... Türkiye Amfibi ve Sürüngenleri ...


ZiyaretçiÇevrim Dışı

Ziyaretçi
Kayıt: 01/01/2003
Mesaj: 0
ZiyaretçiÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 03 Şubat 2012 00:05
Merhabalar,
Arkadaşlar,ben sitenize daha dün üye oldum ama şimdiden çok önemli bir konuya deyiniceğim:
 
Türkiye Amfibi ve Sürüngenleri
 
 
Ama önce sürüngenlerin açılımı:

Sürüngenler (Reptilia), omurgalı hayvanlar aleminin yumurtlayarak çoğalan büyük bir sınıfı. Yılanlar, kertenkeleler, kaplumbağalar, timsahlar ve tuatara takımlarından meydana gelir.

Değişkensıcaklı (heterotermi) omurgalılardan olan sürüngenler, evrimsel olarak Amfibyumlarla sabit vücut ısılı (homeotermi) hayvanlar arasındaki geçiş sürecini, denizden karaya, kalıcı geçişi temsil ederler. Vücutlarının pul ya da benzer levhalarla kaplı olması nem kaybını en az düzeyde tutmalarını sağlar, bu sayede kurak ortamlara oldukça iyi uyum sağlarlar.

Vücut ısılarını sabit tutacak metabolizmik mekanizmalara sahip olmadıkları için, vücut ısıları dış ortamın ısısına bağlı olarak değişkendir. Bu yüzden sürüngen türlerinin çok büyük bir kısmı dünyanın ılıman iklim kuşaklarında yaşamlarını sürdürür. Ancak bu sayede kasları inanılmaz enerji tasarrufu yapar. Kaslarının güç potansiyeli memelilere oranla 4, kuşlara oranla 2 kat daha fazladır.

Tümü akciğerleriyle solunum yapan sürüngenlerin tümü yumurtlayarak ürerler. Bazı türlerde yavruların yumurtadan çıkması, dişinin içinde gerçekleşir.

En eski sürüngen fosillerine Karbonifer döneme tarihlenen kayaçlarda rastlanır. Karbonifer Dönemi izleyen Permiyen Dönem ve tüm Mezozoik Zaman boyunca, tür çeşitliliği yaygınlık yönünden hızlı bir evrimleşme göstermişler, Mezozoik Zaman'da karalardaki hakim türleri oluşturmuşlardır. Kretase Döneminin sonunda gerçekleşen (65 milyon yıl önce) K/T Olayı sonunda sürüngen türlerinin büyük bir bölümü yok olmuşsa da bugün gezegenimizde 6.000 kadar alt türü yaşamaktadır.Sürüngen ve kaplumbağaları insanlar daha çok yazın görürler.

Ve ilk sürüngen:
 
İri Başlı Deniz Kaplumbağası (Caretta caretta)
 

İri başlı deniz kaplumbağası (Caretta caretta), denizlerde yaşar. Yumurtlamak haricinde karaya hiç çıkmaz. Sırt tarafı kırmızımsı kahverengi alt tarafı ise beyazımsı açık sarı renklidir. Bacakları yüzmeye yarayacak biçimde kürek biçimi almıştır ve dış kenarlarında en fazla 2 tırnak bulunur. Oksijeni havadan almasına rağmen uzun süre su altında kalabilir. Yumurtalarını gece kumsallarda açtıkları çukurlara gömerler. Bir defasında 100 yumurta bırakabilir (162'ye kadar tespit edilmiştir). Yavrular 2 aylık kuluçka döneminden sonra gece vakti yumurtadan çıkarak denize giderler.

Akdeniz sahillerine yayılmıştır. En önemli yumurtlama bölgesi Adananın Yumurtalık ilçesi ve Belek, Anamur, Köyceğiz, Dalyan sahilleridir. Belek kıyıları, Caretta caretta'ların Akdeniz'deki ikinci (Yunanistan'ın Zakintos adasının ardından) ve Türkiye'nin en büyük yumurtlama alanıdır. 2006 yılı içinde Belek'te ise 1000 civarında, Anamur'da 2007 yılında 1040 adet yuva tespit edilmiş ve koruma altına alınmıştır. Kabuk boyları 1 metre kadar büyüyebilir. Balıklar, kabuklular ve su canlıları (özellikle deniz anaları) ile beslenir.

