17 Agustos 1999 - UNUTMADIK, UNUTMAYACAGIZ, UNUTTURMAYACAGIZ!


HititÇevrim Dışı

Kayıt: 01/06/2006
İl: Samsun
Mesaj: 747
HititÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 17 Ağustos 2011 11:04
17 Agustos 1999 - UNUTMADIK, UNUTMAYACAGIZ, UNUTTURMAYACAGIZ!

12 sene gecmis... Marmara Depremi...

Oradaydim... O sarsintiyi cok iyi htirliyorum, dun gibi hatirliyorum. Depremin yikiciligini en cok hissettirdigi illerimizden Bolu'daydim. Sehir disinda, Istanbul yolu uzerinde Aydinkent Ogretmenler Sitesi'ndeydik. Dedemleri ziyarete gitmistik. Apartmanin en ust katindaydi dedemlerin evleri.

Cok net hatirliyorum. Bir gun oncesinde Canakkale'deydik. Normalde buz gibi olan denizin suyu bir gun once sut gibi ilikti. Ve tabandaki yosunlar sanki cim bicme motoruyla bicilmis gibi yuzeye cikmisti. Anlamamistik elbette ne olacagini... Bozcaada'ya ugramistik. Baliklar kiyiya yakindi ve hareket etmeden duruyorlardi. Buyuklu kucuklu onbinlerce balik bir arada... Buna da anlam verememistik. Hatta isi oyuna vurmustuk. Kayaliklarin ustune cikip baliklarin ustune atliyorduk. Gurultumuzden dagilip kacisan baliklar birkac dakika icinde karaya neredeyse sifir mesadefe tekrar bir araya geliyorlardi. Ben bir ara iyice acildim denizde. Acikta su yuzeyinde garip seyler vardi (ne oldugunu senelerdir dusundum, halen de bulabilmis degilim). Cam kiriklari gibi bir seyler, kristali andiran renksiz ve minik tas parcalari vardi. Elmas gibi... Ve suyun yuzeyindeydi. Birkac futbol sahasini kaplayacak kadar coktu ve denizin yuzeyindelerdi. Yani yuzuyorlardi... Bir avuc aldim. Sonra zehirli atik olabilir falan diye geri attim...

Canakkale tatilimiz bitmiti ve Bolu'ya ugramistik dedemlere. 16 Agustos 1999'da saat 20:00 gibi Bolu'daydik. Hava cok sicakti. Orada arkadaslarla birlikte genelde sitenin girisindeki cardakta oturup geyik muhabbeti yapardik. Bazen de kafalari cekerdik. O gece de boyle bir sey oldu. Gece yarisini geciyordu evlere gitmek uzere dagildigimizda. Ama cok ilgincti, etrafta fareler oradan oraya kosusturuyordu. Yanimiza kadar geliyorlardi. Onlarca fare... Sitenin hemen ilerisinde bir koy vardi (Kilicarslan). Koy ile site arasindaki tarlada bir agaca baglanmis at huzursuzdu. Siteden gorebiliyorduk ve sesini duyabiliyorduk. Durmadan kisniyordu. Kopekler de surekli uluyordu. Cok ama cok net hatirliyorum.

Saat 01:00 gibi evlere dagildik.Dedemler ve amcamlar sitedeki bloklardan birinde en ust katta yanyana dairelerde yasiyorlardi. Kardesimle birlikte amcamlara gectik, orada kalacaktik. Beni uyku tutmadi. Cok gec vakitte uykum geldi.

Tam uykuya dalacakken sanki salonun ortasindan tank geciyormus gibi bir gurultu duydum. Ayni anda sallanti basladi. Bir metre otemde yatan kardesimin cigliklari tamamen uyanmama sebep oldu. Ama ayaga kalkamiyordum bir turlu. Tam ayaga kalkacakken duvara carptim (veya duvar bana carpti). Ve yere kapaklandim. Ayaga bir daha kalkmayi denedim, ama bunu dener denemez karsi duvara yapistim. Yer gok oynuyordu. Normalde en ust kata sokak lambasinin ulasmasi mumkun degildi, ama pencereden iceri oyle bir isik giriyordu ki ben daha once omrumde oyle bir aydinlik gormedim. Sozle anlatilabilecek gibi degil...

Sarsinti sona erdiginde ben yerde yatiyordum. 45 saniye surdugunu soyluyorlar. Bana 45 saat gibi geldi. Kardesimle birlikte hemen yan daireye firladik. Annem, babam, dedem, babannem, herkes panik halindeydi. Hemen apartmandan cikmaya karar verildi. Elektrikler depremle birlikte kesilmisti. O karanlikta sitenin bahcesine inebildik hizli bir sekilde.

Daha once hic gormedigim, bir daha da asla gormek istemedigim bir goruntu vardi gecenin karanliginda... Butun insanlar sokaklardaydi. Mahser gibi kalabalik... Ama cit cikmiyor. Kimseden ses yok. Bocekler bile otmuyordu, kopekler bile ulumuyordu.

Korkuyu biraz atlatinca baktik, ailecek saglamiz. Normalde babamin ve annemin yaninda sigara icmem. Ama hatirladigim kadariyla babamin yaninda bir sigara yakmisim o korku ve heyecanla. Arkadaslarimi buldum hemen. Annem oradan ayrilmamamizi soylese de kardesimle hemen arkadaslarin yanina gittik. Neler oldugunu anlamaya calismaktaydik. Deprem olmustu, bunu elbette anladik. Ama ne kadar buyuk bir depremdi, bunu bilemiyorduk.

Elektrikler gitmisti. Telefonlar calismiyordu. Otomobilin radyosunu actik, butun kanallarda bu haber vardi ve dinlemeye basladik. Cok ama cok buyuk bir deprem olmustu. Istanbul, Adapazari, Yalova, Duzce, Bolu... "Ilk belirlemelere gore" diye baslayan cumleler kuruyordu haber sunuculari ve bizler hic ses cikarmadan radyoyu dinliyorduk. "Ilk belirlemelere gore bilmem nerede 10 kisi hayatini kaybetti..." Dakikalar gectikce hayatlarini kaybedenlerin sayilari artiyordu. 10 kisi hayatini kaybetti, 20 kisi hayatini kaybetti, 50 kisi, 100 kisi, bin kisi... Kabus gibiydi. Hatta en boktan kabusa bile rahmet okutacak bir seydi bu yasadigimiz...

Sabahin ilk isiklariyla sehir aydinlanmaya basladiginda bu depremin ne kadar yikici oldugunu daha iyi gormeye basladik. Harita resmen degismisti! Insanlar kaldirimlarda, parklarda birbirlerine sarilmis halde ve korku dolu gozlerle bekliyorlardi.

Arkadaslarla sehir merkezine indigimizde depremin yikici etkisini daha iyi fark ettik. Yikilmis binalar, otomobillerin ustune dusmus balkonlar, yollerda koca koca yariklar, hiz susmayan ambulans sesleri... Savas alani gibiydi ortalik...

Babamla hastaneye gittik hemen. Benim kanim az bulunan bir gruptan (AB negatif). Belki birilerine kan gerekebilir diye gitmistik, aklimiza ilk gelen buydu. Hastanede kimin canli oldugu, kimin hayatini kaybetmis oldugu belli degildi. Aci icinde kivrananlar, bir gidip bir gelen ambulanslar, cigliklar... Bu sirada artci depremler gece gunduz devam etmekteydi.

Aradan birkac gun gectiginde daha da karamsarlasmistik (ki bu durum halen degismis degil).

Resmi rakamlara gore 20 bine yakin kisi hayatini kaybetti. Siz bunu en az besle, altiyla carpin!

Ve ben bu depremde anladim ki insanlarin hayatlarini kaybetmelerine neden olan sey doga degildi. Gozunu para kazanma hirsi burumus hayat hirsizlarinin yaptiklari binalar onbinlerce insana mezar olmustu. Bunlardan biri de en iyi arkadaslarimdan birinin annesi idi. Izmit'te 2 gun kadar annesiyle birlikte gocuk altinda kalmisti (annesi kurtarilamadi). Para kazanmak icin insan hayatini hice sayan hayat hirsizlari onbinlerce insanimizin katili oldu. Dogayi sucluyorlar... Doyai suclamayin! Doga, kendisinden calinanlari mutlaka geri alir. Denizi toprakla doldurup o dolgu topraklarin uzerine bazi serefsizler evler yapmislardi. Depremle birlikte o evler icindeki canlarla birlikte denizin derinliklerine gomulmustu. Bu sadece bir ornek... Dogayi suclamayin, siz dogaya nasil davranirsaniz o da size o sekilde davranir. Dogadan calarsaniz, o da sizin hayatlarinizi calar.

Isin bir baska boyutu da bu depremi bile somuru araci olarak kullanip devletimizin ve milletimizin temel direklerine saldiran haysiyetsizler... Neymis efendim, Turk Silahli Kuvvetleri din dusmaniymis da bu yuzden Golcuk'te deprem olmus (Golcuk'teki donanmamizi kastediyorlar). Eh, o pisliklere "Konya deprem bolgesi bile degil. Deprem bolgesi olmayan bir sehirde, hem de Kur'an kursu verilen bir binada durup dururken meydana gelen bir cokmede cocuklar hayatlarini yitirmediler mi? O cocuklar da mi din dusmaniydi?" diye soruyoruz, cevap veremiyorlar elbette... Ya Iran'da, Pakistan'da, Afganistan'da, Malezya'da meydana gelen ve binlerce insanin hayatlarini yitirmelerine neden olan depremler? Yine cevap veremiyorlar...

Bu tarihi hic kimseye unutturmayacagim. Zaten akli basinda olan hic kimsenin bu tarihi unutmasi mumkun degil.

Bu konuda insanlari bilinclendirmek benim icin bir gorev halini aldi. Bundan dolayi AKUT'u destekleyen biriyim. Siz de bulundugunuz yerde veya yakininizda AKUT ekibi varsa mutlaka destekleyiniz.

Halen arada bir uykumda sicramaktayim. Oturdugum koltugu biri salladiginda kafami kaldirip tavandaki lambaya "Acaba sallaniyor mu?" diye bakmaktan halen vazgecemiyorum.

Tanri, depremde hayatlarini kaybeden insanlarimizin yerini Ucmag etsin. Geride kalanlara da dayanma gucu, akil ve fikir dilerim.

Onur "Yalniz Kartal" Hitit

17 Agustos 2011 - Bulgaristan

Hitit2011-08-17 11:28:53

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

statistician06Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 02/08/2010
İl: Ankara
Mesaj: 4293
statistician06Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 17 Ağustos 2011 11:12
Bende çanakkale geliboludaydım - o gece de gökyünün kızıl renge bürünmesini hayatım boyunca unutamam. Gökyüzü adeta mahşer rengiydi.
 
Allah'ım hayatlarını kaybedenler en zor ölümlerden birini yaşadılar mekanları cennet olsun rahat etsinler  ,geri de kalan akrabalarına sabır versin.
 
Tekrar o günü yaşadım gibi oldum.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

wallborgÇevrim Dışı

Kayıt: 20/05/2010
İl: Ankara
Mesaj: 341
wallborgÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 17 Ağustos 2011 19:06

Bu günleri asla unutturmayalım özelliklede hala denetimsiz inşaat yaptıran belediyelere.

Bu depremi ben bizzat merkez üssü gölcükte yaşadım.Bulunduğumuz binanın iki katı toprak altına girdi ve evimiz giriş katı oldu.Yaşadığımız sarsıntıyı siz düşünün.Etraftaki onlarca insanın çığlıklarıda cabası.Ben ölümü 6 yaşında ilk orada öğrendim daha ne olsun.Allah o günleri kimseye bir daha yaşatmasın.
 
Ayrıca burada AKUT ekibinin dışında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin büyük desteğinide unutmayalım.
wallborg2011-08-17 19:09:35

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir