ÖZELLİKLER

Kullanıcı Adı:
Mustafa Kısacık
Kullanıcı Grubu:
Forum Özel Üyesi
Geri Bildirimleri:
Aldığı Beğeni:
25
Hesap Durumu:
Aktif
Durumu:
Çevrim Dışı
Üyelik Tarihi:
29 Ekim 2007 09:57
Son Ziyaret:
12 Aralık 2024 01:06
Toplam Mesaj:
274 [0.04 Gün Ortalaması]
Paylaşım Sayisı:
0 (Son 6 Ay)
İlan Sayisı:

BİLGİLER

Ad Soyad:
Mustafa Kısacık
Doğum Tarihi:
14 Nisan 1984
Yaş:
40
İl:
Malatya
Meslek:
Doktor
Özel Mesaj:
Sohbet Talebi:
Üye Favorile:
Sosyal Medya:

İMZA

Dip çekimine hayır!

SON 10 MESAJI

L Serisi Vatozlar Tüm Türler Burada
Cam bölmelerde her bölme için ayrı ayrı filtreleme ve ısıtma gerekmekte. Sineklikle yapılan bölmelerde tek bir dış filtre ve ısıtıcı bütün bölmelerdi idare edebiliyor o nedenle sineklik kullanmayı düşünüyorum. Balıkların birbirinden izolasyonu ve buna bağlı olarak yavru verimi açısından cam ve sineklik arasında bir fark olur mu acaba?
L Serisi Vatozlar Tüm Türler Burada
150 santimlik akvaryumu sineklikle bölsem ufak akvaryum etkisi yaratır mı acaba?
L Serisi Vatozlar Tüm Türler Burada
150x30x30 bitkili akvaryumumda cüce vatoz varyeteleri besliyorum. Cüce vatozlarımın yanında baska balık yok, daha önce elma salyangozları vardı onları da çıkardım, sadece az miktarda ramshorn vb ufak salyangoz çeşitleri var. Sıcaklık 25 derece. Akvaryumda 4 adet damızlık erkek, çok sayıda dişi ve ufak yavru var. Dişilerin birkaç tanesi yumurta dolu. Yemleme olarak yavruları iyi geliştiriyor diye başlarda proteini fazla kaçırdım, yavrular çok iyi gelişti ancak balıklarda kabızlık oluştu. Daha sonra proteini kesip bitkisel yem ve sebze takviyeli bir diyet uyguladım. 1 dişide şişlik henüz geçmedi, diğer balıklar düzeldi. Şöyle bir sıkıntım var; daha önce aldığım kişilerde küçük akvaryumlarda çok kolay yavru veren vatozlar 150 santimlik akvaryumda bir türlü yavru vermiyorlar. Küp kavgası olmasın diye 7 tane küp koydum akvaryuma. Yavru vermemelerinde; akvaryumun büyük olması, erkek sayısının fazla olması(4), küp sayısının erkek sayısından bile fazla olması(7) gibi durumlar etken olmuş olabilir mi acaba?
Biolife Gerçekleri
[QUOTE=atesoglu]Ben 1 aydır bu bahsedilen sistemde japon balığı besliyorum. Çok büyük bir tehlike henüz görmedim. Balıklarım ise çok canlı ve mutlular şimdilik ama bakalım günler aylar yılları bulacakmıyım bende merak ediyorum. Yaşayıp durumu görmekte fayda var. [:?]
Bu arada ben bu siteye yeni üye oldum, daha öncede üye olmuştum fakat sebebini bilmediğim şekilde forum sitesine giremez oldum yani engellendim. Ben bu bahsedilen sistemin sadece yeni kullanıcısıyım akvaryum hobisine de meraklı birisiyim. daha önce bu sistem ile kurulmuş fotoğraf atmıştım ama dediğim gibi bi yanlış anlaşılmadan dolayı engellendim. Dediğim gibi ben sadece bu sistemin yeni kullanıcısıyım. Amacım reklam yapmak değildir. inşaallah yeniden engellenmem. yada sebebini belirten bi mail aldıktan sonra engellenirim. En azından sebebini bileyim.. [/QUOTE]

Üyelik tarihi : 16.2.2017 (yani bugün)
Mesaj sayısı : 1
Mesajın konusu : Biolife kullanıyorum, çok memnunum, akvaryum.com benim üyeliğimi engelliyor vs vs...
L Serisi Vatozlar Tüm Türler Burada
Cüce vatoz, l144 vb balıklarda bir tank içinde baskın bir erkek olmasının diğer damızlık altı erkeklerin fiziksel gelişimini, boynuz çıkarmasını ve cinsel olgunluğa erişmesini engelleme veya geciktirme gibi bir etkisi olabilir mi acaba?[EDIT]Mustafa Kısacık,2017-02-15 17:23:10[/EDIT]
12-20 derecede lepistes
Lepisteslerin 28 derecede yaşamaları evrensel bir fizik veya matematik kuralı değildir, değişmez de değildir. Tıpkı doğadaki boyut, şekil, renk, kuyruk yapısı gibi özelliklerinin değiştirilemez olmaması gibi. Sadece renk ve şekil ıslahına gösterilen çaba bu konuda gösterilmemiştir o kadar, başka bir nedeni yok yani. Canlılar yaşadıkları doğal ortam şartlarına zamanla uyum sağlarlar. Fil, gergedan, hipopotam gibi uzun süre yaşayan ve ömürleri boyunca çok az yavru dünyaya getiren canlıları uyum güçlerini ileri derecede zorlayacak bir ortama sokarsanız çok çok yavaş üredikleri, çok az yavruladıkları ve yavrularının büyümesi uzun zaman aldığı için dünyaya getirdikleri o çok az sayıda yavru da muhtemelen yeni koşullara ayak uyduramayarak öleceklerdir. Dolayısıyla da bu tür hayvanlar eğer bu ani ve sert değişimlere kendileri zor da olsa ayak uydurup hayatta kalabilmiş olsalar bile muhtemelen soylarını devam ettiremezler. Bu tarz canlıların uyum sağlayabilmesi için şartların çok yavaş ve çok çok uzun sürede değişmesi gerekir. Ancak bazı canlılar da vardır ki o kadar hızlı ve o kadar çok ürerler ki, dünyaya getirdikleri çok fazla sayıda yavrulardan en azından az bir kısmı bu değişen koşullara ayak uydurabilecek genetik çeşitliliğe sahip olarak dünyaya gelirler. Bunun en iyi örneği bakterilerdir. Şu anda öyle bakteriler var ki kaynama sıcaklığını üstünde dahi yaşayabilirler. Bu bakteriler belki uzun süredir bu sıcaklıklara uyumlular ama bazı bakteriler şunun şurasında 1-2 yıldır geliştirilmiş en yeni antibiyotiklere yani bırakın sıcaklığı vs, dünya üzerinde onlar için gelmiş geçmiş en öldürücü zehirlere bile direnç kazanmışlardır. Aynı mantığı yürütecek olursanız bu bakterinin doğal ortamı bu değildir yaşayamaz deyip kestirip atmanız gerekir ama maalesef işler öyle yürümüyor. Şimdi esas konumuz olan lepisteslere gelecek olursak; lepistesler ne birer fil veya gergedandır ne de her 20 dakikada bir bölünen E.coli basili gibi bir bakteridir. Yani üreme hızı ve buna bağlı olarak adaptasyon gücü açısından ikisinin arasında bir yerdedir. Lepistesleri doğal ortamındaki sıcaklıktan daha düşük sıcaklıklara koyduğunuz zaman, uyum sağlayıp sağlamamaları, uyguladığınız sıcaklığın ne kadar düşük olduğuna ve o ortama geçiş hızlarına göre değişir. Yani 28 derecede yaşayan lepistesleri sudan çıkarıp 0 derece suya atarsanız çok büyük ihtimalle ölürler. Ancak yazın 28 derecede yaşayan hayvanları mevsime bağlı olarak çok yavaş bir şekilde daha düşük sıcaklıklara alırsanız uyum sağlama şansı olabilir, tabi ne kadar yavaş yaparsanız yapın nihai sıcaklığın ne kadar düşük olduğu da önemlidir. Burada uyumdan bahsederken elbette ki mevcut bireylerin uyumundan bahsedilse de asıl önemli olan doğan çok sayıda yavru arasında yeni şartlara genetik olarak uyum sağlayabilecek bireylerin olup olmamasıdır. Aksi takdirde yüksek sıcaklığa uyumlu genetikleriyle düşük sıcaklıkta yaşamaya çalışmak zorlayıcı ve risklidir, eninde sonunda ölme ihtimali yüksektir. Ne kadar yavaş geçiş olursa olsun bireylerin ve yeni doğan yavruların bir kısmı muhtemelen ölecektir, ama içlerinden uyumlu genetik varyasyona sahip birkaç yavru dahi olsa uyumsuzlar öldüğü ve meydan bunlara kaldığı için üreyerek çoğalacaklardır. Yen nesil bu nispeten uyumlu olup hayatta kalabilenlerin yavrularından oluştuğu için onların da içinde uyumluların çıkma şansı daha yüksek olmakla birlikte daha da düşük sıcaklıklara dayanabilme ihtimali olan varyasyonların çıkma şansı daha yüksek olur. Yani 26-28 derecede doğan 100 yavrudan 80i hayatta kalıp büyüyorsa illaki 15 derecede 80 yavru değil belki 10 yavru belki 5 yavru hayatta kalacak ama eninde sonunda bu kalanlar tekrar çoğalıp yeni nesillere bu nispeten soğuğa dayanıklılık genlerini aktaracaklardır ve soğuk ortamda kalmaya devam ettikleri sürece soğukta yaşamaya uyumlu olan bireyler sıcağa uyumlu bireylere karşı avantajlı oldukları için onların yerini alarak çoğalacaklardır. Eğer yeterince yavaş bir geçiş olursa artık DOĞAL olarak düşük sıcaklıklara dayanıklı genetikte varyeteler elde edilebilir. Zaten doğadaki özellikleri değiştirilemiyor olsaydı akvaryumlardaki bilmem kaç yüz varyete de elde edilemezdi. Demek ki insan eliyle çok kısa sürede doğadakiyle alakasız özelliklere sahip varyeteler elde edilebiliyormuş, doğal ortamdaki fiziksel özellikleri, dayanıklılık özellikleri değişmez birer kural değilmiş, yeter ki üzerinde çalıştığımız canlı yeterince hızlı ve kısa bir üreme döngüsüne sahip olup çok sayıda yavru veren bir tür olsun. Gerekli ıslah tekniklerini güzel bir şekilde uygularsanız düşük sıcaklıklara uyumlu lepistesler elde edebilirsiniz.

Madem vahşi lepisteslerin özelliklerine saygı, doğaya saygı diye ısrarcı olunacaksa, doğada akvaryum da yok, yavruluk da yok, bu derece renkli ve bu kadar büyük ve gösterişli lepistesler de yok, kuyruğuna rengine göre seçip üretmek de yok, doğada full red diye bir şey de yok, moscow blue de yok, nerede kaldı o zaman hayvanın doğasına saygı? Ticari amaç için, para için üretim akvaryumlarında tamamen yapay ortamlarda zevkine göre seçip üretip özelliklerini şekillerini tamamen değiştirip alakasız ve dayanıksız lepistesleri üretince doğaya ve lepisteslere saygılı olunuyor ama hiçbir seçim ve baskı yapmaksızın sadece sıcaklıkları düşük tutup onun dışında tonlarca suyun bulunduğu geniş ve doğal ortamlarda besleyip hastalıklara, düşük sıcaklıklara vs çok daha dayanıklı yeni varyeteler elde edince lepisteslere ve doğaya saygısızlık etmiş olunuyor öyle mi?

Böyle bir şey yaparak nereye varılmaya çalışıldığı sorulmuş. Siz yüzlerce değişik renge kuyruğa bilmem neye sahip türlü türlü lepistesleri üretirken amacınız neyse odur amaçlanan. Ayrıca eğer mümkün olursa 10 derecede sağlıklı mutlu uyumlu bir şekilde yaşayıp üreyen lepistesler geliştirmek öyle çeşit çeşit kuyruk deseni üretmekten çok daha fazla katkı sağlayacaktır bu hobiye.

Burada böyle bir şeyin yapılıp yapılamayacağını tartışmak demek bu hobiye yeni başlayanlara gidin böyle yapın demek anlamına gelmez, elbette ki lepistes beslemenin denenmiş ve işe yararlığı gösterilmiş belli şartları var ve hobiye yeni başlayanlar da bunları uygulamalılar. Ancak sitede hobiye yeni başlayanlar var diye de hiçbir gelişme yapılmayacak hiçbir yenilik konuşulmayacak diye bir durum olamaz.
[EDIT]Mustafa Kısacık,2017-02-13 04:15:46[/EDIT]
Vahşi lepistes ve karides safarim
[QUOTE=Barış ER]


Sanırım siz gambusyalarla karıştırdınız.Türkiye de zaten doğada lepistes yok.Bunlarda bildiğimiz akvaryum lepisteslerinin doğaya aşılanmışları.Zaman içinde devamlı aynı damar eşleşerek gen havuzları daralıyor ve muhteşem renklilikleri kayboluyor.Birde doğada erkek lepisteslerin haşmetli ve renkli kuyrukları olmaz.Yem olmamak için bu yönlerini sergilemezler ve giderek bu babadan oğula geçer.Tabiki bu fenotiple alakalı birşeydir.Genotipinde yinede atasına ait izler mevcuttur.Fakat dediğim gibi gen havuzu aile içi çiftleşmelerle daraldıkça fenotiptede genotiptede bozulmalar oluyor.Buna çok sefer şahit olmusuzdur.Akvaryumcudan begenerek aldığımız lepisteslerin 1-2 yıl içinde  formlarında bozulmalar başlar.Bunun tek nedeni gen havuzunun daralmasıdır.


Bir daha yolum düşerse aynı noktaya akvaryumcudan 10 kadar dolu dişi lepistes alıp aşılamak niyetindeyim.Gen havuzunu biraz rahatlatmış oluruz.
[/QUOTE]

Çok güzel bir çalışma, ellerinize sağlık. Ancak birkaç eleştirim olacak izninizle.

Gen havuzları daralıyor demek tam doğru ifade olmaz, zira normalde doğalarında da dışarıdan gelip farklı lepistes ekleyen olamayacağı için aynen bu şekilde aynı bireyler çiftleşerek soylarını devam ettirir. Bu durum her türlü hastalığa karşı tedavilerin yapıldığı, hiçbir avcının olmadığı, sadece göze hitap edenler hariç çok kısıtlı sayıda varyasyona izin verilebilen, seçilen bireylerin de sağlıklılık ve sağlamlık değil insan zevklerine göre seçilen kısacası hiçbir elemeye tabi tutulmadıkları 20-30 lepistesin yaşadığı akvaryum ortamında sağlıksız balıklar ortaya çıkmasına neden olduğu için iyi sonuçlar vermese de, nesillerdir milyonlarca yavru içinden seçilen ve ha bire eliminasyona uğrayan on binlerce bireyin yaşadığı vahşi hayatta akvaryumdaki atalarından hem fenotip hem de genotip olarak çok çok daha sağlıklı ve sağlam nesiller ortaya çıkmasını sağlar. Eşeyli üreyen canlılarda mutasyonlar ve ondan da önemlisi her yavrunun eşeyli üremeden kaynaklı kendine has gen kombinasyonu sayesinde inanılmaz bir gen çeşitliliği oluşur. Hayatı boyunca 2-3 yavru yapan canlılarda bu çeşitlilik çok farkedilmezse de lepistes gibi çok hızlı üreyen ve fazla yavru veren türlerde çok daha belirgin sonuçlar ortaya çıkarır ve doğal olarak gen havuzu oldukça çeşitli olur. Lepisteslerin kuyruklarının sadeleşmesi, renklerini sergilememeleri ve bunu yavrularına geçirmelerinden değil, ortaya çıkan milyonlarca yavrudan gösterişli ve büyük kuyrukluların hastalıklara çok daha dirençsiz olmaları ve kolay av oldukları için yaşama yani üreme şanslarının düşük olmasına bağlı olarak yerlerini küçük ve gösterişsiz kardeşlerine ve doğal olarak da onların soylarına bırakmalarından kaynaklanır, ve bu durum sadece fenotip değil genotipte de farklılığa işaret eder. İzlerini taşıyor dediğiniz ataları da zaten akvaryumdaki büyük kuyruklular değil en nihayetinde onların da ataları olan ve kendilerine benzeyen küçük kuyruklu vahşi lepisteslerdir. Ayrıca bu olay bozulma değil yukarıda da açıkladığım gibi tam aksine çok daha sağlıklı dayanıklı bireyler ortaya çıktığı için iyi yönde gelişme olarak görülebilir. Biz kendi zevkimize göre olanları iyi diğerlerini kötü olarak gördüğümüz için iyi yönde bir gelişmeyi bozulma olarak görüyoruz.
Amazon Denemem Ve İlk Akvaryum Tecrübem
[QUOTE=furkantoygar]

[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/189304/161220160006211.jpg[/IMG][/QUOTE]

Güzel bir dizayn olmuş tebrikler. Bir de sol taraftaki ağaç boğa başına benzemiş biraz.
L Serisi Vatozlar Tüm Türler Burada
[QUOTE=Yusuf Tanrıverdi]

1- Akvaryumunuzun hacmine göre aynı tankta yavru alabilirsiniz.
2- 4 erkek 8-10 dişi iyi olur.
3- Üremelerinin elma salyangozu ile alakası yok. Elma salyangozu olsa da ürerler.
4- Bu beslenme şekline ve canlının kondisyonuna bağlı, tanka alışmasına bağlı, her şey bunda etken.[/QUOTE]

Yani [K]aynı şartlar altında olmak kaydıyla[/K] söz konusu türlerin kendi içlerinde yavru vermeleriyle diğer türlerden bireylerle çaprazlaşıp yavru vermeleri arasında zorluk açısından bir fark yok diyebilir miyiz?[EDIT]Mustafa Kısacık,2017-02-10 22:56:13[/EDIT]
L Serisi Vatozlar Tüm Türler Burada
Birkaç sorum olacak izninizle maddeler halinde sormak istiyorum:

1 - Piyasada yaygın olarak beslenen türlerin (düz siyah cüce, l144 tül, lda16, süper red vs...) bir arada bakılmasının yavru alınması açısından engelleyici veya en azından zorlaştırıcı bir etkisi var mı acaba? Kırma yavru almaktan söz etmiyorum, zira sadece pahalı türleri üretmek gibi bir kaygım yok, düz siyah yavrular da olması sorun değil benim için. Sadece yavru almak istiyorum türü önemli değil.
2 - İyi dekore edilmiş, saklanma yerleri bol ve yoğun bitkilendirilmiş 150 cm bir tankta yavru verimini düşürmemek için en fazla kaç erkek bulundurulmasını tavsiye edersiniz?
3 - Bazı yazılarda elma salyangozlarının cüce vatozların üremesini engellediğini okudum. Elma salyangozu varsa büyük ihtimalle üremezler mi yoksa biraz rahatsız olsalar da yine ürer diyebilir miyiz?
4 - Bir de örneğin "144-144 " çiftinden yavru almakla "l144-düz siyah cüce" çiftinden yavru almak arasında zorluk açısından bir fark var mıdır? Yani l144 ile l144 kolay yavru verir l144 ile düz siyah nispeten daha zor yavru verir diyebilir miyiz?

SON MESAJLAR

GÜNCEL 100 TANITIM

SON İLANLAR

KULLANICILAR

  • 24 Online Kullanıcı, 13 Üye

Online Kullanıcılar

FORUM İSTATİSTİKLERİ

  • 3,797,668 Mesaj
  • 408,613 Konu
  • 91 Forum
  • 145,128 Forum Üyesi
  • 1,466 Özel Forum Üyesi
  • 29 Kıdemli Akvarist
  • 1,941 Dün Giriş Yapan Üye

Şu ana kadar en fazla 1365 kişi 27.03.2012 23:21 tarih ve saatinde çevrim içi oldu.