Yaklaşık 106 milyon yıldır yeryüzünde olduklarını düşünülmektedir. İnsanoğlunun yerleşme ve çoğalma kapasitesi yüzünden bugün sayıları giderek azalmaktadır. Nesli tükenme tehlikesi altında olduğu için koruma altındadır.

Arkadaşlar bu günlük yeter yarın görüşürüz yeni bir türle...
 
Tulga Can Okan

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

onuruygunÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 30/07/2006
İl: Kocaeli
Mesaj: 7768
onuruygunÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 03 Şubat 2012 00:43
Yazının altına kendi adınızı yazmışsınız ama bunun gerçek kaynağı nedir? Kendiniz yazmadıysanız yazının altına kaynak yazılması gerekir.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ZiyaretçiÇevrim Dışı

Ziyaretçi
Kayıt: 01/01/2003
Mesaj: 0
ZiyaretçiÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 03 Şubat 2012 19:09
Üzgünüm bir daha olmaz. Emin olun.

Pürtüklü Semender (Triturus karelinii)
Kaynak: İki yaşamlı ve Sürüngenlerin Gizemli Dünyası (TÜBİTAK)
Vücut kalınca yapılı ve boyu 16 cm. kadar olabilir. Kuyruk yanlardan basıktır. Baharda üreme zamanında erkeklerde meydana gelen sırt yüzgeci ile kuyruk yüzgeci arasında bir açıklık vardır. Deri pürtüklü, bu özellik karasal devrede çok barizdir. Erkeklerde sırt yüzgeci çok yüksek ve serbest kenarı tırtıklı, kuyruk kuyruk yüzgeçlerinin kenarları ise düzdür. Baharda üreme zamanında bol bitkili, nispeten derin durgun sularda yaşar. Bazen küçük sularda ve göllerin kenarlarında görülür. Diğer zamanlarda bu sulara yakın nemli ormanlık ve taşlık kısımlarda barınır. Bir dişi suya 100-250 kadar yumurta bırakır.
Kaynak: Türkiye Amfibi ve sürüngenleri- İbrahim Baran (Düzenlenmiştir.)
 


 Yeni tür:
Çizgili Kaplumbağa (Mauremys caspica)
Kaynak:akvaryumforum
Kabuk uzunluğu 25 cm. kadar sırt kabuğu (karapas) ile karın kabuğu (plastron) yanlarda birbiriyle kaynaşmıştır.Göl, nehir, hendek ve benzeri tatlı sularda yaşar. Besinleri balık, kurbağa ve diğer sucul hayvanlar teşkil eder. Suyun kenarında veya suyun içindeki kaya, ağaç parçası ve benzeri cisimler üzerinde güneşlenmeyi sever. Suyun dibinde kış uykusuna yatar. Bir dişi 9-20 yumurtayı suyun kenarındaki kumluk veya uygun kısma bırakır. Türkiye'de Trakya, Batı, Güney ve Güneydoğu Anadolu'da yayılmıştır.
 


Arkadaşlar yorumarınızı bekliyorum.

Bayağı Bukalemun (Chamaeleo chamaeleon)

Kaynak:Wikipedia

Vücut boyu 31 cm kadar olan değişik görünüşlü bir kertenkele türüdür. Başın üst tarafından mığfer şeklinde bir çıkıntı vardır ve vücut yanlardan basıktır. Sırt ortasında büyük pullardan meydan gelen boyuna bir sırt çıkıntısı mevcutur. parmakların ikisi bir, üçü bir arada birleşmiştir. Bu nedenle ayaklar yürümeden çok, yakalamaya yönelik bir şekil almıştır.Gözleri teleskop şeklinde, ortası delik tek göz kapağı vardır. Her göz aynı anda değişik yerlere bakabilir. Kuyrukları sarılıcı tiptedir. Renklerini değiştirebilirler.Hızlı renk değiştirebilen bu kertenkeleler olarak bilinirler. Bundan dolayı belirgin bir renkleri yok. Renklerini bulundukları ortama göre, ışık ve sıcaklığın durumuna göre ya da çiftleşme zamanlarında kur yapmak için değiştirebilirler. Hızlı renk değiştirme özelliği, derilerinde bulunan melanin denilen boya maddesi sayesinde. Bu boya maddesi melanafor denilen hücrelerden yukarda belirttiğimiz nedenlerden dolayı hücre içinde bir araya toplanırsa renk açılır, dağılırsa renk koyulaşır. Sırt zemini üzerinde daha koyu tonlarda leke yahut şeritler bulunur. Karın altında anüse kadar uzanan sarımsı çizgi renk değişimine uğramaz. Kış uykusuna yatmazlar ama hareketleri çok yavaşlar.Kaynak: Wikipedia



 Ve bu gece'nin son türü:
 
Kör Yılan (Typhlops vermicularis)Kaynak: Araştıralım.com  

Bir uçtan bir uca aynı kalınlıkta (silindir şeklinde) olan vücudun hem üst hem de alt kısmı pullarla örtülüdür. Renk ve görünüş, solucanı andırır. Toprak içinde veya taşların altında yaşarlar. Hemen hepsi kazıcıdır. Oldukça küçük olan gözler, baş plaklarının altında konumlanmıştır. Ağız at nalı biçiminde olup, alt konumludur. Kuyruğun uç kısmında küçük bir diken bulunur. Açık arazilerde taş altı ya da nemli tpraklarda yaşarlar.Genellikle karınca termit ve küçük böceklerle beslenir. Türkiye’de uygun biotoplarda yaşar. 1600 m üzeri bulunur ayrıca metangazı yaymazlar.

                                                                                                                                                                 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

SEZERÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 14/03/2008
İl: Ankara
Mesaj: 1122
SEZERÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 03 Şubat 2012 21:01
Güzel çalışma,ilgiyle takip edeceğim bir konu...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

izzettanjuÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 04/01/2009
İl: Mugla
Mesaj: 1486
izzettanjuÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 03 Şubat 2012 21:11
    Konuyla ilgilenenlere linkteki siteye de bir göz atmalarını tavsiye ederim.
  

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ZiyaretçiÇevrim Dışı

Ziyaretçi
Kayıt: 01/01/2003
Mesaj: 0
ZiyaretçiÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 03 Şubat 2012 21:15
[QUOTE=SEZER]Güzel çalışma,ilgiyle takip edeceğim bir konu...[/QUOTE]
Teşekkürler tanju bey.

[QUOTE=izzettanju]     Konuyla ilgilenenlere linkteki siteye de bir göz atmalarını tavsiye ederim.
  
[/QUOTE]
Çok teşekkür ediyorum İzzet bey resim bulmakta zorlanıyordum. Artık öyle bir problem yok sayenizde.

Herkeze günaydın,
Bu gün'e şaşırtıcı ve Türkiye'de şimdiyedek bir defa görüntülenmiş bir hayvan'ı sizlere taktim ediyorum:
Dev Varan Kertenkelesi (Varanus griseus)
 
Vücut boyu 1m. veya daha fazla olabilen Türkiye'deki en büyük kertenkele türüdür. Boyunları bariz şekilde uzundur.Çöl veya çölümsükurak yerlerde yaşar. Ağaçlara tırmanabilir. Kalker kayalarının yarık, oyuk ve çatlaklarında gizlenirler. Besinleri yılan, kertenkele, kemirgenler ve kuşlar teşkil eder. Bazen yamyamlıkta yapmaktan çekinmezler. Karasal yaşamakla birlikte suya da girebilir. Kemdisi de çukur kazabilir. İri olması ve hızlı hareket etmesi nedeniyle yöre halkı bu hayvandan çok korkar. Ama ne yazıkki bu türe sadece köylüler sahip çıkmaktadırlar. Bir dişi 10-12 yumurta bırakır. Türkiye'de Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Şanlıurfa ilinin Suriye sınır bölgesinde yayılış gösterir. Dar bir yaşam alanı ve Habitatının yok olması nedeniyle nesili tehlikededir.
Kaynak: Türkiye Amfibi ve Sürüngenleri - İbrahim Baran (Düzenlenmiştir)


Arkadaşlar, bir tür daha. Yalnız bu tür pek çoğumuzun akvaryumlarda baktığı yalnız doğadan toplandığı için hemen ölen bir tür:
Şeritli Semender (Triturus vittatus)

Vücut boyu 13 cm kadardır ve kuyruk yanlardan basıktır. Baharda üreme zamanında erkekte meydana gelen sırt yüzgeci çok derin tırtıklı, kuyruk yüzgecinin üst serbest kenarı daha az tırtıklı veya dalgalıdır. Üreme zamanı sırt tarafı grimsi, yeşilimsi kahverengi olup küçük sık daha koyu lekelidir. Dişilerde lekeler daha azdır. Sırt yüzgecinde dikey siyah şeritler mevcuttur. Vücut yanlarında boyuna birer gümüşi şerit uzanır. Bu şerit kuyruğun ilk yarısında da az veya çok belirgindir. Gümüşi şerit, üst ve altında az veya çok devamlı olan koyu bantlar arasında yer alır. Bazen bu şeritler kesikli olabilir. Karın tarafı sarımsı, pembesi veya turuncu, sırttakilerden daha seyrek ve küçük lekelidir.Besinlerini sucul böceklerle yumuşak vücutlu omurgasız hayvanlar ve bunların larvaları teşkil eder.Bir dişi 100-300 kadar yumurta suya bırakır.Türün Türkiye'deki yayılış alanı birbirinden kopuk iki bölge halindedir. Bunlardan biri Anadolu'nun kuzey kısımları batıda Bursa civarına kadar, diğeri de güneyde Gaziantep, Adana, Mersin ve Hatay civarıdır. Türkiye'de üç ayrı alt türünün bulunduğu kabul edilmektedir.Kaynak: Wikipedia


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

pelerinlikediÇevrim Dışı

Özel Üye
[B]6658,2[/B] [B]8038,3[/B]
Kayıt: 02/07/2011
İl: Istanbul
Mesaj: 1165
pelerinlikediÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 04 Şubat 2012 12:45
Harika güzellikler. Yukarıdaki semenderler akvaryumcularda satlıyor. Aman almayalım ki türlerinin yokolmasına neden olmayalım. RES kaplumbağaların büyüyünce sulak yerlere bırakanlar yüzünden kaplumbağa popülasyonu da zarar görmekte, ölene kadar bakamayacaksak kaplumbağa da almayalaım, bakamıyorsak bakacak birisine hediye edelim.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ZiyaretçiÇevrim Dışı

Ziyaretçi
Kayıt: 01/01/2003
Mesaj: 0
ZiyaretçiÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 04 Şubat 2012 13:07

Ahmet bey size katılıyorum. Günümüzde ve tüm dünyada kaçak vahşi hayvan ve özellikle sürüngenlerin satışı yapılıyor. Benim en kızdığım nokta çoğu sürüngeni tarla ve arazi sahipleri para karşılığında yılan ve kaplumbağaları avrupa ülkelerine kaçak yolluyorlar. Umarım bunlar bir gün durur. Nedir bu doğaya çektirdiklerimiz anlamıyorum.



İşte kaçak ticarete uğrayan bir tür daha:
Trakya Tosbağası (Testudo hermanni)
Kabuk boyu 20 cm. kadar olan bu tür, tosbağaya benzer. Ancak bu türden kuyruk ucunda genellikle tırnağın bulunması, arka bacağın alt tarafında ve kuyruğa yakın kısımda sert bir çıkıntının olmayışı ve kuyruk üstü plakların ekseriyetle iki tane olmasıyla ayrılır.Kuru, taşlı ve kumlu arazilerde yaşar. Bağ, bahçe ve sebze tarlaları arasında da görülür. Ulaşabildikleri bitkilerin yapraklarıyla beslenir, bazen hayvansal besinleri de alır. Diğer özellikleritosbağaya benzer. Türkiye'nin Trakya Bölgesi'nde, bu kısmın da kuzey taraflarında yayılmıştır. Deniz seviyesinden 1500 m. yükseğe çıkabilen tür, sebze bahçelerine zarar veriyor bahanesiyle ile toplanıp yurt dışına ihraç edilmek istenmektedir. Ancak yasal kurallar nedeniyle bu tür koruma altındadır ve ayrıca kaçak ihrac edenlere büyük cezalar verilir.
Kaynak: Türkiye Amfibi ve Sürüngenleri- İbrahim Baran (düzenlenmiştir)


Başka bir tür:
Çöl Kobrası (Walterinnesia aegyptia)

Türkiye'de yaşayan tek kobra türüdür.Vücüt boyu 120cm`dir ve baş ince bir boyunla gövdeden ayrılmaz. Gözleri nispeten iri ve gözbebğı yuvarlaktır. Sırt pulları gövdenin ön yarısında ve kuyruk üstünde bariz karinalı, arka yarısında ise düzdür. Kuyruk altı pullarından bazıları tektir. Vücüt tek renkli parlak siyah veya siyahımsı kahaverengidir. Genç fertlerde sırtta eyer şeklinde açık renkli lekeler bulunabilir. Karin tarafı biraz daha açık tondadır. Ürktüğünde gövdesini yere yapıştırır ve başını gövde halkalarının altına sokmaya çalışır. Rahatsız edildiğinde kuvvetli tıslama sesi çıkarır ve ısırma gösterisi ile tehlikeyi uzaklaştırmaya çalişir.Seyrek bitkili çöl veya çölümsü, taşlık ve kumluk steplerde yaşar. Kalker taşli yamaçlarda da sık görülür. Ayrıca vadilerde, vaha ve terk edilmiş bahçelerde de rastlanır. Buralarda kaya yarikları ile bunlarin altlarinda ve küçük kemirici yuvalarında barınır.Besinlerini küçük kemiriciler, kuşlar, kertenkele ve kurbağa türleri teşkil eder. Zehirli olan bu tür, avlarını zehirleyerek öldürür veya canlı iken yutar. Zehiri sinir sistemini tahrip ederek büyük acı ile ölüm neden olur. Zehirinin etkisi Hindistan'daki Gözlüklü Kobra türüne yakındır. Gizli yaşadığından insanları zehirleme olasılığı çok düşüktür.Son yillarda Şanlıurfa il merkezinin batısındaki dağlık kısımda, kayalık yamaçlarda saptanmıştır. Ayni türün Şanlıurfa il merkezinin yaklaşık 50 km doğusundaki Tek Tek Dağları´nda bulunmakda dır.           Kaynak: Wikipedia



Türkiye'de çok iyi tanınan bir tür:
Yarı Sucul Yılan (Natrix natrix)

Vücüt boyu 150 cm kadar olabilen bu türün boynu bariz şekilde incedir. Gözbebeğı yuvarlak sırt pulları karinalıdır. Sırt tarafı gri veya esmer kahverengi, nadiren tamamen siyah, ender olarak renkzisz (albino) fertlere de rastlanır. Sırtta iki açık renkli boyuna çizgilerin arasında ve yanlrada siyah lekeler bulunur. Başın arka yanlarında sarı ay şeklindeki lekeler genellikle barizdir. Gövde yanlarında da bir sıra siyah leke bulunur. Alt tarafı sarımsı beyaz sık veya seyrek siyah lekelidir.Yakalandıkılarında ısırmayan bu zehirsiz yılan türü, çok kötü kokan gazla karışık bir sıvı salgılar. bazen sırt üstü yatıp, ağzını açarak ölü taklidi yapar.Daha çok suya yakın çayırlık ve taşlık kısımlarda yaşar. Durgun ve akarsularda, tarla ve bahçe araları ile evlerde bulunur. Deniz seviyesinden 2400 m yüksekliğe çıkabilir. Kış uykusuna birçoğu bir nehir kenarlarında araya gelerek yatar.Besinlerini kurbağa türleri, küçük balık ve kemiriciler teşkil eder.Türkiye`nin her tarafına yayılmıştır.



Daha önce hiç kurbağa paylaşmadım:
Siğilli Kurbağa (Bufo bufo)
 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

turkiyeyeMerkeziÇevrim Dışı

Kurumsal Üye
Kayıt: 08/04/2011
İl: Bursa
Mesaj: 232
turkiyeyeMerkeziÇevrim Dışı
Kurumsal Üye
Gönderim Zamanı: 06 Şubat 2012 00:50
Çok guzel bır konu olmus eksık bılgılerımı tamamlamıs oldum. Bu arada albino piton besliyorum cok keyıfli

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Canberk SeçalÇevrim Dışı

Kayıt: 20/01/2011
İl: Izmir
Mesaj: 262
Canberk SeçalÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 03 Mart 2012 21:28
İbrahim Baran ın çok güzel bir kitabı .1 hafta önce bende aldım gayet güzel ve net tanıtmış. Taktir etmek lazım...   Canberk Seçal2012-03-03 22:54:39

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir