Abartıyor Muyuz?

Cocukken yaklasik 120 cm lik bitkili bir canli doguran tankim vardi. Tabanda kum, kapakta bir adet ev tipi floresan, isitici, hava motoru ve dis filtre disinda baska bir ekipman yoktu. Keski fotograflari olsaydi da isimlerini hatirlayabilseydim. Bitkilerim iki tip idi. Biri maydanoza benziyor, su yuzeyine kucuk kucuk filizler atiyordu. Ikinci tip ise daha cok marul gibi genis yaprakli bir turdu ama anubias olmadigini biliyorum. Akvaryumum balta girmemis bir jungle haline gelmisti sanki ve hic bir yavruyu akvaryumdan cikarmama gerek bile kalmiyor, yeni dogduklarinda yukari atilan filizlerin arasinda, biraz buyuduklerinde de asagidaki bitki ortusu icinde buyuyup gidiyorlardi. Ozamanlar (ki 30 yil oncesinden bahsediyorum) internet de olmadigi icin butun bilgilerimiz satilan 1-2 kitap ve diger arkadaslardan duyduklarimizla sinirli kaliyordu. Haftalik su degisimi diye bir sey hic duymamistim bile. Bir de ustune 3-4 ayda bir tum suyu degistirir kumu da tenekede bir guzel kaynatip agartip akvaryumu yeniden kurardik. Ne bir bakteri kulturu ne su duzenleyici ne de baska birsey. Suyu klor nedeniyle 1 gun bekletirdim sadece bunu bilirdim. Tum bu sartlara ragmen o canlilar ve o bitkiler nasil oyle bir ortam olustururlardi simdi anlamakta zorlaniyorum.

80'li yılların ortasıydı, ilk filtrem elektrik borusu ve pamuk ile kendi yaptıgım filtre idi. (simdiki tepe filtre gibi birşeydi) haftalık su değişimi neymiş buharlaşan suyu eklerdim o kadar :)
murat beyinde söylediği gibi 1-2 ayda bir tüm suyu boşaltır akvaryumu,kumu,dekoru bir güzel kaynar suda yıkardım, yanlış anlaşılmasın sadece ben değil çevremdeki herkes böyle yapardı.
su düzenleyici,bakteri kültürü,ilaç vs bunları hiç bilmezdim satan yerde yoktu zaten lakin ne hastalık olurdu nede yosun sorunu.
o günden bugüne ya balıklar nazikleşti yada bu katkılarda bir sorun var.[EDIT]leitzcell,2016-02-14 21:14:36[/EDIT]

Merhabalar konuyu baştan okudum defalarca benim ilk bitkilim öğrenci harçlıklarıyla kurduğum 60 litrelik karides akvaryumu oldu okadar az parayla öyle iyi bitkiler yetişdirdimki ,herşeyi dıy yaptım
Örneğin armatür olarak mobilyacıdan kestirdiğim su buharından etkilenmeyen tahtaları kullandım ortalarına delik açtım ve banyomuzdaki spot lambaları söktüm spot lamba yuvalarına 6500 kelvinlik bimden aldığım tasarruf lambaları kullandım 2 tasarruf ampul kullandım gubre olarak tavşan dışkısı kullandım co2 tüpü yerine pet şişeye mayalı sistem kurdum tabana lav kırıkları ve hagen kullandım , evimizden 50 km uzak bir piknik alanına gidip ağaç kökleri kütükler bulup evde kazanda kaynattım mangrov kökünden güzel görünüm elde ettim
Herşey hayal gücü ve pratiklikte bitiyor saygılar.

Burada yorum yapan arkadaşların hemen hepsine katılıyorum. Forumda bitkili akvaryum konusunda abartmalar oldukça fazla.
Benim sorunum ise tam tersi oldu. Foruma üye değildim ilk bitkili Tankımı kurarken 120 litreli bitkili tanka gece lambası gibi şerit led e yeter fazlasıyla yeter diyenler mi küçük şelale filtre haydi haydi bu tankı kurtarır diyenler mi ne ararsan vardı.Adama bu şerit led de akvarumu bile göremiyorum diyorum, dalgıç lamba öneriyor.İşe yaramaz benim işimi asla görmeyecek bir sürü ıvır zıvıra verdiğim boş yere paraya acıyorum.
Bilgi isterken dikkat edilmesi gerektiği çok açık bir şekilde ortada ....

Bence bu olayda nanolar veya 70-80 litre altı akvaryumlarda en uygun fiyatlı seçenek tasaruf ampullerdir şu anki nanomda eskiden masa üstune koyulan çalışma lambamı kullanmıştım içinde akor lamba vardı tasaruf lamba takıp jawa moss ve eleodayı 2 ayda 2 katına çıkardım

Merhaba bende hobiye ilk bitkili tankla basladim ve baslarda gercekten hevesimi cok kiran yazilar okudum. Bence burdaki sorun yorularin genelde dort dortluk oluyorsa olsun yoksa olmaz seklinde olmasindan kaynaklaniyor. Ve benim bu iki ayda ogrendigim en onemli sey hobinin zor yada kolay olmasi sizin sartlarinizla alakali. Mesela benim tankimda herkesin en kolay dedigi eledoa eriyip gidiyor. İki kere denedim sonuc ayni. Sebepse evimiz merkezi sistem ve akvaryum isim 27 nin altina dusmuyor. Fan olmadikca benim bu bitkiyi yetistirmem imkansiz. Yani her canlinin imkansizlari var. Bunu en guzel tecrube ederek anlayacagiz. Tabi internet de yardimci oluyor ama burda da bilgi kirliligi cok fazla ve verilen pek cok bilginin kaynagi belli degil. Bence hayallerimizle imkanlarimizin orta noktasinda bulusabilirsek bu is cok zor yada cok pahali bir is degil. Hobi=para olduguna inanmiyorum. Gidipderede bitki toplayip fanusun tepesine de tasarruflu takarak yetistirsende hobi olur. Hobi=zevk almak, emek vermek ve yaptigin fuzuli bir isten mutluluk haz duymaktir.[EDIT]Msasa,2016-02-14 23:03:00[/EDIT]

Konuyu hortlattığım için kusura bakmayın. Bitkili akvaryuma bir çok acemi hobici (benim gibi) çok heves eder ama işin içine girince çok farklı boyutlara ulaşıyor mevzu. İşin zorluğu malzeme tedariğinde baş gösteriyor. İşe yarar ürün bulmak çok zor , sağlıklı ürünler ise çok pahalı. Aslında belirli bir piyasa yok aynı ürünü kimi 10 liraya satıyor kimi 40 liraya satıyor. Amatör adama da hobicilerden rica minnet uygun ürün istemek kalıyor. Bir kum için 1 hafta aranır mı , ben aradım. Hadi kumu bulduk sıra geldi bitkilere. Kolay bakılan , kolay çoğalan bitki bulmaya geliyor sıra. Bulduğumuz bitkilerden 50-60 kök alıp göz kararınca dikip en ucuz malzeme olan suyu ekliyoruz. Ekledik ekledik de bu bitkilerin bakımı var co2 , gübre vs vs gerek ne yapacağız ? Haydi biraz daha alternatif ara . Mayalı sistem co2 , maden suyu derken geçici çözümler üretiyoruz. Biraz daha güzel görünsün diye taş koyalım ama salınım yapmasın , en iyisi forumdan alalım taşı bilen abilerimiz doğrusunu önersinler. Abilere bi konu aç , mesaj at dönerlerse tabi. Neyse ilanlara bak , ordan birinden bulursun belki. El kadar taşa bir fiyat çekerler taş kesilirsin. Eve giderken işe giderken sağa sola bakınırsın belki bir taş bulurum diye , gözüne kestirdiğin taşı bir güzel yıkayıp eklersin akvaryuma. Bakalım , eh işte güzel olmuş.

Sıra geldi balık eklemeye ama dur bakalım akvaryuma o kadar şey ekledik ama ph dengesi ne oldu ? Nasıl ölçeceğiz ? Araştır yöntem bul [x(]

Kum tamam , dekor tamam , bitki tamam , co2 tamam , maden suyu tamam , sıra geldi filtre ve ısıtıcıya onları da bulduk mu tamamdır. Tamam bunları da bulduk ama sorular devam eder. Elimizde şu şu bitki var , şu şu balığı besleyeceğim kaç derece olacak bu ısıtıcı ? Bitkileri ısıtırken balıkları haşlamayalım ya da tam tersi. Yine karşımıza o bilgi kirliliği çıkar. Aslında bilinçli yapılan bir şey değil , herkes kendi tankından örnek vermiş tabi bizim kafa yine karışıyor. [:((]

Bütün ürünler tedarik ediliyor , bütün sorular cevaplanıyor , akvaryum kurulmuş balıklar eklenmiş her şey yolunda ama bir yorgunluk bir kafa şişkinliği kalmıştır ortada.

Abiler , üzmeyin acemileri. Zamanı geldiğinde çöpe attığınız malzemeyi ekleyin ücretsiz kısmına belki ihtiyacı olan olur.

Bu arada ben de en ucuz şekilde bitkili akvaryum yapma adına bir makale yazmayı düşünüyorum.

Hayırlı hobiler , hayırlı forumlar.

Forumda yalnızca bitki konusu değil bence birçok konu gereğinden fazla abartılıp, hobiye yeni başlayanları ürkütüyor ve birçok insan bazı zevklerden mahrum kalıyor. Konuyla alakasız örnek vermek gerekirse artemia misal. Forumda kaç tane konuda gördüm artemia çıkartmak işkence, çıkmıyor, ışık lazım vs vs. Meç artemia setiyle ilk denememde çıkardım ben ve herkes de çıkarabilir. Bu en basit örneği. 7 ay önce başladım hobiye 2. ayımda low tech bitkili kurdum hiç de sorun yaşamadım gayet de güzel bitkiler yetiştdim bunu yaparken de çok büyük paralar harcamadım. Konu hakkında bilgi sahibi olmak evet önemli bir şey ama sahip olduğunuz bilgiye karşınızdakine doğru aktarabilmek asıl mevzu bence. Foruma 18 yaşında çocuk da geliyor fikir istiyor çocuk resmen fırça yiyor mesajlarla. O öyle olmaz bu böyle olmaz gibisine ukalaca cevaplara denk geliyorum. Biraz kin birikmiş sanırım içimde konuyu görünce kustum buraya ama gerçekten rahatsız edici bir durum. Her şey teknik bilgi değil biraz da iletişim hakkında bilgi edinin birine bir bilgi aktaracaksanız ona göre aktarın. Sözüm meclisten dışarı [:)]

Evet abartıyoruz . Tavsiye isteyen kişilere en pahalı markaları öneriyoruz. Tankımızda olmayan kaliteyi öneriyoruz. Rakamlar havada uçuşuyor.

Özellikle ben ve benim gibi 35 yaş üstü kişilerin yorumlarına bakınca ;

Arkadaşlar tüm yorumlara katılıyorum. Fakat şöyle bir durumda var. Hem gelişme , hem özen , hem de yeni dünya düzeninde daha çok kar elde etme isteği muhakkak bu yeni oluşumu tetikledi.

- Kesinlikle bir kaç ay'da bir tüm tankı boşalt , haydi yıka kumları haldır huldur :) bir tane içeriden filtre , tepede bir florasan pembesinden , en baba ilaç dediğimiz mavi mürekkep contra. Çünkü biz temizliği filtre temizse akvaryumda temiz zannediyorduk ama şimdilere suyu asıl temizleyen olayın filtre değil bakteri olduğunu keşfettiler.

- Öncelikli olarak balıklarımızın %95 ine yakını ithal değil yerli üretim balıklardı. Sağlamlık aslında ürediği ve büyüdüğü ortam ile alakalı yani zaten bu memleketin suyuna alışmış balıklardı. Balıkların bize narin gelmesinin en önemli sebebi ithal olmaları ve buna bağlı adaptasyon kaynaklı sorunlar. Şu an ki balık çeşitliliği o zamana göre akıl almaz boyutlarda.

- Bitki ise o zamanki koşullarda ben eminim yine memleketteki akvaryumların yarısının içinde ya plastik bitkiler ya da özellikle yavruları ayıracak akvaryum yoksa folyoları doldur yavrular saklanır şeklindeydi. :) Akabinde daha dayanıklı ve canlı bitkiler tercih edilip estetik yakalanmaya çalışıldı.

- O zaman akvaryumun var mı ? var ! içinde envai çeşit balık dolu. Bir arkadaşın dediği gibi en babası 1 - 2 kitap bulursun gerisi akvaryumcu abi'nin insafına kalmıştır. :) balıklar ise terminatör gibi eceliyle ölmedikçe ölmez. Onca değişik tür kendilerince bir yaşam mücadelesi verir. He bu sana ne verir ? emin ol dener , yaşar ve öğrenirsin. Yarın öbürsü gün o balığın onunla olmayacağını malesef kötü deneyimleyerek öğrenirsin ama tecrübedir.

Çok uzattım. Gelelim biz şimdi ne yapıyoruz? Hepimiz okuyor ediyor ve bir şekilde araştırıyoruz. Araştırıp kafamıza takılanları ise foruma açıyoruz içimizde yaşayıp tecrübe etmiş olanlardan yardım alabilmek adına.

Sen tabikide bardaktada betta ya bakarsın . en ölüsü
Sen tabikide 10 litrede ısıtıcısız dekorsuz bakarsın . ölüsü
Sen tabikide 30 litrede ısıtıcılı , köklü , pistia ya da v.b cattapa yaprağı olan biraz daha dark water tabir edilen bir akvaryumdada betta bakarsın. Yakışanı.

Örnek verdim sadece. Bu ve benzeri balık ya da akvaryumları çoğaltabilirsin. Artık show akvaryum var , akvaryum var , biotop var. Sen neyden nasıl keyif alıyorsan. Gerisi bu işin hayal gücü ve keyfi ...

Abartıyoruz evet ! Bazen litre başına şu kadar balık derken de , bitkilere şöyle bakacaksınız derken de , olmazsa olmazlarımızla abartıyoruz.

3 aşamalıdır bu iş. seçtiğin malzemenin ;

En pahalısı : ( firmada zaten markasını satar )
Muadili : ( ki bu çok önemli) yani en pahalısı olmasın belki piyasaya girmeye çalışan iyi bir marka var , belki en pahalısı gibi %100 performans değildir ama üzmez ömürlüktür.
En ucuzu : işte bu sürekli sıkıntı yaratıp pahalıya yaklaştıracaksa seni zaten buna hiç girme.

Arkadaşlar hobi yapıyoruz zorla taksit ödemiyoruz. 3 ay sonra alma ,6 ay sonra al malzemeni ona göre al. Hepsini bir arada mükemmeliyetçi biri değilsen yapma. peyder pey bir şeyler eklenerek te göze hoş gelen işler çıkıyor ortaya.

Bu hobi öyle güzeldir ki öğrencisi de yapar , milyoneri de :)

Erhan abi'nin ilanına denk geldim, oradan eskilere bakayım derken bu konuya denk geldim. Üzerinden 6 yıl geçmiş ama hayatın ve hobinin pahalandığı bu günlerde, işi basite indirgeyerek keyif almak adına faydalı olacağını düşündüğüm için konuyu hortlatmak istedim :)

Fiyatlar bizi eskiye itecek o belli, GAP filtrelere kadar döner miyiz? Sahi kaldı mı onlar?

Selamlar;

Başlık altında yazılanları tek tek okudum eskileri yaad ettim.
Eskiden az malzeme vardır ama kaliteli malzeme vardı. Keza balık ve bitkilerinde öyle olduğunu kendimce düşünüyorum.
İzmir kemeraltı çarşısına babam ile gittiğimizde Ertürk akvaryum, Ordas Akvaryum uğramadan çıkmazdık.

Çocuk yaşlarda (3 veya 4) evimizde akvaryum vardı cılız bir ışıkla aydınlanır tabanda dere kumu benzeri kum vardı.
Saz ve amazon hançeri bitkisi vardı o kadar çok büyür ve çoğalırlardı ki hatırlarım babam konu komşuya dağıtırdı.
O zamanlar ne sıvı nede taban gübresi yok şu kadar lümen olacak efendim co2 kullanmazsan olmaz, şu kum değil bu olacak gibi gibi daha birçok madde bir önemi yoktu.

Sonra büyüdük adam olduk falan kendime bir akvaryum kurayım dedim, Bitkili mi olsun dedim olsun dedim bir hevesle geri dönme kararı aldım.
Orayı oku burayı incele videolara bak derken ne oluyoruz yahu demeye başlamıştım.
Bir liste oluşturup bakımı kolay ve orta zorlukta bitkilere karar kıldım. Co2 al gübre al, test kiti al şu al bu al al da al bitmedi.

Gel zaman git zaman co2 ve gübre kullanmamaya başladım (pahalı olması) birazda hevesim baskılanmıştı.
Akvaryumla akşamdan akşama yem atmak için ilgilenir olmuştum.
Kendi haline bıraktığım o akvaryum harika bir ekosisteme dönüşmüştü...

Uzun lafın kısası bu başlıkta herkes kendinden bir kesit bulacaktır.[:iyi:]