... Türkiye Amfibi ve Sürüngenleri ...
Sürüngenler (Reptilia), omurgalı hayvanlar aleminin yumurtlayarak çoğalan büyük bir sınıfı. Yılanlar, kertenkeleler, kaplumbağalar, timsahlar ve tuatara takımlarından meydana gelir.
Değişkensıcaklı (heterotermi) omurgalılardan olan sürüngenler, evrimsel olarak Amfibyumlarla sabit vücut ısılı (homeotermi) hayvanlar arasındaki geçiş sürecini, denizden karaya, kalıcı geçişi temsil ederler. Vücutlarının pul ya da benzer levhalarla kaplı olması nem kaybını en az düzeyde tutmalarını sağlar, bu sayede kurak ortamlara oldukça iyi uyum sağlarlar.
Vücut ısılarını sabit tutacak metabolizmik mekanizmalara sahip olmadıkları için, vücut ısıları dış ortamın ısısına bağlı olarak değişkendir. Bu yüzden sürüngen türlerinin çok büyük bir kısmı dünyanın ılıman iklim kuşaklarında yaşamlarını sürdürür. Ancak bu sayede kasları inanılmaz enerji tasarrufu yapar. Kaslarının güç potansiyeli memelilere oranla 4, kuşlara oranla 2 kat daha fazladır.
Tümü akciğerleriyle solunum yapan sürüngenlerin tümü yumurtlayarak ürerler. Bazı türlerde yavruların yumurtadan çıkması, dişinin içinde gerçekleşir.
En eski sürüngen fosillerine Karbonifer döneme tarihlenen kayaçlarda rastlanır. Karbonifer Dönemi izleyen Permiyen Dönem ve tüm Mezozoik Zaman boyunca, tür çeşitliliği yaygınlık yönünden hızlı bir evrimleşme göstermişler, Mezozoik Zaman'da karalardaki hakim türleri oluşturmuşlardır. Kretase Döneminin sonunda gerçekleşen (65 milyon yıl önce) K/T Olayı sonunda sürüngen türlerinin büyük bir bölümü yok olmuşsa da bugün gezegenimizde 6.000 kadar alt türü yaşamaktadır.Sürüngen ve kaplumbağaları insanlar daha çok yazın görürler.
İri başlı deniz kaplumbağası (Caretta caretta), denizlerde yaşar. Yumurtlamak haricinde karaya hiç çıkmaz. Sırt tarafı kırmızımsı kahverengi alt tarafı ise beyazımsı açık sarı renklidir. Bacakları yüzmeye yarayacak biçimde kürek biçimi almıştır ve dış kenarlarında en fazla 2 tırnak bulunur. Oksijeni havadan almasına rağmen uzun süre su altında kalabilir. Yumurtalarını gece kumsallarda açtıkları çukurlara gömerler. Bir defasında 100 yumurta bırakabilir (162'ye kadar tespit edilmiştir). Yavrular 2 aylık kuluçka döneminden sonra gece vakti yumurtadan çıkarak denize giderler.
Akdeniz sahillerine yayılmıştır. En önemli yumurtlama bölgesi Adananın Yumurtalık ilçesi ve Belek, Anamur, Köyceğiz, Dalyan sahilleridir. Belek kıyıları, Caretta caretta'ların Akdeniz'deki ikinci (Yunanistan'ın Zakintos adasının ardından) ve Türkiye'nin en büyük yumurtlama alanıdır. 2006 yılı içinde Belek'te ise 1000 civarında, Anamur'da 2007 yılında 1040 adet yuva tespit edilmiş ve koruma altına alınmıştır. Kabuk boyları 1 metre kadar büyüyebilir. Balıklar, kabuklular ve su canlıları (özellikle deniz anaları) ile beslenir.
Yaklaşık 106 milyon yıldır yeryüzünde olduklarını düşünülmektedir. İnsanoğlunun yerleşme ve çoğalma kapasitesi yüzünden bugün sayıları giderek azalmaktadır. Nesli tükenme tehlikesi altında olduğu için koruma altındadır.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Pürtüklü Semender (Triturus karelinii)
Yeni tür: Çizgili Kaplumbağa (Mauremys caspica)
Arkadaşlar yorumarınızı bekliyorum.
Bayağı Bukalemun (Chamaeleo chamaeleon)
Vücut boyu 31 cm kadar olan değişik görünüşlü bir kertenkele türüdür. Başın üst tarafından mığfer şeklinde bir çıkıntı vardır ve vücut yanlardan basıktır. Sırt ortasında büyük pullardan meydan gelen boyuna bir sırt çıkıntısı mevcutur. parmakların ikisi bir, üçü bir arada birleşmiştir. Bu nedenle ayaklar yürümeden çok, yakalamaya yönelik bir şekil almıştır.Gözleri teleskop şeklinde, ortası delik tek göz kapağı vardır. Her göz aynı anda değişik yerlere bakabilir. Kuyrukları sarılıcı tiptedir. Renklerini değiştirebilirler.Hızlı renk değiştirebilen bu kertenkeleler olarak bilinirler. Bundan dolayı belirgin bir renkleri yok. Renklerini bulundukları ortama göre, ışık ve sıcaklığın durumuna göre ya da çiftleşme zamanlarında kur yapmak için değiştirebilirler. Hızlı renk değiştirme özelliği, derilerinde bulunan melanin denilen boya maddesi sayesinde. Bu boya maddesi melanafor denilen hücrelerden yukarda belirttiğimiz nedenlerden dolayı hücre içinde bir araya toplanırsa renk açılır, dağılırsa renk koyulaşır. Sırt zemini üzerinde daha koyu tonlarda leke yahut şeritler bulunur. Karın altında anüse kadar uzanan sarımsı çizgi renk değişimine uğramaz. Kış uykusuna yatmazlar ama hareketleri çok yavaşlar.Kaynak: Wikipedia
Ve bu gece'nin son türü:
Bir uçtan bir uca aynı kalınlıkta (silindir şeklinde) olan vücudun hem üst hem de alt kısmı pullarla örtülüdür. Renk ve görünüş, solucanı andırır. Toprak içinde veya taşların altında yaşarlar. Hemen hepsi kazıcıdır. Oldukça küçük olan gözler, baş plaklarının altında konumlanmıştır. Ağız at nalı biçiminde olup, alt konumludur. Kuyruğun uç kısmında küçük bir diken bulunur. Açık arazilerde taş altı ya da nemli tpraklarda yaşarlar.Genellikle karınca termit ve küçük böceklerle beslenir. Türkiye’de uygun biotoplarda yaşar. 1600 m üzeri bulunur ayrıca metangazı yaymazlar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
[QUOTE=izzettanju] Konuyla ilgilenenlere linkteki siteye de bir göz atmalarını tavsiye ederim.
Herkeze günaydın,
Arkadaşlar, bir tür daha. Yalnız bu tür pek çoğumuzun akvaryumlarda baktığı yalnız doğadan toplandığı için hemen ölen bir tür:
Vücut boyu 13 cm kadardır ve kuyruk yanlardan basıktır. Baharda üreme zamanında erkekte meydana gelen sırt yüzgeci çok derin tırtıklı, kuyruk yüzgecinin üst serbest kenarı daha az tırtıklı veya dalgalıdır. Üreme zamanı sırt tarafı grimsi, yeşilimsi kahverengi olup küçük sık daha koyu lekelidir. Dişilerde lekeler daha azdır. Sırt yüzgecinde dikey siyah şeritler mevcuttur. Vücut yanlarında boyuna birer gümüşi şerit uzanır. Bu şerit kuyruğun ilk yarısında da az veya çok belirgindir. Gümüşi şerit, üst ve altında az veya çok devamlı olan koyu bantlar arasında yer alır. Bazen bu şeritler kesikli olabilir. Karın tarafı sarımsı, pembesi veya turuncu, sırttakilerden daha seyrek ve küçük lekelidir.Besinlerini sucul böceklerle yumuşak vücutlu omurgasız hayvanlar ve bunların larvaları teşkil eder.Bir dişi 100-300 kadar yumurta suya bırakır.Türün Türkiye'deki yayılış alanı birbirinden kopuk iki bölge halindedir. Bunlardan biri Anadolu'nun kuzey kısımları batıda Bursa civarına kadar, diğeri de güneyde Gaziantep, Adana, Mersin ve Hatay civarıdır. Türkiye'de üç ayrı alt türünün bulunduğu kabul edilmektedir.Kaynak: Wikipedia
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Ahmet bey size katılıyorum. Günümüzde ve tüm dünyada kaçak vahşi hayvan ve özellikle sürüngenlerin satışı yapılıyor. Benim en kızdığım nokta çoğu sürüngeni tarla ve arazi sahipleri para karşılığında yılan ve kaplumbağaları avrupa ülkelerine kaçak yolluyorlar. Umarım bunlar bir gün durur. Nedir bu doğaya çektirdiklerimiz anlamıyorum.
İşte kaçak ticarete uğrayan bir tür daha:
Başka bir tür:
Türkiye'de yaşayan tek kobra türüdür.Vücüt boyu 120cm`dir ve baş ince bir boyunla gövdeden ayrılmaz. Gözleri nispeten iri ve gözbebğı yuvarlaktır. Sırt pulları gövdenin ön yarısında ve kuyruk üstünde bariz karinalı, arka yarısında ise düzdür. Kuyruk altı pullarından bazıları tektir. Vücüt tek renkli parlak siyah veya siyahımsı kahaverengidir. Genç fertlerde sırtta eyer şeklinde açık renkli lekeler bulunabilir. Karin tarafı biraz daha açık tondadır. Ürktüğünde gövdesini yere yapıştırır ve başını gövde halkalarının altına sokmaya çalışır. Rahatsız edildiğinde kuvvetli tıslama sesi çıkarır ve ısırma gösterisi ile tehlikeyi uzaklaştırmaya çalişir.Seyrek bitkili çöl veya çölümsü, taşlık ve kumluk steplerde yaşar. Kalker taşli yamaçlarda da sık görülür. Ayrıca vadilerde, vaha ve terk edilmiş bahçelerde de rastlanır. Buralarda kaya yarikları ile bunlarin altlarinda ve küçük kemirici yuvalarında barınır.Besinlerini küçük kemiriciler, kuşlar, kertenkele ve kurbağa türleri teşkil eder. Zehirli olan bu tür, avlarını zehirleyerek öldürür veya canlı iken yutar. Zehiri sinir sistemini tahrip ederek büyük acı ile ölüm neden olur. Zehirinin etkisi Hindistan'daki Gözlüklü Kobra türüne yakındır. Gizli yaşadığından insanları zehirleme olasılığı çok düşüktür.Son yillarda Şanlıurfa il merkezinin batısındaki dağlık kısımda, kayalık yamaçlarda saptanmıştır. Ayni türün Şanlıurfa il merkezinin yaklaşık 50 km doğusundaki Tek Tek Dağları´nda bulunmakda dır. Kaynak: Wikipedia
Türkiye'de çok iyi tanınan bir tür:
Vücüt boyu 150 cm kadar olabilen bu türün boynu bariz şekilde incedir. Gözbebeğı yuvarlak sırt pulları karinalıdır. Sırt tarafı gri veya esmer kahverengi, nadiren tamamen siyah, ender olarak renkzisz (albino) fertlere de rastlanır. Sırtta iki açık renkli boyuna çizgilerin arasında ve yanlrada siyah lekeler bulunur. Başın arka yanlarında sarı ay şeklindeki lekeler genellikle barizdir. Gövde yanlarında da bir sıra siyah leke bulunur. Alt tarafı sarımsı beyaz sık veya seyrek siyah lekelidir.Yakalandıkılarında ısırmayan bu zehirsiz yılan türü, çok kötü kokan gazla karışık bir sıvı salgılar. bazen sırt üstü yatıp, ağzını açarak ölü taklidi yapar.Daha çok suya yakın çayırlık ve taşlık kısımlarda yaşar. Durgun ve akarsularda, tarla ve bahçe araları ile evlerde bulunur. Deniz seviyesinden 2400 m yüksekliğe çıkabilir. Kış uykusuna birçoğu bir nehir kenarlarında araya gelerek yatar.Besinlerini kurbağa türleri, küçük balık ve kemiriciler teşkil eder.Türkiye`nin her tarafına yayılmıştır.
Daha önce hiç kurbağa paylaşmadım:
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir