ederim...
Doğayı taklit etmemiz mümkün değildir ne kadar çaba sarf etsek de ne kadar üzerine titresekde bir yerde mutlaka bir hata yapıyoruz ve bütün sistem SOS vermeye başlıyor ama doğada bu döngü (son zamanlarda bir insan oğlu iyice bozduk ama) kusursuz bir şekilde işliyor.
Yazınızı okurken hem size çok hak verdim hemde kafamda bazı soru işaretleri ve fikirler oluştu.
Daha önce bu gübreleri tuvalete döküyoruz sadece musluk suyu ile bitki gayet güzel yetişiyor diye forumda yazan arkadaşlar oldu. Hep şu soruyu sordum kendime ne kadar ışık kullanıyorlar? benim tankımdan örnek vermek gerekirse bürüt 200lt olan tank net 170 lt civarı ve 6x39w aydınlatmam var buda 1.37w/Lt gibi bir değer veriyor. Bu aydınlatmayla benim gübre kullanmamam imkansız. İş seyehatleri nedeniyle çok fazla yurt dışına çıkıyorum ve bu dönemlerde 1 hafta sonunda tankta gelişim durmuş ve tamamen besin eksikliği gorülmeye başlanmış oluyor.. Burdan ben şu sonucu çıkartıyorum bu aydınlatma ile benim sadece musluk suyu kullanarak bitki yetiştirmem imkansız...
Gelelim sizin elde ettiğiniz saklama kabında ki başarıya, bence burda güneşin gücü devreye giriyor. Sizde çok iyi bilirsiniz ki elimizde ki yapay ışık kaynaklarıyla belli spektrumları yakalamaya çalışıyoruz ama ne kadar başarılı oluyoruz ayrı bir tatışma konusu. Balkonda bir şekilde güneş ışığı bitkilerinize geliyor ve tam da olması gereken değerlerde... Eklediğiniz çeşme suyunun değerlerini bilmiyorum ama içerisinde besin olduğunu (yeterli yetersiz bir şey söylemem mümkün değil) biliyoruz ve bu besinler bir şekilde bitkinin sağlıklı gelişiminde yeterli gözüküyor...
Gelelim konudaki ana sorunsala, gübre kullanmak gerekli mi gerçekten??? Biz tanklarımızda hızlı büyüme istediğimiz için yüksek miktarda karbon ve ışık bulunduruyoruz. Yüksek miktarda karbon kaynağı ve ışık olduğu sürece bitkilerin ciddi bir besin ihtiyacı olacaktır bunu da eklemezsek istediğimiz sonuca varamayız diye düşünüyorum.... Ama bitkiler doğada bu kadar hızlı büyüyor mu? Bu kadar hızlı büyürken aynı zamanda çok da sağlıklı olabiliyorlar mı? işte buda ayrı bir tartışma konusu...
Öncelikle gözleminiz ve bunu bizimle paylaştığınız için size teşekkür ederim...
Doğayı taklit etmemiz mümkün değildir ne kadar çaba sarf etsek de ne kadar üzerine titresekde bir yerde mutlaka bir hata yapıyoruz ve bütün sistem SOS vermeye başlıyor ama doğada bu döngü (son zamanlarda bir insan oğlu iyice bozduk ama) kusursuz bir şekilde işliyor.
Yazınızı okurken hem size çok hak verdim hemde kafamda bazı soru işaretleri ve fikirler oluştu.
Daha önce bu gübreleri tuvalete döküyoruz sadece musluk suyu ile bitki gayet güzel yetişiyor diye forumda yazan arkadaşlar oldu. Hep şu soruyu sordum kendime ne kadar ışık kullanıyorlar? benim tankımdan örnek vermek gerekirse bürüt 200lt olan tank net 170 lt civarı ve 6x39w aydınlatmam var buda 1.37w/Lt gibi bir değer veriyor. Bu aydınlatmayla benim gübre kullanmamam imkansız. İş seyehatleri nedeniyle çok fazla yurt dışına çıkıyorum ve bu dönemlerde 1 hafta sonunda tankta gelişim durmuş ve tamamen besin eksikliği gorülmeye başlanmış oluyor.. Burdan ben şu sonucu çıkartıyorum bu aydınlatma ile benim sadece musluk suyu kullanarak bitki yetiştirmem imkansız...
