277Lt bitkili tank ile hobiye dönüş.

Fotoğraf: 

Kapasite (litre): Yaklaşık 277 litre

Canlılar: 12 adet kırmızı burun tetra, 7 adet otocinclus, kırmızı sakura karides

Malzemeler: JBL Cristal profi e1501 filtre, Hydor 300W hortum arası ısıtıcı, 10 metre (100w) hydor taban ısıtma kablosu, 3Lt Alüminyum alaşım co2 tüp, Aqua macro selenoidli co2 regülatör, Ista 3in1 co2 difüzör. 

Aydınlatma: 3x Osram T5 2x54w 1-10v DIM balast, 3x sylvania T5 54w grolüx, 3x Sylvania T5 54w aquastar.

Taban: 5 paket Caribsea Eco Complete (45Kg) + 25Kg hagen siyah 

Akvaryum Bakımı: 

Haftalık %40 su değişimi ve 2 günde bir ölçüm sonuçlarına göre gübreleme.

Kullanılan İlaçlar ve/veya Katkılar: 

10 yıl kadar önce bırakmak zorunda kaldığım ve tekrar başlamamak için o gün bu gündür konuyu hiç araştırmadığım hobime geri dönüyorum. O zamanlar internet yeni yeni yaygınlaşmaya başlamıştı. O zamana kadar akvaryum biyolojisi, kimyası, azot döngüsü vs. bilinmediğinden çocukluğumdan itibaren bir çok ufak çaplı başarısız akvaryum deneyimim olmuştu. İşin ticaretini yapanlar sağolsun en basit şeyleri bile (mesela haftalık düzenli su değişimleri) sır gibi saklıyorlarmış meğer. İnternet yaygınlaşıp bilgi denizine açılınca başarısızlığın sebeplerini anlamış, o zaman için başarılı sayılabilecek 80x25x30 (aklımda kalan ölçü) bitkili bir tank kurabilmiştim. Malzeme bulmak zordu. Midye kırığı ve renkli kumlar dışında bir malzeme yoktu. Akvaryumcular laterit deyince bakakalıyorlardı. İnşaat kumları elenip taban olarak kullanılırdı. 

Bir ay kadar önce ne gibi gelişmeler var diye forumları karıştırmaya başlayıp inanılmaz güzellikte tankları görünce kendimi tutamadım. Ufak bir şeyler düşünürken kendimi bütçeme oranla ciddi masraf etmiş olarak buldum, kredi kartına taksit sağolsun. İnşallah bir ekonomik kriz falan patlamaz. :)

Kuruluma başlamak için önce eksikleri tamamlamam gerekiyor.

Geçenlerde bir tanıdığın akvaryumunda gördüğüm kayalar çok hoşuma gitmişti. Biraz araştırınca "gnays" adı verilen bir tür oluşum olduğunu öğrendim. Hafta sonu karşıyaka mezarlığı civarındaki seraları dolaşacağım, inşallah bulurum.

Isıtıcı alma girişimim başarısız oldu. Hydor 300W hortum arası ısıtıcı aldım fakat stok olmadığı için gönderilemedi. Sanırım ithalatçısı getirmeyecekmiş. Akvaryum içinde görüntü kirliliği olmasın istemiştim ama mecburen 300W dahili bir ısıtıcı alacağım.

Filtre borularını uygun çap ve maliyette akrilik boru bulabilirsem ileride kendi yapacağım lily pipe tarzı borular ile değiştireceğim.

Ph kontrol cihazı almadım, Kendim daha iyisini yapabilecekken bu kadar basit bir alete o parayı vermek istemedim. İleride kendi yapacağım dijital kontrolcüyü kullanacağım. Bu cihaz sadece Ph değil tüm sistemi yönetecek. Kaliteli bir Ph probuna ihtiyacım olacak. Ph ölçüm ve kontrolü için gerisi kolay. Ayrıntılı bir şekilde düşünülürse pek çok şeyin kontrolü kombine bir cihaz ile mümkün. Mesela ısıtıcı termostatlarına güvenmiyorum. Ortam ısısında ciddi iniş çıkışlar olursa zaten su ısısını sabit tutamıyorlar. Ayrıca takılı kalıp her şeyi mahfetme ihtimalleride var. Cihaza bir ısı sensörü ekleyip sıradan bir ısıtıcıyı çok hassas bir şekilde kontrol edebilirim. Balastlarım 1-10V dim kontrollü. Bu sayede belli saatler arası ışığı açıp kapamak bir yana, gün doğumu ve batımı gibi doğala yakın bir aydınlatma yönetimi mümkün. Akla gelebilecek daha bir çok ayrıntı eklenebilir cihaza. İşin donanım kısmı kolay, yazılım kısmıda kolay fakat daha uğraştırıcı olacak. Elektronik hem mesleğim, hem de zamanında çok araştırıp, çok şey öğrendiğim, çok masraf ettiğim hobim.

Aquascape konusunda kelimenin tam anlamıyla beceriksiz biri olarak başarılı tankları inceleyip taklit etmeye çalışacağım sanırım.

Parvula ve cuba gibi ön plan bitkileri kesinlikle tankta yerini alacak. Her iki türüde deneyip gelişimlerini gözlemleyip, birini tercih edip diğerini çıkarabilirim.

Şu an akvaryumun kapağı tam karşımda duruyor ve fena halde canımı sıkıyor. Siparişi verirken büyük bir hata yapıp atladığım bir konu oldu bu. Siparişi verirken bitkili olacak dedik ama kapak tasarımının özellikle bitkili tank için bu kadar uygunsuz olacağını düşünemedim. Kapak afedersiniz eşşek ölsü gibi ağır, kısmen açılabilir yapıda ve açılan kısım derinlemesine kapak ölçüsünün yarısını işgal ediyor. Floresanların arka tarafa yığılıp kaldığı, akvayuma müdahaleyi işkence haline getiren saçma sapan bir yapı. Yeni bir kapak zaman ve masraf demek. Floresanları istediğim gibi dizip kapağı tavandan sarkıtıp tank ile arasında boşluk bırakayım diyorum ama bu da pek içime sinen bir çözüm olmayacak gibi.

Ucube kapağımız.

Fotoğraf hobisi ile de uğraşan biri olarak bu berbat fotolar için kusura bakmayın. Kurulumdan sonra geniş açı bir lens alabilirsem elimden geleni yapacağım.

Şimdilik bu kadar, umarım işi yüzüme gözüme bulaştırmam. :)

Fikir verdiğiniz için teşekkürler. Kompozit panel oldukça mantıklı bir çözüm olur. Biraz araştırdım. Cephe kaplaması için kullanılan ve büyük tabakalar halinde satılan bir malzemeymiş. İstediğimiz boyutlarda parça olarak alabilmek için bu malzemeyi kullanarak bir şeyler imal eden birilerini bulmak lazım. Ayrıca istenilen ölçüde kesip biçip birleştirilebilir hale getirmeye ikna etmek lazım. Bir de parçaları birleştirmek için bu işlerde kullanılan aparatlar lazım olacaktır. Böyle şeylerin peşine düşünce kazık yeme olasılığı çok yüksek. Daha önce iki parça alüminyumu birbirine kaynaklatmak için iyi para ödemişliğim var. Nedense normalde yapmadıkları bir şey rica edip, sıradışı bir amaçla kullanacağınızı söylerseniz iştahları kabarıveriyor. Böyle fırsatçı birilerine denk gelme ihtimali çok yüksek. :)

Ankara'da bu malzemeyi istediğimiz gibi kesip verecek yer nerede bulunur bir araştırmak lazım ama pek umut yok gibi. Google dan aratınca cephe kaplaması yapan şirketler çıkıyor. Bir hobicinin yüzüne bakmazlar herhade. :)

Bahsedilen kompozit kApak armatürleri Tuna akvaryum Deniz kardeşimide yapıyor istanbulda..80*50*50 tankım için yaptırmıştım kendisine ..gerçekten çok kullanışlı bir olay,ticari ilanlardaki başlığında armatürlerin resmi var,belki szie fikir verebilir..tankınız hayırlı olsun

İyi dilekleriniz için teşekkürler...

Alüminyum kompozit levha konusunu biraz daha araştırdım. Gerçekten harika bir malzeme. İstediğim ölçüde tek parça temin edebilirsem bir tarafına kanallar açıp bükerek kendim kapak haline getirebilirim. Tek sorun istediğim ölçüde temin etmek. Reklam malzemeleri satanlarda da bulunuyormuş ama tabaka olarak satıyorlar. Tabela vs. gibi imalat yapan firmaları dolaşırsam birinden illaki temin edebilirim diye düşünüyorum.

Alüminyum kompozit panelden armatür işini çözdüm gibi. Bir arkadaşım özel bir firmada inşaat mühendisi olarak çalışan bir yakınına bahsetti. Ölçü verirsem yaptırabileceğini söyledi. İnsanları işinin gücünün arasında böyle şeylerle uğraştırmak istemiyorum ama bakalım ne olacak. :)

Bu gün karşıyaka mezarlığının karşısındaki sera ve peyzajcıları dolaştım. Ufak çapta taş market denilebilecek üç yer buldum.

İlkinde pek çeşit yoktu, iki hafta içinde epey çeşit getireceklerini söyledi.

Bir diğerinde yine az çeşit vardı. "Gnays" denilen kayalardan az miktarda kalmıştı, çoğunu akvaryum hobisi ile uğraşanların seçip götürdüğünü söyledi.

Sonuncusunda ise epey çeşit vardı ama çoğu işime yaramayacak şeylerdi. Gnays ler akvaryum için biraz fazla iri idi.

Dolaşırken çektiğim bir kaç fotoğrafı paylaşayım:

Bulabildiğim uygun büyüklükteki gnays lerin şekillerini pek beğenmedim. Bu kaya yapısı gereği enlemesine kırılamıyor, kesilebiliyor sanırım. Kırılmaya çalışılırsa diklemesine parçalara ayrılır diye düşünüyorum. Zaten parçalar enlemesine kesilmiş, diklemesine parçalanmış gibi duruyorlar.

Bir miktar gnays i taksiye atıp eve getirmeyi düşündüm ama içime sinmeyecek gibi geldi bana, vazgeçtim.

Akvaryuma koyacağım irili ufaklı uygun boyutta parçalar halinde, üst kısımları küt kesilmiş değilde doğal süreçlerle şekillenmiş sarp kayalıkların minyatür halini andıran bir şeyler bulmam lazım.

Tropikanın şu videosundaki kayalar çok hoş: http://www.youtube.com/watch?v=5KL8PZeX9os

Aslında en güzeli arabaya atlayıp şehir dışına çıkıp biraz dere tepe dolaşmak ama öyle bir imkan yok maalesef.

Bir an önce kurulumu yapmak istiyorum ama bu kaya işini nasıl halledeceğiz bakalım...

Hakikaten nasıl düşünemedim ben bunu. :) Neyse artık. Diğer arkadaş halledemezse kapak işini garantilemiş olduk.

Akvaryum küçük olmuş derken ciddi değilsindir umarım. Çünkü içten içe biraz daha büyük olsa mıydı diye düşünüyorum, ağlarım valla. :) Cuba larıma iyi bak, ışığını gübresini eksik etme. :)

Armatür sorunumuz aynen devam ediyor. Bilemiyorum nasıl çözülecek. En sonunda ışıkları en az 15 kiloluk mdf kapağa monte edip tavandan sallandırmak zorunda kalacağım gibi görünüyor.

Bu gün yine kaya bulmak için mezarlık civarındaki seralara gittim, belki yeni bir şeyler gelmiştir diye ama olanlarda azalmış. 

Yakında oturduğumdan yürüyerek gideyim dedim. Fotoğraf makinemi çantama koyup yola çıktım. Nereden bileyim bu çevrenin bu kadar pislik bir hale geldiğini. 12. cadde hastane metrosunun oradan yukarı çıkıp Onkoloji hastanesinin olduğu kavşaktan sağa döndüm. 50-100 metre ileride yol kenarındaki bazı kaya parçaları dikkatimi çekti. Ben kayaları incelerken arkamdaki toprak tepeciğin üzerinden birinin yola doğru anırdığını farkettim. Dönüp baktım çakalın biri artık ne halt içtiyse kafayı bulmuş herhalde saçmalıyor. Derken beni farketti ve yine anırmaya başladı "gel lan buraya" gibi bir şey dedi sanırım. Önce takmadım ama hayvan ısrarcı, garip el hareketleri yapıp anırmaya devam ediyor tepenin üzerinden. Ben ufak ufak uzaklaşayım diye düşünürken arkasından iki hayvan daha belirdi. Anladımki ip kopacak, niyetleri bozuk. O an aklımdan geçenler şöyle; "Sigara içmek gibi berbat bir alışkanlığı olan 34 yaşında adamım. Kondisyon berbat durumda. Dursam en fazla birini indirebilirim ki o bile şüpheli. Bu hayvanların neresinden ne çıkar o da belli değil." Neyse başladım koşmaya, düştüler peşime. Arada dönüp bakıyorum ısrarcılar. İki kat merdiven çıksa nefesi kesilen ben, o kadar mesafeyi o hızla nasıl koştum kendime inanamıyorum. :) Baktım olacak gibi değil atladım yolun ortasına trafiğe ters yönde arabaların üzerine koşmaya başladım, trafiği durdurdum. Hayvanlar anında oldukları yerde kaldılar. Duran araçlardan birinin şöförü ne oluyor diye sorunca nefes nefese durumu açıklamaya çalıştım ama başımı derde sokma gibilerinden bakınca kavşaktan aşağı dönüp arkamı kollayarak hızlıca uzaklaştım ve kurtuldum.

Bir sonuç çıkmayacağını bildiğim için polise gitmedim. Malum hak hukuk artık en çok hırsızların, dolandırıcıların, gaspçıların... işine yarıyor.

Bunu atlattıktan sonra bir şey olmamış gibi kaya aramaya devam ettim. :) Yol kenarında aşağıdaki kayalardan buldum, bir taksiye atıp eve getirdim. İnternette biraz araştırdıktan sonra yüksek ihtimalle "horfels" diye tanımlanan tür olabileceğini öğrendim. Bu tür için akvaryumda kullanılabilir denilmiş ama bulduğum kayalar bu türe benzeyen başka bir şey olabilir, olsa bile zararlı başka maddeler içeriyor olabilir. Tuz ruhu testinde kayaların üzerindeki beyaz kısımlar kısmen tepkimeye girdi. 

Bu tuz ruhu testi bence pek anlam ifade etmiyor. Asit ile tepkimeye girmemesi herhangi bir kayanın zararlı madde içerip salınıp yapmayacağı anlamına gelmez bence. Asit ile tepkimeye girmeyip akvaryumdaki canlıları öldürebilecek onlarca madde var. Bence asit testi kayanın suyu serleştirmeyeceğinden başka bir anlam ifade etmiyor ama tepkime yoksa sorun yok gibi yanlış bir bilgi ortalıkta dolaşıyor galiba.

İlk iki fotoğraf bulduğum kayalara ait. Islanınca renkleri epeyce kararıyor. Açıkçası hem riskli hem de şekil olarak pek içime sinmedi. Bilmiyorum ben bu tankı ne zaman kurabileceğim. 

Yüksek çözünürlüklü hali için link:

http://img707.imageshack.us/img707/2078/img1578m.jpg

Yüksek çözünürlüklü hali için link:

http://img841.imageshack.us/img841/1607/img1580xp.jpg

Jeoloji ile ilgili bir internet sitesinden aldığım "hornfels" olrak tanımlanmış kaya fotoğrafı:

Kaya türleri ile ilgili yabancı bir kaynak: http://flexiblelearning.auckland.ac.nz/rocks_minerals/rocks/hornfels.html