Gelelim sizin elde ettiğiniz saklama kabında ki başarıya, bence burda güneşin gücü devreye giriyor. Sizde çok iyi bilirsiniz ki elimizde ki yapay ışık kaynaklarıyla belli spektrumları yakalamaya çalışıyoruz ama ne kadar başarılı oluyoruz ayrı bir tatışma konusu. Balkonda bir şekilde güneş ışığı bitkilerinize geliyor ve tam da olması gereken değerlerde... Eklediğiniz çeşme suyunun değerlerini bilmiyorum ama içerisinde besin olduğunu (yeterli yetersiz bir şey söylemem mümkün değil) biliyoruz ve bu besinler bir şekilde bitkinin sağlıklı gelişiminde yeterli gözüküyor...
Gelelim konudaki ana sorunsala, gübre kullanmak gerekli mi gerçekten??? Biz tanklarımızda hızlı büyüme istediğimiz için yüksek miktarda karbon ve ışık bulunduruyoruz. Yüksek miktarda karbon kaynağı ve ışık olduğu sürece bitkilerin ciddi bir besin ihtiyacı olacaktır bunu da eklemezsek istediğimiz sonuca varamayız diye düşünüyorum.... Ama bitkiler doğada bu kadar hızlı büyüyor mu? Bu kadar hızlı büyürken aynı zamanda çok da sağlıklı olabiliyorlar mı? işte buda ayrı bir tartışma konusu...
Beğenenler: [T]176226,Selanikli[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 13 Ekim 2015 11:31
Bende de ayni sekilde... Haftada minimum iki kez gubreleme yapmazsam ya sararmalar, ya kararmalar, ya yaprak erimeleri aninda oluyor... Sanirim ne yaparsak yapalim, doganin kendisi kadar iyi bir ortam saglayamiyoruz...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 13 Ekim 2015 12:01
Konunun özü bu zaten, "sağlayamamak". Bence "sağlayamayız" olmalı. Durum böyle olunca da bahsettiğiniz ikilemler meydana geliyor.
Öncesinde yapılan deneyler, uygulamalar, alınan başarılı ve başarısız sonuçlara göre oluşan genel parametreler çerçevesinde uygulamalar başlıyor.
Genel parametrelerin yanına kendi parametrelerimiz eklenince bize özel sonuçlarla karşılaşıyoruz. Bu yüzden yaptıklarımızdan genel anlamda yanlış diye bahsetmek pek doğru olmaz. Bahsettiğiniz düşük ihtiyaçlı bitkileri hiç uğraşmadan, normal bir ışık ve biraz co2 desteği ile ile inanın kararmadan bakabilirsiniz. Bilhassa gübre olarak balık dışkısı ve yem artıklarını düşünerek. Ancak bir glossoyu co2 olmadan büyütebilmeniz inanın çok zordur. Herhangi bir cryptoyu çok yumuşak bir suda bakmanızda hayli zordur. Şahsen 2006 dan bu yana bitkili tanklar ile ilgileniyorum. Düşük profilli başarılı, yüsek profilli başarılı ve aynı zamanda sorunlu akvaryumlarım oldu. Bitkili akvaryumlar, şayet yüksek profilli bir akvaryum isteniyorsa gerçekten sabır ve disiplin istiyor. Eğer kişinin bunun için zamanı var ise elbette bir yarışma tankı yapmaya çalışması çok güzel bir şeydir. Fakat böyle bir durum yok ise bence tankın sağlıklı ve ihtiyacı düşük bir sistemle sürdürülebilir olması çok daha önemlidir.
[EDIT]kdeniz,2015-10-13 12:09:15[/EDIT]
Öncesinde yapılan deneyler, uygulamalar, alınan başarılı ve başarısız sonuçlara göre oluşan genel parametreler çerçevesinde uygulamalar başlıyor.
Genel parametrelerin yanına kendi parametrelerimiz eklenince bize özel sonuçlarla karşılaşıyoruz. Bu yüzden yaptıklarımızdan genel anlamda yanlış diye bahsetmek pek doğru olmaz. Bahsettiğiniz düşük ihtiyaçlı bitkileri hiç uğraşmadan, normal bir ışık ve biraz co2 desteği ile ile inanın kararmadan bakabilirsiniz. Bilhassa gübre olarak balık dışkısı ve yem artıklarını düşünerek. Ancak bir glossoyu co2 olmadan büyütebilmeniz inanın çok zordur. Herhangi bir cryptoyu çok yumuşak bir suda bakmanızda hayli zordur. Şahsen 2006 dan bu yana bitkili tanklar ile ilgileniyorum. Düşük profilli başarılı, yüsek profilli başarılı ve aynı zamanda sorunlu akvaryumlarım oldu. Bitkili akvaryumlar, şayet yüksek profilli bir akvaryum isteniyorsa gerçekten sabır ve disiplin istiyor. Eğer kişinin bunun için zamanı var ise elbette bir yarışma tankı yapmaya çalışması çok güzel bir şeydir. Fakat böyle bir durum yok ise bence tankın sağlıklı ve ihtiyacı düşük bir sistemle sürdürülebilir olması çok daha önemlidir.
[EDIT]kdeniz,2015-10-13 12:09:15[/EDIT]
Beğenenler: [T]176226,Selanikli[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 14 Ekim 2015 13:09
Bence ihtiyaçlar her evde her tank da farklıdır. Işık-gübreleme ve budama işlemleri bazen il il bile değişebilir sıcak soğuk farkları bitki türleri tank ebatları Çeşme suyunun kalitesi yani her etken değişiklik gösterebilir. Sadece 6 saat ışık ve düzenli su değişimi ile süper sağlıklı tanklar oluşturulabilir. Birde tank kurulumundan sonraki süreci içine balık koyarak geçiştirmek bence daha iyi çünkü bitki için uygun su ortamının oluşmasını diğer canlılar hızlandırıyor.
Beğenenler: [T]176226,Selanikli[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 15 Ekim 2015 09:05
Yüksek destekli tank değilse elimizdeki hiç gübrelemeye gerek yok. Ben aylardır low tech tankımda gübre kullanmadım. Sadece su değişimi yapıyorum. Bitkilerim gözle görülür fotosentez bile yapıyorlar her gün. Tanka müdahele etmemek işin kilit noktası. Camlarımda çok az toz gibi yosunlanma var. Daha ileride gitmiyor. 3-4 haftada bir siliyorum sadece o yosunlanmayı = 2 güne yine oluşuyor gerçi :) = Bitkiler ve canlılar uyum sağlıyorlar. Sabırlı olmak gerekiyor ama. 3-4 bitki türüm aylarca büyümedi. Hatta belki 4 ay hiç ilerlemedi. Ölmedi de. Ama hiç dokunmadım. Geçen hafta baktım büyümeye başlamış.
Sizin yaşadığınız 2. olay ise, güneş ışığına koyduğunuz yerde yosun oluşuyor. Siz sadece önemsemiyorsunuz. Akvaryumunuzun camında olsa yemyeşil duvar olur. O su da yemyeşil olur, balıkları göremezsiniz. Atlanan nokta ise hangi nehirde, derede, denizde yosun yok? Bütün duran yüzeyler yosun kaplı değil midir? Aslında doğayı taklit ederken "kendi standartlarımız" ölçüsünde taklit ediyoruz.
Bu arada yeşil su denilen(syanobakteri) olay balıklar ve bitkiler için zararı hiç yoktur. Faydalıdır hatta. Besin değeri olarak su üst düzeydedir. Balıklar, bitkiler, karidesler yeşil su da çok canlıdır. ( Bir süre bu sıkıntıyla uğraştım. Gözlemledim baya. ) Su piresi gibi çabuk çoğalması istenen canlılar yeşil su uygulaması yapılır zaten.
Güneş altına koyduğunuz su yeşillenip syanobakteriler tarafından su zenginleşiyor. Bitkileriniz mosslarınız bundan dolayı ölmüyorlar.
Musluk suyu konusuda; musluk suyu canlılar üzerinde sıkıntı yaratır. Bitkileri etkilemez çok fazla. Normal karasal bitkilerinize saksılarına suyu dinlendirip mi koyuyorsunuz mesela? Ayrıca ben uzun süre %10 luk dilimi aşmadan musluk suyu ile değişim yaptım. Canlılarım da hiç sıkıntı olmadı. Bu da her canlının belli bir klora dayanım eşiği var. Bizde havuza girdiğimizde klor fazla ise rahatsız oluyoruz mesela. Ama musluk suyu içtiğimizde ya da klorlu su ile duş aldığımızda o kadar etkilenmiyoruz.
Bazı şeyleri gerçekten abartıyoruz dediğiniz gibi. Çok fazla üzerine düşmemek, çok müdahele etmemek gerekir. Sabırlı olmak en önemli şey bu hobide.
Benim akvaryumda, hydra çıktı, kahverengi alg oldu, yeşil alg oldu, saç yosunu oldu, sakal yosunu oldu, yeşil su sorunu oldu, su üzeri yağlanma oldu, pod oldu, nematod oldu.. oldu da oldu yani.
Ama bütün bu sıkıntılarda hiç kimyasal kullanmadım. Hiç dokunmadım. Hepsi kendi kendine geçti.
Akvaryumumuz küçük bir eko sistem. Ve her zaman kendi kendine yolunu bulur. Sadece sabırlı olup, müdahele etmemek gerekiyor.
İyi Hobiler.
Sizin yaşadığınız 2. olay ise, güneş ışığına koyduğunuz yerde yosun oluşuyor. Siz sadece önemsemiyorsunuz. Akvaryumunuzun camında olsa yemyeşil duvar olur. O su da yemyeşil olur, balıkları göremezsiniz. Atlanan nokta ise hangi nehirde, derede, denizde yosun yok? Bütün duran yüzeyler yosun kaplı değil midir? Aslında doğayı taklit ederken "kendi standartlarımız" ölçüsünde taklit ediyoruz.
Bu arada yeşil su denilen(syanobakteri) olay balıklar ve bitkiler için zararı hiç yoktur. Faydalıdır hatta. Besin değeri olarak su üst düzeydedir. Balıklar, bitkiler, karidesler yeşil su da çok canlıdır. ( Bir süre bu sıkıntıyla uğraştım. Gözlemledim baya. ) Su piresi gibi çabuk çoğalması istenen canlılar yeşil su uygulaması yapılır zaten.
Güneş altına koyduğunuz su yeşillenip syanobakteriler tarafından su zenginleşiyor. Bitkileriniz mosslarınız bundan dolayı ölmüyorlar.
Musluk suyu konusuda; musluk suyu canlılar üzerinde sıkıntı yaratır. Bitkileri etkilemez çok fazla. Normal karasal bitkilerinize saksılarına suyu dinlendirip mi koyuyorsunuz mesela? Ayrıca ben uzun süre %10 luk dilimi aşmadan musluk suyu ile değişim yaptım. Canlılarım da hiç sıkıntı olmadı. Bu da her canlının belli bir klora dayanım eşiği var. Bizde havuza girdiğimizde klor fazla ise rahatsız oluyoruz mesela. Ama musluk suyu içtiğimizde ya da klorlu su ile duş aldığımızda o kadar etkilenmiyoruz.
Bazı şeyleri gerçekten abartıyoruz dediğiniz gibi. Çok fazla üzerine düşmemek, çok müdahele etmemek gerekir. Sabırlı olmak en önemli şey bu hobide.
Benim akvaryumda, hydra çıktı, kahverengi alg oldu, yeşil alg oldu, saç yosunu oldu, sakal yosunu oldu, yeşil su sorunu oldu, su üzeri yağlanma oldu, pod oldu, nematod oldu.. oldu da oldu yani.
Ama bütün bu sıkıntılarda hiç kimyasal kullanmadım. Hiç dokunmadım. Hepsi kendi kendine geçti.
Akvaryumumuz küçük bir eko sistem. Ve her zaman kendi kendine yolunu bulur. Sadece sabırlı olup, müdahele etmemek gerekiyor.
İyi Hobiler.
Beğenenler: [T]176226,Selanikli[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 15 Ekim 2015 14:23
[QUOTE=fate] Bu arada yeşil su denilen(syanobakteri) olay balıklar ve bitkiler için zararı hiç yoktur. Faydalıdır hatta. Besin değeri olarak su üst düzeydedir. Balıklar, bitkiler, karidesler yeşil su da çok canlıdır. ( Bir süre bu sıkıntıyla uğraştım. Gözlemledim baya. ) Su piresi gibi çabuk çoğalması istenen canlılar yeşil su uygulaması yapılır zaten.
Güneş altına koyduğunuz su yeşillenip syanobakteriler tarafından su zenginleşiyor. Bitkileriniz mosslarınız bundan dolayı ölmüyorlar.
[/QUOTE]
Siyanobakteriler (Cyanobacteria veya Cyanophyta) derken akvaryumlarda oluşan mavi yeşil algdenmi bahsediyorsunuz?
Eğer ondan bahsediyorsanız bildiğim kadarı ile yeşil suya sebep olan bu bakteri grubu değil.
Ve bir bitkinin üzerini kapladığında ve temizlenmediğinde o bitki ölmektedir. Yeşil suya sebep olan bu bakteri grubumudur?
Kendi tankımda hem yeşil su sorunu hemde kaç kere olduğunu hatırlamadığım kadar mavi yeşil alg oldu ve mavi yeşil alg olduğunda hiç bir şekilde yeşil su olmadı.
Benim tankıma özel bir şey değilse mavi yeşil algin yeşil suya sebep olmadığını söyleyebilirim. Yeşil suyun canlılara herhangi bir etkisi olmadığı fikrine katılırım.
Ancak bitkiler açısından pek katılamam. Yeşil su haddinden fazla besin içeren sudur, ve bu suyuda alglerin ve bitkilerin besin kaynağı olarak görebiliriz, fakat ışık geçiriminin yüksek oranda eksilmesi sebebi ile bitkiler yine olumsuz etkilenecektir.
Diyadinnet alıntıdır.
"Algler su ortamında primer üretici canlılardır. Yapılarındaki pigmentleri sayesinde Karbondioksit ve suyu ışığın etkisi ile karbonhidratlara çevirirler, böylece su ortamındaki besin değerinin ve çözünmüş Oksijen oranının artmasını sağlarlar. Sonuçta kendi gelişimlerini sağlayarak besin zincirinin ilk halkasını oluştururlar. Bu şekilde üretime olan katkıları ve üst basamaktaki canlılarla olan ilişkileri açısından önem taşımaktadırlar. Alglerin üretimleri çevresel faktörlerle sınırlanmıştır. Bunlar ışık, Sıcaklık ve besindir. Bu sınırlayıcı faktörler iyileştirilirse, üretim düzeyi artar. Üretim artışının belli bir düzeyi aşmasının doğal bir sonucu olarak da çevresel denge bozulur ve bu gelişeme eutrofikasyon adı verilir.
Eutrofik bir ortamda besin Madde girdisinin fazlalığından dolayı, (özellikle azotlu bileşikler ve fosfat gibi alglerin gelişimini arttıran bileşikler) alg ve bakteri faliyetleri ile bulanıklık artar ve ışığın suyun alt kısımlarına geçmesi engellenir. Oksijen dip kısımlarda sınırlayıcı bir özellik kazanır. Bu da bentik bölgede yaşayan canlılar için ölümle sonuçlanabilir.
İnsan faaliyetleri, evsel, endüstriyel ve tarımsal atıklar son yıllarda ötrofikasyon direkt etkide bulunmaktadır. Bunun yanısıra atmosferden difüzyon ile suya karışan Azot, yağmur sularının alıcı ortamlara taşıdığı besin maddeleri, drenaj yoluyla ortama taşınan maddeler kirlenme sürecini hızlandıran doğal gelişimlerdir.
Eutrofikasyonun sonuçlarından birisi de aşırı alg patlamalarının görülmesidir. Bunun anlamı, fitoplankton (alglerin serbest yüzen formları) populasyonlarının suyun rengini, kokusunu ve ekolojik dengesini bozacak yeterli yoğunluğa ulaşmasıdır. Bunun yanı sıra alglerin aşırı gelişmesi, sucul ortamdaki bir çok Canlı için toksik etkilere neden olduğu için ölümler görülebilmektedir. Örneğin, Dinoflagellatlardan Gymnodinium ve Gonyanlax'a ait türler aşırı çoğalma sonucu, hayvanların sinir sistemlerini etkileyen, yüksek oranda suda çözünebilen toksik madde üretirler. Diğer patlamalara ise Mavi-Yeşil alglerden Microcystis, Anabaena, Nostoc, Aphanizomenon, Gloeotrichia ve Oscillatoria, Chrysophyte'den Prymnesium parvum neden olmaktadır."
Alıntıdır.
[EDIT]kdeniz,2015-10-15 14:55:00[/EDIT]
Güneş altına koyduğunuz su yeşillenip syanobakteriler tarafından su zenginleşiyor. Bitkileriniz mosslarınız bundan dolayı ölmüyorlar.
[/QUOTE]
Siyanobakteriler (Cyanobacteria veya Cyanophyta) derken akvaryumlarda oluşan mavi yeşil algdenmi bahsediyorsunuz?
Eğer ondan bahsediyorsanız bildiğim kadarı ile yeşil suya sebep olan bu bakteri grubu değil.
Ve bir bitkinin üzerini kapladığında ve temizlenmediğinde o bitki ölmektedir. Yeşil suya sebep olan bu bakteri grubumudur?
Kendi tankımda hem yeşil su sorunu hemde kaç kere olduğunu hatırlamadığım kadar mavi yeşil alg oldu ve mavi yeşil alg olduğunda hiç bir şekilde yeşil su olmadı.
Benim tankıma özel bir şey değilse mavi yeşil algin yeşil suya sebep olmadığını söyleyebilirim. Yeşil suyun canlılara herhangi bir etkisi olmadığı fikrine katılırım.
Ancak bitkiler açısından pek katılamam. Yeşil su haddinden fazla besin içeren sudur, ve bu suyuda alglerin ve bitkilerin besin kaynağı olarak görebiliriz, fakat ışık geçiriminin yüksek oranda eksilmesi sebebi ile bitkiler yine olumsuz etkilenecektir.
Diyadinnet alıntıdır.
"Algler su ortamında primer üretici canlılardır. Yapılarındaki pigmentleri sayesinde Karbondioksit ve suyu ışığın etkisi ile karbonhidratlara çevirirler, böylece su ortamındaki besin değerinin ve çözünmüş Oksijen oranının artmasını sağlarlar. Sonuçta kendi gelişimlerini sağlayarak besin zincirinin ilk halkasını oluştururlar. Bu şekilde üretime olan katkıları ve üst basamaktaki canlılarla olan ilişkileri açısından önem taşımaktadırlar. Alglerin üretimleri çevresel faktörlerle sınırlanmıştır. Bunlar ışık, Sıcaklık ve besindir. Bu sınırlayıcı faktörler iyileştirilirse, üretim düzeyi artar. Üretim artışının belli bir düzeyi aşmasının doğal bir sonucu olarak da çevresel denge bozulur ve bu gelişeme eutrofikasyon adı verilir.
Eutrofik bir ortamda besin Madde girdisinin fazlalığından dolayı, (özellikle azotlu bileşikler ve fosfat gibi alglerin gelişimini arttıran bileşikler) alg ve bakteri faliyetleri ile bulanıklık artar ve ışığın suyun alt kısımlarına geçmesi engellenir. Oksijen dip kısımlarda sınırlayıcı bir özellik kazanır. Bu da bentik bölgede yaşayan canlılar için ölümle sonuçlanabilir.
İnsan faaliyetleri, evsel, endüstriyel ve tarımsal atıklar son yıllarda ötrofikasyon direkt etkide bulunmaktadır. Bunun yanısıra atmosferden difüzyon ile suya karışan Azot, yağmur sularının alıcı ortamlara taşıdığı besin maddeleri, drenaj yoluyla ortama taşınan maddeler kirlenme sürecini hızlandıran doğal gelişimlerdir.
Eutrofikasyonun sonuçlarından birisi de aşırı alg patlamalarının görülmesidir. Bunun anlamı, fitoplankton (alglerin serbest yüzen formları) populasyonlarının suyun rengini, kokusunu ve ekolojik dengesini bozacak yeterli yoğunluğa ulaşmasıdır. Bunun yanı sıra alglerin aşırı gelişmesi, sucul ortamdaki bir çok Canlı için toksik etkilere neden olduğu için ölümler görülebilmektedir. Örneğin, Dinoflagellatlardan Gymnodinium ve Gonyanlax'a ait türler aşırı çoğalma sonucu, hayvanların sinir sistemlerini etkileyen, yüksek oranda suda çözünebilen toksik madde üretirler. Diğer patlamalara ise Mavi-Yeşil alglerden Microcystis, Anabaena, Nostoc, Aphanizomenon, Gloeotrichia ve Oscillatoria, Chrysophyte'den Prymnesium parvum neden olmaktadır."
Alıntıdır.
[EDIT]kdeniz,2015-10-15 14:55:00[/EDIT]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 15 Ekim 2015 15:17
Mavi-yeşil alg grubu evet suyu yeşile çeviriyor. Konu ile ilgili makalede var hatta. Bende forumdan duydum bu bakteri olduğunu bir süre bu yeşil su sıkıntısı yaşadım. o dönem öğrendim bende.
http://www.akvaryum.com/forum/siyanobakter_(yesil_su)_mucadelesi_k89940.asp
http://www.akvaryum.com/forum/siyanobakter_(yesil_su)_mucadelesi_k89940.asp
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 15 Ekim 2015 15:57
Bu makaleyi kim yazmış bilmiyorum. ancak aynı yazı bu linkte de var. Hangisi hangisinin alıntısıdır bilmiyorum.
Nereden tercümedir bilmiyorum.
http://www.atlasakvaryum.com/index.php?id=2374
Ancak bu anlatımlar bir çok makale ile ters düşmektedir. Yeşil su oluşumu bir alg yoğunluğudur ve sizinde belirttiğiniz gibi su pireleri bunları yemektedir.
Mavi yeşil alg ise bir bakteridir, hemde zehirli bir bakteridir. Yiyen bir balık vs bir yazıya rastlamadım. Akvaryumlarımızda serbest olarak dolaşmazlar aksine bir yerlere halı gibi yerleşirler.
Tropica sitesinden alıntıdır. Barış Bey' den tercümesini rica edeceğim.
Burada ve bir önceki makale alıntısında da belirtildiği gibi yeşil suya neden olan fitoplanktonlardır. (alglerin serbest yüzen formları).
Plankton algae (green water, or phytoplankton) is a mass occurrence of small one-celled algae and is normally caused by too high nutrient concentrations in the water.
Treatment: Frequent change of water.
Plankton algae often appears in new aquariums or in aquariums in which a new layout has been made recently. It can be hard to get rid of, but a well-functioning filter with plenty of fine filter material can clear up the water again. Often a UV-treatment may be required, but Tropica does not recommend UV-treatment as a standard aid, as the UV-light also kills the useful bacteria. Biological control is difficult, as only a large population of filtering shells can remedy the problem. Often the plankton algae disappears of itself after repeated water changes.
[K]Eutrofikasyonun sonuçlarından birisi de aşırı alg patlamalarının görülmesidir. Bunun anlamı, fitoplankton (alglerin serbest yüzen formları) populasyonlarının suyun rengini, kokusunu ve ekolojik dengesini bozacak yeterli yoğunluğa ulaşmasıdır. Bunun yanı sıra alglerin aşırı gelişmesi, sucul ortamdaki bir çok Canlı için toksik etkilere neden olduğu için ölümler görülebilmektedir.[/K]
Buda oldukça önemli bir bilgidir. Gerçi hiçbirimiz akvaryumlarımızın bu boyuta gelmesine izin vermeyiz sanırım.
[EDIT]kdeniz,2015-10-15 16:08:27[/EDIT]
Nereden tercümedir bilmiyorum.
http://www.atlasakvaryum.com/index.php?id=2374
Ancak bu anlatımlar bir çok makale ile ters düşmektedir. Yeşil su oluşumu bir alg yoğunluğudur ve sizinde belirttiğiniz gibi su pireleri bunları yemektedir.
Mavi yeşil alg ise bir bakteridir, hemde zehirli bir bakteridir. Yiyen bir balık vs bir yazıya rastlamadım. Akvaryumlarımızda serbest olarak dolaşmazlar aksine bir yerlere halı gibi yerleşirler.
Tropica sitesinden alıntıdır. Barış Bey' den tercümesini rica edeceğim.
Burada ve bir önceki makale alıntısında da belirtildiği gibi yeşil suya neden olan fitoplanktonlardır. (alglerin serbest yüzen formları).
Plankton algae (green water, or phytoplankton) is a mass occurrence of small one-celled algae and is normally caused by too high nutrient concentrations in the water.
Treatment: Frequent change of water.
Plankton algae often appears in new aquariums or in aquariums in which a new layout has been made recently. It can be hard to get rid of, but a well-functioning filter with plenty of fine filter material can clear up the water again. Often a UV-treatment may be required, but Tropica does not recommend UV-treatment as a standard aid, as the UV-light also kills the useful bacteria. Biological control is difficult, as only a large population of filtering shells can remedy the problem. Often the plankton algae disappears of itself after repeated water changes.
[K]Eutrofikasyonun sonuçlarından birisi de aşırı alg patlamalarının görülmesidir. Bunun anlamı, fitoplankton (alglerin serbest yüzen formları) populasyonlarının suyun rengini, kokusunu ve ekolojik dengesini bozacak yeterli yoğunluğa ulaşmasıdır. Bunun yanı sıra alglerin aşırı gelişmesi, sucul ortamdaki bir çok Canlı için toksik etkilere neden olduğu için ölümler görülebilmektedir.[/K]
Buda oldukça önemli bir bilgidir. Gerçi hiçbirimiz akvaryumlarımızın bu boyuta gelmesine izin vermeyiz sanırım.
[EDIT]kdeniz,2015-10-15 16:08:27[/EDIT]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 15 Ekim 2015 22:32
"Plankton algae (green water, or phytoplankton) is a mass occurrence of small one-celled algae and is normally caused by too high nutrient concentrations in the water.
Treatment: Frequent change of water.
Plankton algae often appears in new aquariums or in aquariums in which a new layout has been made recently. It can be hard to get rid of, but a well-functioning filter with plenty of fine filter material can clear up the water again. Often a UV-treatment may be required, but Tropica does not recommend UV-treatment as a standard aid, as the UV-light also kills the useful bacteria. Biological control is difficult, as only a large population of filtering shells can remedy the problem. Often the plankton algae disappears of itself after repeated water changes."
Der ki:
"Plankton alg (yesil su veya fitoplankton) tek hucreli alglerin cok buyuk koloniler halinde tezahur etmesidir ve bu suda bulunan yuksek yogunluktaki besin artiklari sebebiyle olusmaktadir
Uygulama: Suyun siklikla degistirilmesi
Plankton alg siklikla ya cok yeni akvaryumlarda, ya da ic duzenlemesi yeni degistirilmis akvaryumlarda gozukmektedir. Kurtulmasi oldukca zordur ancak, uygun ve kaliteli filtrasyon materyallerine sahip iyi bir filtrasyon sistemiyle su tekrar temizlenebilir. UV uygulamasi da gerekebilir ancak Tropica UV uygulamasini standart uygulama olarak tavsiye etmez, zira UV lambasi sudaki yararli bakterileri de oldurmektedir.. Biyolojik kontrol oldukca zordur. Sadece cok yuksek populasyondaki filtre elemanlari soruna care olabilir. Siklikla, plankton alg, sik su degisimlerinden sonra yok olmaktadir"
Ben yine de UV filtre en etkili cozumdur diye dusunuyorum. Neticede isimize en yarayacak bakteriler filtre icine tutunmus olan bakteriler.
Treatment: Frequent change of water.
Plankton algae often appears in new aquariums or in aquariums in which a new layout has been made recently. It can be hard to get rid of, but a well-functioning filter with plenty of fine filter material can clear up the water again. Often a UV-treatment may be required, but Tropica does not recommend UV-treatment as a standard aid, as the UV-light also kills the useful bacteria. Biological control is difficult, as only a large population of filtering shells can remedy the problem. Often the plankton algae disappears of itself after repeated water changes."
Der ki:
"Plankton alg (yesil su veya fitoplankton) tek hucreli alglerin cok buyuk koloniler halinde tezahur etmesidir ve bu suda bulunan yuksek yogunluktaki besin artiklari sebebiyle olusmaktadir
Uygulama: Suyun siklikla degistirilmesi
Plankton alg siklikla ya cok yeni akvaryumlarda, ya da ic duzenlemesi yeni degistirilmis akvaryumlarda gozukmektedir. Kurtulmasi oldukca zordur ancak, uygun ve kaliteli filtrasyon materyallerine sahip iyi bir filtrasyon sistemiyle su tekrar temizlenebilir. UV uygulamasi da gerekebilir ancak Tropica UV uygulamasini standart uygulama olarak tavsiye etmez, zira UV lambasi sudaki yararli bakterileri de oldurmektedir.. Biyolojik kontrol oldukca zordur. Sadece cok yuksek populasyondaki filtre elemanlari soruna care olabilir. Siklikla, plankton alg, sik su degisimlerinden sonra yok olmaktadir"
Ben yine de UV filtre en etkili cozumdur diye dusunuyorum. Neticede isimize en yarayacak bakteriler filtre icine tutunmus olan bakteriler.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir